'Kobani olayları' davası sanıkları 26 Nisan 2021'de hakim karşısına çıkacak
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim 2014'te düzenlenen eylemlere ilişkin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ'ın da arasında olduğu 108 sanıklı davayı görmeye 26 Nisan 2021'de başlayacak.
İddianameyi dün kabul eden mahkeme, duruşmaya hazırlık tutanağını tamamladı. Buna göre ilk duruşma 26 Nisan 2021'de Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki duruşma salonunda görülecek ve takip eden günlerde de yargılama devam edecek.
Tutanakta, 2021/6 esasına kaydedilen dosyanın 3 bin 530 sayfa iddianame, 324 klasör delil ve eklerinden oluştuğu, davada 2 bin 676 müşteki ve mağdur ile 37 maktulün bulunduğu belirtildi. Dosyanın çok büyük ve kapsamlı olduğu kaydedilen tutanakta, "dosyanın mahkeme heyeti tarafından büyük titizlik ve hassasiyetle incelendiği" bildirildi.
AA’nın naklettiğine göre, tutanakta, şunlar kaydedildi:
"(İddianame) Bu bağlamda 6-7 Ekim 2014 tarihinde meydana gelen olaylarla ilgili olarak sanıkların suçla ilgili önceki eylem ve faaliyetleriyle sonradan gösterdikleri ve bu kapsamda gerçekleştirdikleri eylem ve faaliyetleri içermektedir. Örneğin Selahattin Demirtaş'ın tutuklandığı Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/189 esas sayılı dava dosyasında bulunmayan ve talep edilmeyen, söz konusu mahkemece tutukluluk konusu yapılmayan
suçlardan ve eylemlerden tutuklandıkları görülmektedir. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinin dava dosyasında sanık Selahattin Demirtaş'ın silahlı terör örgütü kurma veya yönetme, terör örgütü propagandası yapma, suçu ve suçluyu övme, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, halkı kanunlara uymamaya tahrik etme, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme, bunların hareketlerine katılma, kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama, suç işlemeye alenen tahrik etme, halkı kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne kışkırtma, toplantı ve yürüyüşün zorla dağıtılması suçlarından yargılandığı ve tutuklandığı UYAP kayıtlarından görülmektedir.
Mahkememiz ilk etapta iki dosyanın olay ve taraflarının aynı olmadığı ve mahkememize açılan yeni ve farklı bir dosyanın varlığının altını çizmektedir."
AİHM kararına ilişkin değerlendirme
Mahkemenin, incelemesini sanıklar hakkında taraflara isnat edilen suç ve dosyada gösterilen deliller, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) tutuklama nedenlerine ilişkin 100. maddesi ve devamı, Anayasa'nın 19. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 5. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) içtihatlarındaki kriterleri göz önüne alarak yaptığı belirtilen tutanakta, AİHS'nin 46. maddesine göre sözleşmeye taraf devletlerin AİHM kararlarına uymaya mecbur olduğuna, Anayasa'nın 90. maddesine göre ise usulüne uygun yürürlüğe konulan milletlerarası anlaşmaların kanun hükmünde olduğunun düzenlendiğine işaret edildi.
Tutanakta, şunlara yer verildi:
"AİHM, Selahattin Demirtaş Türkiye Davası kararında 63. paragrafta Selahattin Demirtaş hakkında Diyarbakır Savcılığının 39 ayrı ceza soruşturmasını tek bir dosyada birleştirdiğini, hali hazır yerel mahkemeler önünde başvurucu hakkında yedi ayrı ceza davasının devam ettiğini, söz konusu soruşturmalar ve kovuşturmaların bu başvurunun konusunu oluşturmadığını belirterek, verdiği kararın Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma ile ilgili olacağını belirtmiştir."
AİHM'in, aynı kararda 4 Kasım 2016 tarihi sonrasında 12 HDP milletvekiline yapılan operasyon sonucu Demirtaş'ın yakalandığını ve tutuklandığını, tutukluluğa itirazın da reddedildiğini belirttiğine yer verilen tutanakta, AİHM'in kararının, halen devam eden değil, ilk tutukluluğuna ilişkin olduğu ifade edildi.
Tutanakta, "Mahkememizdeki tutuklulukla ilgili Anayasa Mahkemesine yapılan başvuru halen derdesttir. Dolayısıyla mahkememiz dosyasında mevcut olan tutuklulukla ilgili herhangi bir inceleme yapılmamış olduğundan ve bu durum da AİHM tarafından teyit edildiğinden bahsi geçen kararın mahkememiz yönünden bağlayıcılığı bulunmamaktadır." denildi.
"Tutukluluk tedbiri gerekli"
Sanıkların üzerlerine atılı suçlar yönünden kuvvetli suç şüphesini gösterir olgular olduğu ifade edilen tutanakta, bazı sanıkların kaçak konumunda oldukları, dosyada çok fazla müşteki ve tanık bulunduğu hatırlatıldı.
"Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı girişiminde bulunma ihtimalinin olduğu" kaydedilen tutanakta, tutukluluk tedbiri dışındaki, yurt dışına çıkış yasağı dahil diğer adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı belirtildi.
Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca iç hukuk bakımından bağlayıcı olan AİHS'nin 5. maddesi ve AİHM'in tutukluluk tedbiri konusundaki yerleşik birçok karar ve gerekçesinde "Kişilerin kaçma riskinin bulunması, kamu düzeninin sağlanması ve yeni bir suç işlenmesinin önlenmesi" amacıyla tutukluluk tedbirinin uygulanabileceğine yer verildiği aktarılan tutanakta, mevcut dosyada bu kaygı ve kriterlerin bulunması nedeniyle tutukluluk tedbirinin gerekli olduğu ve bu sebeple sanıkların tutukluluklarının devamına karar verildiği vurgulandı.
Meclis tutanaklarının gönderilmesinin istenmesi kararlaştırıldı
Tutanağa göre mahkeme, tutuklu sanıkların tutuklu oldukları ceza infaz kurumlarına müzekkere göndererek, sanıkların duruşmaya SEBGİS ile katılıp katılmayacaklarının sorulmasına, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin içtihatları uyarınca duruşmaya bizzat katılmak isteyenlerin duruşmadan makul süre önce Ankara'daki ceza infaz kurumlarına nakledilmeleri için Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına karar verdi.
Hakkında adli kontrol tedbiri bulunan sanıklara yönelik bu kararın devamına hükmeden mahkeme, TBMM'den 2014 itibarıyla sanıklardan hangilerinin milletvekili olduklarının ve 6-8 Ekim 2014 olaylarıyla ilgili Meclis kürsüsünde kimlerin açıklama yaptıklarının sorulmasını ve bu açıklamalarının tam metinlerinin ve Meclis tutanaklarının gönderilmesinin istenmesini kararlaştırdı.
Bu yerine getirildiğinde, iddianamede sanıklara isnat edilen paylaşımlar ile yapılmışsa Meclis'teki konuşmaların karşılaştırılarak aynı içerikte olup olmadıklarının ve hangisinin önce yapıldığının bilirkişiye inceletilmesine hükmeden mahkeme, tanıkların beyanlarının alınması için adreslerindeki mahkemelere talimat yazılmasına, UYAP'tan sorgulama yapılarak sanıklarla ilgili diğer mahkemelerde açılmış ve derdest olan dosyalardan iddianame örneklerinin istenmesine karar verdi.
HDP Genel Merkezi'nden iddianamede bahsedilen MKYK toplantısı ile ilgili karar defterinin ve ilgili tutanakların gönderilmesini ve toplantının nerede yapıldığının bildirilmesinin istenmesini kararlaştıran mahkeme, haklarında yakalama kararı bulunan şu sanıklar hakkında ise yokluğunda tutuklama kararı çıkarılmasına hükmetti:
"Abdulselam Demirkıran, Ali Haytar Kaytan, Arife Köse, Ayfer Kordu, Aynur Aşan, Ayşe Tonguç, Azime Yılmaz, Bayram Yılmaz, Bergüzar Dumlu, Cemil Bayık, Ceylan Bağrıyanık, Cihan Ekin, Demir Çelik, Duran Kalkan, Elif Yıldırım, Emine Tekas, Emine Temel, Emrullah Cin, Engin Karaaslan, Enver Güngör, Ercan Arslan, Ertuğrul Kürkçü, Fatma Şenpınar, Fehman Hüseyin, Ferhat Aksu, Filis Arslan, Filiz Duman, Gönül Tepe, Güleser Törün, Gülten Alataş, Gülüşan Eksen, Gülüzar Tural, Güzel İmecik, Hacire Ateş, Hatice Altınışık, Hülya Oran, İsmail Özden, Kamuran Yüksek, Layika Gültekin, Leyla Söğüt Aydeniz, Mahmut Dora, Mazhar Öztürk, Mazlum Tekdağ, Mehmet Hatip Dicle, Mehmet Taş, Mehmet Tören, Menafi Bayazit, Mızgın Arı, Murat Karayılan, Mustafa Karasu, Muzaffer Ayata, Nazlı Taşpınar, Neşe Baltaş, Nihal Ay, Nuriye Kesbir, Remzi Kartal, Rıza Altun, Ruken Karagöz, Sabiha Onar, Sabri Ok, Salih Akdoğan, Salih Müslüm Muhammed, Salman Kurtulan, Sara Aktaş, Selma Irmak, Şenay Oruç, Ünal Ahmet Çelen, Yahya Figan, Yasemin Becerekli, Yurdusev Özsökmenler, Yusuf Koyuncu, Yüksel Baran, Zeynep Karaman, Zeynep Ölbeci, Zübeyir Aydar."
HABERE YORUM KAT