'Kobanê İsmini Alman Şirketinden Aldı'
90’lı yıllarda PKK’nin yayın organı Özgür Gündem'de çalışan gazeteci yazar Muhsin Kızılkaya, gündemdeki Kobanê saldırıları ve Kobenê’ye dair bilinmeyenleri CNN Türk'te anlattı.
CNN Türk'te Cüneyt Özdemir'in sunduğu 5N1K programına konuk olan yazar Kızılkaya, Kobanê'nin PKK için önemini şu şekilde aktardı: “1979 yılında da Abdullah Öcalan sınır dışına çıktı ilk olarak Kobani kasabasına gitti. O yolculuk PKK'nın tarihinde Kutsal Yolculuk olarak kabul edilir. Hicret olarak nitelendirilir. Öcalan'ın Ortadoğu sahasında yani Önderlik sahası adı verilen yere geçişi sağladığı ve ilk ayak bastığı yer oldu.”
“Kobanê İsmini Alman Şirketinden Aldı”
Asıl ismi Ayn El Arab olan Kobanê’nin, ismini Alman şirketinden aldığını öne süren Kızılkaya, “Kobani yüzyılın başında küçük bir köy bile değildi. Bağdat Demiryolu inşası sırasında Almanlar orada bir istasyon kurdular. O yolu yapan şirketin isminden mülhem oraya "Company" yani Şirket anlamında Kobani denilmeye başlandı. Ayn El Arab yani Arap Çeşmesi diyordu Osmanlı oraya... Sonra orası Ermeni tehciri sırasında bir toplanma merkezi olarak kullanıldı. Bu sırada bir kaç kilise inşa edildi. Sonra Araplaştırma politikası ile sınırlar çizildi. Sınır çizilirken tren hattı esas alındı. Kobani ile Suruç birbirinden böylece ayrıldı. Yani bir köyün iki mahallesi gibiydiler. Zaman içinde orada kalan Ermeniler Araplaştırma politikası sebebiyle Sovyetler Birliği'ne kaçmak zorunda kaldılar. Orada Kürtler ve Araplar beraber yaşamaya başladı. Biraz da Ermeni kalmıştı.” dedi.
“Şeyh Said Kıyamını Destekleyenler Kobanê’ye Yerleşti”
Suriye sınırları içerisinde yer alan Kobanê’ye dair bilinmeyen bazı bilgiler paylaşan Kızılkaya, Şeyh Said (ra)’in 1925'te başlattığı kıyam hareketine katılan veya katılmayan bölgedeki aşiretlerin önemli bir kısmının Kobanê’ye göç etmek zorunda kaldığını belirterek, "1925'teki Şeyh Said kıyamı sırasında kıyama katılsın veya katılmasın bölgedeki aşiretlerin önemli bir kısmı oraya göç etmek zorunda kaldı. Bunun üzerine orada bir entellektüel mahfil oluşmaya başladı. 1930'lu yıllarda Bedirhan Kardeşler vatandaşlıktan atıldıkları için Şam'da ilk Kürtçe dergi olan Havar dergisini yayınladılar. O çevredeki Kürtler arasında bir uyanış başladı. İlk Kürtçe latin harfleriyle alfabe orada oluştu. Kürtlerin Nazım Hikmet'i kabul edilen şair orada yetişti. Bütün Kürt aydınları oraya yerleşmeye başladı." diye konuştu. (Hürseda)
HABERE YORUM KAT