Kısa notlarla
Kudüs’te öfke: İşgalci Siyonist devletin Mescidi Aksa’nın hemen yakınına Yahudi mabedi inşa etmesinin amacı burada böyle bir ihtiyacı karşılama değil Mescidi Aksa’ya yönelik komplonun infazı için bir istasyon oluşturmaktır.
Ayrıca işgal devleti böyle bir mabetle Kudüs’teki Yahudileştirme faaliyetini daha etkili hale getirmek istiyor. Kudüs ve Filistin halkı tehlikeyi yakından gördüğünden komplonun hayata geçirilmesine karşı çıkıyor ve bu konuda her türlü fedakârlığı göze alıyor. Ancak orada Mescidi Aksa’yı ve Kudüs’ü savunan Filistinliler işgalcilerin şiddetli saldırılarına maruz kalıyorlar. Yahudi mabedinin açılışının yapılacağı gün Filistinliler tarafından öfke günü ilan edildi ve muhtelif gösteriler düzenlendi. İşgal güçleri göstericilere şiddetli saldırılar düzenledi. 1948’de işgal edilmiş bölgedeki İslâmî Hareket’in genel başkan yardımcısı Kemal el-Hatib başta olmak üzere çok sayıda Filistinli saldırılarda yaralandı ve birçok kişi de tutuklandı. Ancak bu öfkenin sadece Kudüs ve Filistin’de kalmaması tüm İslâm âlemine yayılması gerekir. Çünkü savunulması gereken mekân ve değer tüm dünya Müslümanlarının ortak değeridir. Dolayısıyla işgalci Siyonistlerin komplolarına karşı da ortak tavır sergilenmesi gerekir. Ne var ki onları cesaretlendiren, İslâm âleminin duyarsızlığı ve sessizliğidir. Biz inşallah bu konudaki gelişmeleri yarınki yazımızda ayrıntılı bir şekilde ele almaya çalışacağız. Fakat okuyucularımıza Filistin Enformasyon Merkezi’nin haber sitesinde yayınlanan haberlerden gelişmeleri takip edebileceklerini hatırlatmak istiyoruz. İnşallah Özel FM’de Cuma günü 19.30’da yayınlanacak Dünya Döndükçe programımızda da tafsilatlı olarak ele alacağız. Programımızın ses dosyasını kişisel Web sitemizden (www.vahdet.com.tr) çekme ve yayınlama imkânınız olacak.
Irak seçimleri: Irak’ta genel seçimler yapıldı. Haberlerden anladığımız kadarıyla henüz üzerinde yorum yapmaya ve siyasi mekanizmanın nasıl oluşacağı konusunda fikir yürütmeye yetecek kadar sonuçlar netlik kazanmış değil. Nuri el-Maliki’nin başını çektiği cephenin önde gittiği ama tek başına hükümeti oluşturmaya yetecek kadar bir çoğunluğu oluşturmasının mümkün görünmediği kanaati hâkim. Koalisyonun altyapısının oluşturulması için ataklar da dikkat çekmeye başladı. Seçimlerden sonra oluşacak siyasi mekanizmanın ülkede güven ve istikrarı sağlamada ne kadar başarılı olabileceği konusunda da muhtelif tartışmalar var. Biz Allah izin verirse bu konudaki tespit ve kanaatlerimizi önümüzdeki hafta, seçim sonuçlarının netleşmesinden ve parlamento aritmetiğinin ortaya çıkmasından sonra yazacağımız yazılarda dile getirmeye çalışacağız.
Obama’nın Ortadoğu şeytanı: Bazıları vardır ki onların bulunduğu yerde şeytana iş düşmez. Sanıyorum Obama’nın yardımcısı Joe Biden’in gittiği yerlerde görevli şeytanlar da tatil yapma fırsatı buluyorlardır. Bir yüzüyle Müslümanlara sevimli görünmeye çalışırken diğeriyle uluslararası Siyonizme yaranan Obama’nın da muhtemelen işgalci Siyonistleri memnun etmede kullandığı yüzünü inandırıcı kılabilmek için Joe Biden gibi bir şeytana ihtiyacı vardı. Tam da Mescidi Aksa’ya komplo amacıyla inşa edilen havranın açılışı öncesine denk getirdiği ziyaretinde Biden gittiği yerde ortalığı karıştırdı. Tam bir diplomasi korsanlığı yapan Biden, işgal devletini sağlama almak için gerçekleştirdiği gizli, karanlık ve tartışmalı görüşmeleriyle, çirkin açıklamalarıyla girdiği her yerde karışıklığa yol açtı. Kahire Üniversitesi’nden İslâm âlemine selâm veren Obama ile Joe Biden şeytanını yan yana koyduğumuzda “İslâm âlemine yönelik gerçek stratejiyi ortaya koymada acaba hangisi daha gerçekçi?” sorusunu sorma ihtiyacı duyuyoruz. Bana sorarsanız, her ne kadar şeytan da olsa Biden.
Cehaletin kıblesi: Birileri Kâbe’de kybele diye bir put olduğunu ve Müslümanların ona yöneldiğini söylemiş. Cehaletin bu kadarına pes doğrusu. Bu kafayla bir de dergi çıkarıyorlar. Ellerine bir saçmalık verildiğinde orijinal bir şey keşfetmiş gibi ortaya atılırken cahilliklerini ibraz ettikleri dikkatlerinden kaçıyor. Arapçada kybele diye bir kelime olur mu? Kıble kelimesi bir özel isim değil cins isimdir ve dönülen taraf anlamına gelir. İkbal, istikbal, müstakbel kelimeleri de aynı kökten türemedir ve yönelme, karşılama, gelecekte karşına çıkacak olan gibi anlamlara gelir. Müslümanlar önce yıllarca Kâbe’ye değil Kudüs’e, Mescidi Aksa’ya yöneldiler ve o zaman da namazda yöneldikleri istikamete kıble denirdi. Kâbe’nin ibadette dönülecek yönün ve hac amacıyla dünyanın farklı beldelerinden gelen mü’minlerin toplanacağı mekânın belirlenmesi için bir işaret olarak konduğu, ibadetin ise Allah’a olduğu Kur’an-ı Kerim’de açıklanır.
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT