‘Kimse Kanun Zoruyla Korunmasın, Dayatılmasın!’
Selahaddin E. Çakırgil, itfaiyeci teşbihi üzerinden "yangını ben söndürdüm dolayısıyla ev benimdir, hüküm benimdir" diyen Kemalist 'kurtarıcılar'ın tasallutuna dikkat çektiği yazısında “Kimse kanun zoruyla korunmasın, dayatılmasın” diyor.
Selahattin E. Çakırgil’in Star gazetesi ile Haksöz-Haber’de eş zamanlı yayınlanan yazısından bir bölüm şöyle:
-Devletin kurucusu hiç kimseyle aynı kefeye konulamaz!’ diyenler..
Bu taife, şartlandırılmış beyinlerin ürettiklerini başkalarına zorla dayatmayı kendileri için bir hakk sanıyorlar, 100 yıldır.. ‘Tanzimat ve İttihadçı kafası..’ Bunlar, Birinci Şef’ten geçinenler.. Ve, kafa konforlarının bozulmasından korkuyorlar..
Biz ise diyoruz ki, ‘Yakın- uzak, tarihimizde her kim var ise, hepsi de bizim tarihimizin bir parçası..
Tarih, eğer masal anlatmak ve toplumu uyutmak ve uyuşturmak değil de, gerçeğin anlaşılması ve bugün ve yarınlarda aynı hatanın tekrarlanmaması için ise; ‘Geliniz, her kim olursa olsun, birileri sevsin- sevmesin, herkesi, insan olarak anlamaya çalışalım. Kimse kanun zoruyla korunmasın, dayatılmasın..‘
-İtfaiyecinin vazifesi yangını söndürmektir. Ama, yangından sonra itfaiyecilerin gelip, ‘Biz olmasaydık, eviniz ve siz yanacaktınız. Hayatınızı bize borçlusunuz ve bu evde bundan sonra biz ne dersek, öyle hareket edeceksiniz..’ demeleri gibi bir zorbalık kabul edilebilir mi?
(…)