1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Kılıçdaroğlu’nun Ümit Özdağ ile imzaladığı protokolü görmezden gelmek
Kılıçdaroğlu’nun Ümit Özdağ ile imzaladığı protokolü görmezden gelmek

Kılıçdaroğlu’nun Ümit Özdağ ile imzaladığı protokolü görmezden gelmek

 “Her demokrat Kılıçdaroğlu’na ‘bir selam’ borçlu” başlıklı yazısında Kılıçdaroğlu’nu öve öve bitiremeyen Ali Bayramoğlu anlaşılan o ki ırkçı-faşizan seçim kampanyasını masum bir politik taktik olarak görüyor.

17 Haziran 2023 Cumartesi 13:02A+A-

HAKSÖZ-HABER

Karar’daki köşesinde Ali Bayramoğlu CHP içinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifasına yönelik talepleri ele  almış ve bunun büyük bir haksızlık olduğunu söylemiş. Bayramoğlu yazısında  Kılıçdaroğlu’nun büyük bir dönüşüme imza attığını ve son derece kuşatıcı, sevecen bir  söylemle muhalefeti iktidara taşımaya çok yaklaştığını iddia ediyor. Yazısının son bölümünü birlikte okuyalım:

“…CHP zor bir siyasi yapı. Bir yanıyla kültürel bir kimliği taşıyan, resmi ideolojik bir boyut barındıran, diğer yanıyla demokratikleşme arayışlarının, topluma yeniden bakışın amiral gemisi olmayı arzu eden bir yapı. İçinde ulusalcı, Kemalist, liberal eğilimler birlikte yaşadığı bu CHP, manevrası zor olan bir transatlantiği andırır. Siyaseti kendi içinde yapar. Son 25 yılda, sıkça, kimlikçi, modernist bir itiraz siyasetine sığınmıştır.

 

Bu yapıda son yıllarda siyasi bir kımıldama olmuşsa, itirazcı kimlik siyasetinden çıkılıp, kültür savaşları karşıtı kuşatıcı anlayışa ilerlenmişse, bu, Kılıçdaroğlu sayesinde gerçekleşmişti. Kılıçdaroğlu, yıllar içinde, farklılıkları dönüştürmeyi değil kucaklamayı ve etkileşim içinde olmalarını ve değişim hattını kendiliğinden bulmalarını tercih eden bir anlayış geliştirdi.

 

2018 seçimlerindeki Gül formülüne kapı açan, yeni anlayışına uygun isimleri İmamoğlu’nu İstanbul, Yavaş’ı Ankara Belediye Başkanı adayı yapan da Kılıçdaroğlu’ydu.

Kılıçdaroğlu bu zor manevrayı parti içi siyasette de dengeleri ve birliği koruyarak yapmayı bilmiştir.

 

Son iki yıl, Kılıçdaroğlu’nun, Türkiye, farklı ideolojik ve siyasi eğilimlerini bir araya getirmesi çabasına da tanıklık etti. Farklı siyasal ve toplumsal katmanları bir araya getiren muhalif siyasi yapı ilk kez, bu katmanlar arasındaki asli gerginlikleri ikinci plana iten ortak bir siyasi eğilim eğilim üretmiştir. Bu, Türkiye siyaseti bakımından bir milattı.

 

Seçim kampanyasında CHP liderinin kavgacı olmayan, esnek, yumuşak güç profili, bu istikamette açtığı kapı veya kimlikler üstü vurguyla yaptığı Alevilik çıkışı, Türkiye’nin yıllardır ihtiyaç duyduğu şeylerdi.

 

Tek eksik olan, geliştirdiği anlayışın siyasete dönüşmesiydi, kurucu siyasetti ya da bu anlayışın kurucu siyasi ayaklarının yokluğuydu. Kurucu siyaset ve iktidar pratiği arasındaki güçlü bağ dikkate alınırsa iktidara gelmesi halinde bu eksikliği tamamlaması kuvvetle muhtemeldi.

 

Dillendirdiği anlayış, seçimlerde karşılık bulsaydı -ki oldukça küçük bir farkla kaybetti- bugün Türkiye milliyetçilik değil belki de demokratik kabarma tartışmaları yapıyor, Kılıçdaroğlu göklere çıkarılıyor olacaktı.

 

Seçim sonucu ne olmuş olursa olsun, bu ülkedeki tüm demokratların Kılıçdaroğlu’na bir ‘selam’ borçlu olduklarını düşünüyorum.”

Tam burada soralım, Ali Bayramoğlu’nun öve öve bitiremediği, esneklik, kavgacılıktan uzaklık, kuşatıcılık sıfatları yakıştırdığı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 14 Mayıs’tan itibaren takındığı tavır görmezden nasıl gelinebilir? Kaldı ki öncesinde de açıkça muhacirlerin tehcirini vaad eden bir söylemle seçmen karşısına çıktığı bilinen bir şahıstan bahsediyoruz. 

Seçim kampanyasında Türkiye tarihinin en ırkçı, şoven, yabancı düşmanı söylemini seslendirmesine rağmen Kılıçdaroğlu’na demokrat muamelesi yapmak, yetmedi bir de her demokratı borçlandırmak akıl tutulması değil de nedir?

HABERE YORUM KAT

3 Yorum