HAKSÖZ HABER

24 Kasım Öğretmenler Günü mahiyeti oldukça tartışmalı bir gün. Zaten milli gün ve bayramların hepsinin ne olduğu oldukça tartışmalı konulardandır. Yeni kurulan devletin inşa etmek istediği tarih kurgusuna anlam kazandırmak için ortaya atılan bu günler neye hizmet eder hala meçhul. Öğretmenlere bir gün vermekle onların sorunlarını falan da çözmüş olmuyorsunuz…

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 24 Kasım’dan hareketle yaptığı konuşmasında iktidarın öğretmenlere değer vemediğini iddia etti. Bu bir iddiadır katılır veya katılmazsınız. Ancak Kılıçdaroğlu’nun kendinden mülhem perspektif sorunu hemen gün yüzüne çıkıverdi. Atatürk’ten bir alıntı yaptıktan sonra olsa gerek kendisinden geçen Kılıçdaroğlu, iktidarı desteleyen öğretmenleri iradesizlikle itham ederken, onları öğretmen olarak görmediğini de ifade ediyor. "Öğretmene en büyük saygıyı Atatürk göstermiş. 1921 Kongresi'nde oluyor. Öğretmenleri toplumun saygın birer lideri olarak tanımlıyorlar. Bir kere iktidardakiler öğretmenler için böyle bir şey dedi mi? Hâlâ iktidarın peşinden giden öğretmen varsa kimse kusura bakmasın ben ona öğretmen demem. Öğretmen iradesini pazarlamaz."

İktidarı desteklemeyip kendi partisini destekleyen öğretmenlerin irade sahibi oldukları sonucu da bu meşum sözlerden doğal olarak ortaya çıkıyor. Kemalist CHP’yi destekleyen bir insanın iradesi o ideolojinin terkiplerine körü körüne bağlıdır. Kemalizm’in olduğu yerde irade falan olmaz yani. Olsa olsa taassup olur.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun tahkir ve tahfif eden bu sözlerine ne desek boş aslında. Mustafa Kemal’in öğretmenler hakkında söylediği ‘naif’ ifadeler onun kim olduğu gerçeğini değiştirmez. Bu sebeple, “Atatürk öğretmenlere çok değer vermiştir, siz vermiyorsunuz” diye feveran etmek oldukça anlamsız bir iş. Ancak ‘anlamsız iş’ deyince Kemal Kılıçdaroğlu’nun birinciliği kimseye kaptırmayacağı da malumun ilamı zaten.