Kılıçdaroğlu’nu Protesto Ediyoruz
“Kendilerine: ‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın’ denildiğinde: ‘Biz sadece ıslah edicileriz’ derler.” (2/11)
Sosyo-ekonomik, sosyo-siyasal ve tarihi hadiselerle ilgilenmede öne çıkan iki müzik grubu var.
Birisi çözülmeyi engellemek, fıtrat ve vahiyle yeniden bütünleşmek çağrısının sesi: Grup YÜRÜYÜŞ.
Ötekisi ilerlemeci-batıcı çözülmeyi yaşarken Batı paradigması içinde sömürünün sadece tek boyutuna karşı çıkan, liberallere karşı sosyalistlerin sesi: Grup YORUM.
Birisi estetiği hak ve adalet istikametinde kullanıyor. Çifte standartı yok. 1980’li yıllardan kalan ezgi sözüyle ‘Emperyalizmin sağ soluna karşı duralım’ diyor ve kendi coğrafyamızda kendimizin yani Müslümanların özgürleşmesi için koşturuyor. Sömürgeci devletlerce ‘Ortadoğu’da ve Asya’da kopartılan ellerimizi yeniden birleştirmek için nefes tüketiyor. Suriye ve Türkiye’de yaşadığımız drama ve ihanetlere denk düşen ezgilerinin sözleri dillerimizde:
‘Bak ülkeme paramparça kim çizmiş bu sınırları
Kavuşacak bir gün elbet ayrı düşmüş ellerimiz.’
Ama sosyalist itikad nedeniyle toplumunun sahih değerlerine yabancılaşmış DHKP/C kökenli Grup Yorum’un elemanlarından Hilmi Yarayıcı şimdi Suriyeli kardeşlerimizin en travmatik günler geçirdiği Hatay’da CHP’nin birinci sıra adayı. Bir tür CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun azap askeri gibi Suriyeli muhacirlere yönelik ilk tehdit denemelerini o yaptı. Şöyle diyordu:
‘Evet, sevgili Antakyalılar söz bitti; artık bir şeyler yapmak zorundayız! Muhtarlar, emlakçılar, ev sahipleri! Sakın ha, sakın evlerinizi bunlara (Suriyelilere) kiralamayın, yarın öbür gün size döner bunlar!..’
Yargıcı; tüm batıcılarla beraber 2013 Gezi Kalkışması bileşenlerinden olan Marksist grupların sosyalist-ırkçı BAAS Rejimi’ni savunan ve Suriye halkının özgürlük mücadelesini Siyonistlerle ve irticacı dedikleri mezhepçi Şiilerle birlikte karalamaya ve Müslümanların varoluş azmini kırmaya çalışan akımın sözcülüğünü yapıyordu. Şimdi söz sahibinde, Kılıçdaroğlu’nda.
Seçimlerde 1-2 puan daha fazla oy alabilmek için önceden iki anahtar dağıtma vaadinde bulunanlar gibi, şimdi de CHP’li Kılıçdaroğlu, bozguncuların ıslah etme söylem ve mürailiği içinde karşılığı olmayan hayali vaatlerde bulunuyor. Vaatlerinin kaynağı sorulunca da, 2 milyon Suriyeli muhacirin zorunlu ihtiyaçları için sınırlı olarak harcanan 5 milyar doları gösteriyor. Bu gideri kesip, Suriyeli muhacirleri geri göndereceğinden, böylece emeklilere de kaynak bulacağından bahsediyor.
Bu iğrenç ve müptezel zihin kurgusu, Arapça Kur’an’ı ve 1925’ten itibaren Kürtçe konuşmayı yasaklayan Kemalist diktatörlüğe dayanan CHP geleneğinin tezahürü. Bu zihin kurgusundan, bu vesayetçi zihniyetten kurtulma mücadelesi ile biraz nefes alabildik; başörtüsü serbestisine, İmam Hatip okullarımıza kavuşabildik; okullarda Milli Güvenlik dersi diye okutulan militarist eğitim ve denetimden, Türklük üzerine yemin edilen ‘Ant’ tapıncından kurtulabildik.
Artık aynı tuzağın kurulmasına izin vermemeliyiz. En başta Kılıçdaroğlu’nu protesto etmeliyiz.
Kılıçdaroğlu ve sürekâsının Suriyeli kardeşlerimizi neticesi ölüm ve açlık olduğu bilindiği halde Katil Esed Rejimi’nin bombaladığı topraklara geri gönderme planını yırtmalıyız. 1944’te Stalin Katliamı’ndan kaçarak Iğdır üzerinden Türkiye’ye sığınan Azeri kardeşlerimizi infaz edileceğini bile bile komünistlere iade eden aynı CHP.
Bir de Suriyeliler, Halepliler bize sığınmıyor, kendi vatanlarına geliyor. 1921 Kahire Konferansı’ndan önce Rakka ve Lazkiye gibi, Urfa, Antep, Maraş, Adıyaman, Kilis de Halep Vilayeti’ne bağlı idi. Bu sınırları kurgulayan Batılılar, savunanlar devşirmeler.
İşbirlikçilerine artık geçit yok. Ümmet coğrafyasına ve Müslüman halklara ihanet eden, bölücü gözlüklerle bakan Kılıçdaroğlu’nu yarın (9 Mayıs Cumartesi) Fatih Saraçhane’de 14.00’de protesto ediyoruz.
Yaptığımız AK Partiye mi yarayacak; yaptığımız kuyrukçuluk mu?
Kalbi hastalıklı olanlara selam deyip geçiniz.
Yaptığımız Ümmet-i Muhammed’e yarayacak. Yaptığımız ‘Ortadoğu’ devrim süreçlerinin bizlerden beklediği.
YAZIYA YORUM KAT