Kılıçdaroğlu Suriye’de neyini kaybetti?
Kemal Kılıçdaroğlu gaflarıyla fenomen oldu. Esat’ı arkalaması ve aklamasıyla da sakil hale geldi. Son sıralarda Esat ile aynı pencereden bakıyor ve konuşuyor. İşi iyice pişkinliğe vurdu. Esat’ın ortağı gibi konuşarak ‘Erdoğan olmasaydı Suriye güllük gülistanlıktı’ dedi.
Esat bu sözleri Şam’da Mısırlı gazetecilere söylüyor. Ardından da Kılıçdaroğlu Hatay’da yankısı gibi tekrar ediyor. Her gün Esat’tan kopya çekiyor, kopyaları iç politika malzemesi yapıyor. Yanındaki diplomatlarına ne oldu? Eline birkaç satır tutuşturamıyorlar mı? Ben de diyorum ki: CHP olmasaydı Türkiye 50 yıl ilerdeydi. Benim sözlerim ispatlanamazsa Kılıçdaroğlu’nun sözleri hiç ispatlanamaz. Peki! ispatlanamaz sözleri ne diye söylüyor? Esat’a arka çıkmak için. Peki! Ona mı kalmış Esat’a siper olmak.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Şii eksen ve Suriye için söylediğini Salahattin Demirtaş Türkiye için söylemiş. Birisi Esat’ın diğeri de Apo’nun Apoculuğun derdinde. O da Erdoğan’a yüklenmiş ve ‘sen olmasaydın Kürtler özgürdü’ diyor. Nasıl yani? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Kürtler konusunda hiçbir şey yapmadığını ileri süren Demirtaş, “Sen olmasaydın Kürt halkı 10 yılda özgür olacaktı” diyor. Demek ki Erdoğan bilmediğimiz nice kötülükler işlemiş! Demirtaş’a göre iç huzuru bozmuş ve Esat ve ‘katma değeri’ Kılıçdaroğlu’na göre ise dış huzuru veya haşa huzurdan bölge huzurunu bozmuş! Demek ki Suriye meselesini Beşşar değil de Erdoğan karıştırmış ve çözümsüzlüğü dayatmış. Çiller bir Moskova ziyaretinde boş bulunarak ‘Rusya ile Kafkaslar’a aynı pencereden bakıyoruz’ demişti. Kılıçdaroğlu boş mu bulundu da böyle konuştu yoksa dolu konuşmaları da mı böyle boş?
Kılıçdaroğlu da Hatay’dan Esat’a mesaj göndererek ‘zaviyelerimiz aynı, akort yapmaya gerek yok’ diyor. Kör ile yatan şaşı kalkar ve katille oturan zalim olur. Kılıçdaroğlu yine sıfır politikaya takılmış ve sıfır politikasıyla elimizde sıfır komşu kaldığını söylemiş. Halbuki, Suriye rejimini sıfırlayan halkı. Sıfır rejimle basamaklı ilişki olmaz. Galiba Kılıçdaroğlu matematik fukarası veya kılıç kuşanmış ama hala tutmayı bilmiyor! Kılıçdaroğlu ‘hükümetin Suriye politikasının yanlış olduğuna inanıyorum’ diyor. İnanmak başka gerçek daha başka. Sen öyle inanıyorsun diye bizim de öyle inanacak halimiz yok. Kulağını küpe olsun: Her duyduğunu söyleme her inandığını paylaşma!
*
Kılıçdaroğlu Suriye’de neyini kaybetti ve neyini arıyor? Hükümet anladık sıfır politikasını kaybetti peki kendisi ne kaybetti?
Suriye asıllı yazar Halis Çelebi Suriye halkının nüktedan olduğunu yazıyor. Savaş ortamında bile bu nüktelerden bir demet üretmiş ve adını kayıplar/mefkudat koymuş. Kayıplar nüktesi ve yaftası alt alta cümlelerden oluşuyor. Bunlar şöyle:
- Beşşar Esat yasallığını ve meşruiyetini kaybetti.
- Mahir Esat (tamuyu boylamadıysa hala) bir bacağı kaybetti.
- Büşra, eşi Asıf Şevket’i kaybetti.
- Yunan mitolojisinde Medusa tiplemesine uyan Enise (Hafız Esat’ın dul eşi) aklını kaybetti.
- Suriye Müftüsü Bedreddin Hasun ile Buti sarığını kaybetti.
- Suriye ordusu havaalanlarını ve şerefini kaybetti.
- İran inandırıcılığını ve müttefikini kaybetti.
- İnsanlık duyarsızlığıyla birlikte onurunu ve insanlığını kaybetti.
Peki! Kılıçdaroğlu neyini kaybetti? Arapların deyimiyle ‘fihi kavlan’. Yani bu hususta iki görüş var. Bunlardan birisi muhtemelen ideolojik Baas ortağını ve ruh ikizini kaybetti. Haykırması ve hayıflanması da bundan olmalı. İkinci ihtimal ise mezhep dayanışmasıyla ilgili olmalıdır. Üçüncü bir ihtimal daha var. Kılıcını kaybetmiş olamaz mı? Kılıçdar Suriye’de, oğlu Türkiye’de kalmış anlaşılan. Velhasıl süngüsü düşmüş. Suriye halkı için değil de celladı için ahlayan vahlayan adamın bir hesabı ve bir kaybı olmalıdır. Bizim aklımıza düşenler bunlar. Eksiğimiz varsa okur tamamlasın.
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT