
Kemalistler yeni bir tarih mi yazmaya çalışıyor?
TV100’de Mine Uzun ile Yüz Yüze programında 15 Temmuz’daki darbe girişiminin öncesi ve sonrasında yaşananlar tartışıldı.
HAKSÖZ HABER
Sodev Başkanı Ertan Aksoy, Sözcü Gazetesi Yazarı İsmail Saymaz, Ak Parti 26. Dönem Milletvekili Ali Ercoşkun ve Haksöz Haber Yazı İşleri Müdürü Kenan Alpay; Mine Uzun ile Yüz Yüze programına konuk olarak gündemi değerlendirdi.
“15 Temmuz'dan gereken ders çıkarıldı mı?” başlıklı programda FETÖ’nün sebep olduğu kaosun nasıl sorunlu bir şekilde ele alındığına bir kere daha şahit olduk. Türkiye’de sol-Kemalist çevreler 27 Mayıs’tan başlayan Kemalist cunta geleneğini gizlemek için 15 Temmuz’u mahir bir şekilde kullanmaya çalışıyorlar.
15 Temmuz’a gelinceye kadar Gülencilerin meşru hükümeti devirmek için giriştiği illegal adımları dahi görmezden gelen sol-Kemalistler, darbeler geleneğinin tüm yükünü de omuzlarından atmaya çalışıyorlar ama nafile! Türkiye’deki tüm darbeler Atatürk ilke ve inkılapları adına gerçekleştirilmiştir. İsteyenler 15 Temmuz Yurtta Sulh Konseyi’nin yayımladığı bildiriye de bakabilirler'
TV100’deki programda bahsettiğimiz bu bakış açısını özetleyen tartışmalarla dolu. Kenan Alpay’ın karşısında kendi dünya görüşlerince meseleyi izah etmeye çalışan Ertan Aksoy ve İsmail Saymaz dünyanın en büyük yalanlarından birisi olan “Yeşil Kuşak Projesi” isimli palavradan hareketle 12 Eylül’ün dahi tarikatların önünü açmak için gerçekleştiğini iddia edebiliyorlar. Bunun en büyük delili olarak öne sürülen şey ise din kültürü dersinin zorunlu hale getirilmiş olması!
Ne din kültürü dersiymiş arkadaş! Kemalist rejim tarafından oluşturulmuş bir müfredatın dindarları en çok rahatsız eden dersi din kültürüdür halbuki. Hepsi bir yana toplumsal, ekonomik, siyasal birçok faktör etrafında gerçekleşen meşum bir hadiseyi sadece tek bir gerekçeye bağlamak özünde tamamen komploculuktur!
Kenan Alpay’ın da uzun uzun izah etmeye çalıştığı bu çerçeve Ertan Aksoy’un zaman zaman terbiye sınırlarını aşan müdahaleleri yüzünden bölünse de gayet izah ediciydi. Ancak bir de programın moderatörü Mine Uzun’un müdahaleleri vardı ki programın seyrini oldukça olumsuz bir şekilde etkiledi.
Darbelerin inşa edicisi olan Kemalist cuntanın hapishanelerde insanlara lağım çukurlarında zorla okuttuğu Gençliğe Hitabe’den konu açan Kenan Alpay’ın konuşması Mine Uzun’un şu sözleriyle bölündü: “Gençliğe Hitabe’yi keşke daha fazla okutsalarmış…”
27 Mayıs’tan bu yana darbe geleneğini inşa eden Kemalizm, Türkiye toplumuna baskıcılığı öğreten düşünce akımıdır! Sol-Kemalistlerin kendilerini sütten çıkmış ak kaşık gibi göstermeleri oldukça anlamsız. FETÖ, Yurtta Sulh Konseyi’nin darbe bildirisinden de anlaşılacağı üzere darbeciliği daha evvelki darbeler ve cuntalardan öğrenmiştir.
Kenan Alpay, Mine Uzun’un sözleri karşısında darbelerin birini diğerinden ayırt etmeyip tüm darbeleri telin etme şerefiyle hareket eden herkesin cevap vermesi gereken şekilde şunları söyledi:
Gençliğe Hitabeyi işkenceyle ve lağım çukurlarının içinde okutuyorlardı. Siz çocuğunuza, eşinize, dostlarınıza istediğiniz gibi Gençliğe Hitabe'yi okutabilirsiniz. Fakat bunu silah zoruyla, dipçik zoruyla hiç kimse yapamaz, yaptırmayız da!
Açıkça söylüyorum temel haklar ve özgürlükler açısından da İslami kimliğimiz açısından da hiç bir zorbalığı, tasallutu ve vesayeti kabul etmedik, etmeyeceğiz de!
HABERE YORUM KAT
Mine uzun gibi iflah olmaz pislikler ile mücadele de Allah yardımcımız olsun. Kadın şirretin vücut bulmuş hâli.
Yanıtla (0) (0)Kenan beyin medyada kemalizmin sağcısınida solcusunuda eşit ve güzel bir şekilde anlatıyor.Tiyniyetleri aynı.kenan bey yolun açık olsun.Rabbim şu kurtlar sofrasında kenanların sayısını arttırsın.
Yanıtla (0) (0).
Sol-kemalistler ifadesini yanlış buluyorum. Sağ düzenden yana sol ise düzene karşı olan fikriyatları ifade eder. Kemalizm ise düzenin ta kendisi. Kemalizmin sağ hatta aşırı sağ olduğunu düşünüyorum.
Yanıtla (0) (0)Kemalistlerin iflah olmaz yanlarını / kuyruklu yalanlarini/ kirli algılarını / slolastik kafalarından neşet eden akla ziyan sınır bozucu fikirlerini/ kişi kültünü kutsayan amentülerini her zaman ve zeminde görmek mümkündür ..
Yanıtla (0) (0)Bu programda iddialarini ve savmsliklsroni curutmek Kenan ALPAY kardesime nasip oldu ..
ALPAY " tarihsel süreçleri kronoloji olarak ele alarak sahih bilgiler ve kıymetli sabitelerle karşı mahalledeki sarhoşların basma kalıp soylemlerini çürüten birikimlii/ donsnimli/ hitabeti hsrika olan kardeşimize teşekkür ediyoruz ..
"benim namazım ibadetim hayatım ve ölümüm alemlemlerin âlemlerin rabbi olan Allah içindir"ayeti Kemalizmie de ilkelerine de ve benzeri sistemlere de meydan okuyan bir mottodur elhamdülillah.
Yanıtla (0) (0)Darbeler bu toplumda TC den sonra hep Kemalistler tarafından yapılmıştır elbette ama darbeleri başlatan Kemalistler degildir. Malesef “her turk asker doğar” gibi Asker/toplum olarak çoğu zaman gururla söylediğimiz bu tespitlerde olduğu gibi, Osmanlı’dan beri darbeler hep olmustur. Elinde silahi bulunduran, kendi isteği doğrultusunda yönetime ayar vermeyi kendine mustehak görmüştür. Ordu’da da hep bu şekilde okutulmamış midir daha düne kadar. (Bugun nasıl bilmiyorum )
Yanıtla (0) (0)Malesef bu bakisacisi yüzünden, biz hep korkak bir toplum olduk. Devleti yücelttik, devletin karşısına devletten de büyük “alem” olan insanin temel hak ve özgürlüklerini bile elinden aldık. Devlet ne diyorsa doğrudur anlayışıyla devleti yönetenlere de hep eleştirilemez gibi baktık. Çöpten ekmek topluyor ablam, cumhurbaskani kendisine yazlık yapıyor, özel uçak alıyor deyince, samimiyetle “alsın yapsın tabi hakkıdır“ diyebiliyor.
Neyse ki ne dediğini bilen, kimseye yaranmak derdi olmayan dostlarımız, lafı eğip bükmeden dosdoğru bir şekilde adrese teslim ediyor hala.
Yanıtla (0) (0)Kemalistler tepelerine kadar pisliğe batmışlar, ne konuşsalar boş, bilmeyen mi var riyakarlıklarını.
Yanıtla (0) (0)Yarın iktidarı yine ele geçirseler, yapacakları yine aynı; zulüm, baskı, zorbalık, ilkellik; daha olmadı darbe
Darbeler karşısında Kemalistlerin saptırıcı yaklaşımlarına karşı Kenan Alpay’ın vakıaya uygun açıcı konuşmaları beklenen bir tutumdu. Teşekkür ederiz.
Yanıtla (0) (0)Ancak haber metnindeki bir hususa açıklık getirmek gerekli. Bilindiği gibi “Amerikancı İslam” ifadesini ilk defa 1940’ların sonunda ABD’den Mısır’a dönen rahmetli Seyyid Kutub kullanmıştı. Bu ifadedinin muadili ilk defa gündemimize ABD desteği ile kurulan ve TC Devleti destekli “Komünizmle Mücadele Derneği” kurulurken “Yeşil Kuşak Projesi” olarak girmişti. İran devriminden sonra da bu ifadedeki niyet Batılı think tank kuruluşları tarafından “Ilımlı İslam” terkibiyle servis edilmeye başlandı.
Amaçları zaafa uğramış veya uğrayan dini telakkileri ve cemaatleri Vahiy merkezli İslamlaşmanın veya Tevhidi Uyanış’ın önüne geçirmek ve “milli” çıkarlar çerçevesinde kullanmaktı. Zaten Emevilerden başlamak üzere saltanat sistemlerinde bu niyetin tezahürü oldukça mesafe kat etmiştir.
Dindarlık yaratılıştan gelen zaten fıtri bir eğilimdir. Ama bütün dindarları muslih kabul edemeyiz. Rabbimiz bile Fatır Sûresi’nde Kur’an’a varis kılınanları üç kademede ele alıyor. Zalimun, Muktesidun/orta gidenler, sabikun.
“Amerikan İslam’ı” da, “Yeşil Kuşak Projesi” de, “Ilımlı İslam” tasarımı da Müslüman kitleler arasında “zalimun” denilen tabakayı çoğaltmaya ve muslih olanları azaltmaya dönük bir tuzaktır. Bu tespit ve uygulamaları komplo olarak kabul edip geçiştirmeye değil, keyd ve mekr tuzakları olup ifşa etmeye ve arınma, ıslah ve ihya çabalarımızın özgünlüğünü ortaya çıkartmaya ihtiyacımız vardır. Avrupa kökenli Öze Dönüşçü sosyolojik yaklaşımları geçip Kur’an’ın kimliksel ve toplumsal tasniflerini öne çıkartmalı değil miyiz?
Turkiye de darbeler tarihi 1923te başlamistir. 27 mayis 1960 darbesi 1923 darbesinin kazanimlarini koruma icgudusuyle yapilan 2.darbedir. ve darbe kemalistlerin ATA sporudur.ancak onlar arsizca hala ortalikta suclu ariyorlar.
Yanıtla (0) (0)