Kemalist Şımarıklığın Şizofrenik Pornografisi
Siz demosa dahil değilsiniz. Sizin iradenizin, görüşlerinizin, siyasal davranışlarınızın ve oylarınızın bir hükmü yoktur. Önemli olan Kamâlistlerinkidir. Onların oy verdikleri partinin oy oranının kıymeti vardır sadece. Çünkü, demos onlardır.
Mustafa Şen / STAR Gazetesi Açık Görüş
Uzun zamandır ülkemizde sert kutuplaşmalar olduğu yönünde bir genel kabul var. Kutuplaşma tehlikeli; kutuplaşmayalım; kutuplaşmayı beslemeyelim vs. gibi sözler duyuluyor. Evet, bu doğru; ülkede sosyopolitik, sosyokültürel, sosyoekonomik vs. kutuplaşmalar var ve bu derece kutuplaşma iyi değil. Olmamalı ama kutuplaşma olmasın diye ben şizofren olmam, şizofrenler tedavi olsunlar. Sözün başı da, sonu da budur. Niçin böyle diyoruz? Diyoruz, çünkü memlekette cehaleti gafletine, gafleti ihanetine dönüşmüş bir kitle mevcut. Bu kitle, ancak, CHP Cumhurbaşkanlığı adayı Muharrem İnce’nin psikiyatriden politikaya taşıdığı ‘‘şizofren’’ nitelemesiyle anlatılabilecek bir keyfiyet arzetmektedir. Öyle bir maraz ki; her şeyin etrafını onlar cami kılarken, ağyarını da yine onlar mani kılacak! Kemalizm ideolojik değil de, psikiyatrik bir olgudur dememiz boşuna değil.
Başlarken şunu da ifade etmek şarttır: Elbette, bu yazı kapsamına girmeyen Kemalistler var; bunu biliyoruz. En baştan, onları hariç tutarak yazıya başlamak gerektiğinin altını çizmiş olalım. Ama maalesef, kendine Kemalist diyen, ya da kelimeyi icat edenlerin deyimiyle Kamâlist diyenlerin büyük çoğunluğu, bu yazıda ifade edilenlerden çok daha fazlasına müstahak.
Gözetlenme arzusu
Bu güruh, şımarıklıkları bir tarafa, şımarıklığın pornografisini yapıyor/yaşıyor. Konuyu seyirlik hale getirip ondan/yaptıklarından zevk alır hale geliyorlar. Onları, bu halleriyle metrolarda, metrobüslerde, otobüslerde, gazetelerde, televizyonlarda, sosyal medyada, sokakta, parkta, meydanda; kısaca her yerde görebilirsiniz. Görebilirsiniz, zira zaten onları görmenizi, daha doğrusu gözetlemenizi istiyorlar. Yani, sadece şımarıklık yapmıyorlar, şımarıklığın pornografisini yapıyorlar.
Bu gerici-mürteci, yobaz, çağdışı, ırkçı, faşist, içi çürümüş, kof, köhne, cahil, gafil takım dünyanın onların etrafında döndüğünü düşünüyor olsalar gerek; hatta tüm galaksilerin... Öyle ki; kendilerine evrensel hakikatin bilgisi verilmiş gibi bir hal içindeler. Evrensel hakikatin bilgisini döktürürken de, işin anlatımı/aktarımı/paylaşımı çabası içinde değil, pornografik zevki içindeler. Elbette; evrensel hakikatin bilgisi kendilerinde olunca, her şeyin ve her şeyinizin onlara göre olması lazımdır. Şöyle ki:
Onlara göre bir varoluşunuz olacak: Kamâlist Türk olacaksınız. Mesela, bizim gibi gariban Türk veya sizin gibi Kürt yahut şu vatandaşlar gibi Arap olamazsınız; dışlanmak, aşağılanmak, ötekileştirilmek istemiyorsanız Kamâlist Türk olmak zorundasınız. İnsandan sayılmanız için bu bir ön şarttır.
Onlarla aynı değerler sistemine sahip olacaksınız: Sizin, size ait değerleriniz olamaz. Çünkü, alemlerin değer belirleyicisi Kamâlizmdir. Neyin iyi, neyin kötü; neyin güzel, neyin çirkin; neyin ahlaklı, neyin ahlaksız; neyin vicdanlı, neyin vicdansız; neyin saygıdeğer, neyin değil vb. olduğuna Kamâlizm değerler sistemine göre karar verilir. Öyle ki, başka bir değerler sistemi değerler sistemi olamaz; olsa bile, siz cumhuriyet değerlerini ayaklar altına alıp o değerlere sahip olmazsınız. Yüzlerce, binlerce yıldır getirdiğiniz ve sizi siz yapan değerlerin bir anlamı yoktur. Örneğin, şehitlerinizi ebediyete uğurlarken tekbirlerle ve salavatlarla değil, Chopin’in cenaze marşıyla uğurlamalısınız. Çünkü, o şüheda tekbirlerin ve salavatların değerler dünyası için değil, Chopingillerin değerleri için can verdiler!
Onlara göre düşüneceksiniz: Kamâlizm düşünce sistemine göre düşünmezseniz, insan seviyesinde bir varlık olmuş olamazsınız. Bu düşünce sistemi en derin ve en yüksek düşünce sistemi, en ileri felsefedir. Gericiliğiniz, insan seviyesinin altında kalmanız demektir. Bu irticai varlık derekesinden insan derecesine evrilebilmeniz için Kamâlist düşünce sistemine geçmeniz gerekir. Aksi takdirde, geri kafalılığınızla debelenip durursunuz muasır medeniyet seviyesinin uzağında.
Onların duygu dünyasında olacaksınız: Kamâlizm neye karşı olumlu duygular taşırsa, siz de ona olumlu duygular beslemelisiniz; neye karşı olumsuz duygular taşırsa, siz de aynı olumsuz duygular içinde olmalısınız. Onların sev dediğini seveceksiniz, nefret et dediklerinden nefret edeceksiniz. Onların beğen değini beğenecek, iğren dediklerinden iğreneceksiniz. Neyi yüceltirlerse onu yüceltecek, neyi aşağılarlarsa onu aşağılayacaksınız; bu sizin ananız-babanız, dininiz-imanınız, kimliğiniz-kişiliğiniz, tarihiniz-maziniz olsa bile.
Onlara göre inanacaksınız: Kamâlizm dinine göre inanmazsanız çağdaş olamazsınız. Neopagan kültüne göre, benzer kişiye tapınmadan tutun, put tapınmasına kadar giden bir yelpazede dolaşmalısınız. Aksi takdirde inancınız sorgulanır; çünkü yaptığınız her neyse, o, Kamâlist laikliğe aykırıdır ki, o bahsi aşağıda ayrıca göreceğiz.
Onların dininden olacaksınız: Kamâlizm’e inanacaksınız, Kamâlizm dinine göre ibadet edeceksiniz. Ezan mı okuyacaksınız, Kamâlizm dininin ezanını okuyacaksınız. Sala okunacaksa, onlardan izin alınmalıdır; darbeye karşı okusanız bile, bu, böyledir; aksi takdirde dayağı yersiniz. Namaz mı kılacaksınız, Kamâlizm dinine göre kılacaksınız, özellikle cenaze namazlarını. Kur’an mı okuyacaksınız, zaten okumayınız o çöl kitabını(!), ama illa da okumak isterseniz aslını okumamalısınız. Hadis rivayetlerinin sahih olup olmadığının cerh ve tatilini Kamâlizm’e göre yapmalısınız. Cuma namazı hutbelerinde hangi konulardan ve hangi isimlerden bahsedileceği Kamâlizm dinine göre tespit edilmelidir. Kurban kesmemelisiniz ama günü geldiğine hindi kesebilir ya da yüreğiniz buna da dayanmıyorsa, kebapları armut toplar gibi ağaçlardan toplayabilirsiniz.
Onlara göre bir Cumhuriyet yaklaşımınız olacak: Bilimsel tanımına göre, zıttı mutlakıyet olan, ayrıca halkın kendi kendini idare etmesi olmayan (o, malum, demokrasiye telmihte bulunur), yalnızca ve yalnızca devletin en başındaki kişinin kayd-ı hayat şartı ile değil de, belli kurallar çerçevesinde devletin başında bulunması ve o kurallar çerçevesinde oradan ayrılması olan ve başka da bir bilimsel tarifi olmayan cumhuriyetin, 1923 yılında icat edilmiş bir rakı şişesi olmadığını Kamâlistlere söylemeyin. Diğer taraftan, cumhuriyet kitaptaki cumhuriyetse; ne o cumhuriyettir, ne de siz cumhuriyetçi olabilirsiniz. Cumhuriyete anlam katan şeyin demokrasi olduğunu, demokrasinin de ancak çoğulcu demokrasi olursa bir mana ifade edebileceğini de o güruha söylemeyin; o da bir şey ifade etmez.Onlara göre bir demokrasi yaklaşımınız olacak: Demokrasinin ‘demos’u Kamâlistlerdir. Siz demosa dahil değilsiniz. Sizin iradenizin, görüşlerinizin, siyasal davranışlarınızın ve oylarınızın bir hükmü yoktur. Önemli olan Kamâlistlerinkidir. Onların oy verdikleri partinin oy oranının kıymeti vardır sadece. Sizin oy verdiğiniz partilerin ne aldığı mühim değildir. Çünkü, demos onlardır. Onlar tektir, bu sebeple onlara çoğulcu demokrasiden de bahsetmeyin.
Kıyafetiniz kifayetinizdir
Onlara göre bir laiklik anlayışınız olacak: Laik olacaksınız ama Kamâlist laik! Hayır; din düşmanlığı değil, açık ve seçik olarak İslam düşmanlığıdır Kamâlist laiklik ve tam böyle laik olacaksınız. Kamâlizmin İslam’dan başka dinlerle bir sorunu yoktur. Vaktiyle, MEB öyle ihsas ettirmişti; hayır bakanlık değil, bizzat bakan! Başka bir dini çağrıştıracak bir kıyafet giyebilir ve/veya bir inanca, ibadete, söyleme sahip olabilirsiniz, bu hiç sorun olmaz. Fakat, çağrışım İslam’a yönelik olursa, işte orada laiklik elden gider, Kamâlistlerin cumhuriyetinin kıyameti kopar, rakı şişesi kırılır. Dolayısıyla; Cumhuriyet, demokrasi ve laiklik bağlamında Hitler Almanyası’nın, Mussolini İtalyası’nın, Stalin SSCB’sinin, Saddam Irakı’nın, Eset Suriyesi’nin demokratik ve laik cumhuriyetler olduğunu, ama bunları yaşanabilir kılabilecek olan şeyin çoğulcu demokrasi olduğunu onlara hatırlatma.
Onlara göre giyineceksiniz: Kıyafetiniz kifayetinizdir. Kamâlizm kılık kıyafet anlayışına göre giyinip çağdaş, Avrupaî, Batılı, modern olacaksınız. Hatta, kadınsanız ve Kamâlizme göre giyinirseniz cumhuriyet kadını bile olabilirsiniz! (Aynı şekilde giyinilirse İngiltere’de Krallık kadını, Japonya’da İmparatorluk kadını olunuyor!). Göğüs dekolteniz karnınıza, sırt dekolteniz belinize kadar inebilir; mini eteğiniz ya da şortunuz kalçanıza kadar çıkabilir ama ‘benim inançlarıma göre şöyle giyinmeliyim’ diyemezsiniz. Aynı esas üzere, yani Kamâlizme göre giyinirseniz cumhuriyet erkeği olmak da elinizde, cumhuriyet LGBTİ’si de.
Yüksek sanat
Onlara göre yemeli-içmelisiniz: Öyle, kendi düsturlarınıza, kendi değerlerinize göre yiyip içemezsiniz. Helal-haram, sağlıklı-sağlıksız, tahir-necis Kamâlizm dininin ilkelerine göre belirlenmelidir. Sizin kendinize ait belirlemeleriniz olamaz. Kamâlizm bir yiyeceğe veya içeceğe haram demiyorsa, içebilirsiniz, sizin inançlarınızın hükmü orada geçersiz olur. Kamâlizm tecviz ettiği için günah filan da olmaz. Onlara göre bir sanat yaklaşımınız olacak: Yüksek sanat Kamâlist sanattır, cehaletten kurtulup önce bunu bilmelisiniz. Misal; Itrî’den bir eser icra ederseniz bu gericilik olur ama ismini bir İtalyan tarikati olan oratoryodan alan bir icrada bulunursanız, bu Kamâlist ilericiliğin ta kendisi olacaktır. Resimden, heykelden, sinemadan, tiyatrodan ve diğer sanat kollarından bahsetmeye gerek yok; edebiyatı da boşveriniz...
Onlara göre bir tarih yaklaşımınız olacak: Kamâlist tarih tezi ne derse, nasıl derse, tarih odur. Tarihi yaşanmışlıklar ve onların canlı şahitlerinin ne dediği, kaya gibi evraklarda ve vesikalarda ne yazdığı hiç mi hiç önemli değildir. Canlı şahitleri yaşarken bile tarihi gerçeklikten bahsetmek mümkün değildir; bir şartla ki, Kamâlizmin yüce hakikatine mutabık olsun... Başka neler mi? Mesela; onlara göre bir toplum yaklaşımınız olacak; onlara göre bir bilim yaklaşımınız olacak; onlara göre bir hakikat yaklaşımınız olacak; onlara göre bir adalet yaklaşımınız olacak; onlara göre bir milliyetçilik yaklaşımınız olacak; onlara göre bir devlet yaklaşımınız olacak; onlara göre, onlara göre, onlara göre... Evet, biliyorum mideniz bulandı. Ama gerçek hayatta vaziyet bu. Öyleyse, midemiz okurken değil, yaşarken tepkimizi ortaya koysun, lütfen! Bitirirken, Kemalistlere dönüp şunu söylemek gerek: Her şey sizden olacak, her şey size göre olacak; iyi de, siz kimsiniz; daha doğrusu, nesiniz! Açık yüreklilikle ifade edecek olursak, eğer Kemalizmin bir kıymet-i harbiyesi var ise, bu şımarık pornograficiler onu da beş paralık etmektedirler. ‘Kemalizm bu değil’ diyen Kemalistlere duyrulur.
HABERE YORUM KAT