Kemalist Devrimlerin Maksadı Halkı İslam’dan Koparmaktı
Türkiye’nin ‘resmi tarih yalanından’ kurtulması gerektiğini vurgulayan tarihçi yazar Mustafa Armağan, “Yalanlar gerçekmiş zannedildi. Harf devriminde amaç Türkiye’yi İslamsızlaştırmaktı. Şapka devrimi ise iyice saçma” dedi.
Röportaj: Harun Sekmen / Yeni Akit
Araştırmacı Tarihçi Yazar Mustafa Armağan’la son yüz senelik tarihimizi işgal etmiş, “Resmi tarihin yalanlarından”, “Devrim” diye yutturulmuş kültür soykırımından ve bir milleti millet yapan ‘Tarih şuuru”nu konuştuk. Okullarda öğretilen tarihin Gezi kafasını doğurduğunun altını çizen Armağan, “CHP, tarih üzerinden iktidarda kalmaya devam ediyor. Biz hâlâ CHP’nin tarihini okutuyoruz. CHP’yi tamamen yıkmak için tarihte adamakıllı bir reform şart” ifadelerini kullandı. İşte Armağan ile gerçekleştirdiğimiz çok özel söyleşimiz.
Gezi zihniyetinin bugün okullarda okutulan resmi tarihin tezahürü olduğunu belirten Mustafa Armağan, “Tarihte adalet istiyoruz. Bu olmayınca ‘Gezici kafa hangi topraktan filizleniyor?’ diye sormanın bir manası yok. 1950’de siyasi iktidarı kaybeden CHP’nin tarih üzerinden hükümranlığı devam ediyor. Biz hâlâ CHP’nin tarihini okutuyoruz” dedi.
Gençliğin büyük çoğunluğu tarihin 1919’da başladığını sanıyor. Bu neden kaynaklanıyor?
Armağan: Sayın Cumhurbaşkanımızın 29 Nisan tarihli konuşmasında “Binlerce yıllık tarihimizi 1919’dan başlatan anlayışı reddediyorum” sözleri ortadayken Milli Eğitim Bakanlığı’nın hâlâ 1919 eksenli tarihi çocuklarımıza dayatma çabasına müdahale etmeyişini tuhaf buluyorum. Tarihte adalet istiyoruz. Bu olmayınca ‘Gezici kafa hangi topraktan filizleniyor?’ diye sormanın bir manası yok. Şöyle de diyebiliriz: 1950’de siyasi iktidarı kaybeden CHP, tarih üzerinden iktidarda kalmaya devam ediyor. Biz hâlâ CHP’nin tarihini okutuyoruz. Hem de Tek Parti dönemi CHP’sinin. CHP’yi tamamen yıkmak için tarihte adamakıllı bir reform şart. Ama kim yapacak? O kahraman kim olacak? Merakla bekliyoruz?
HARF DEVRİMİNİN AMACI İSLAMSIZLAŞTIRMAK
Bir tarihçi gözüyle harf inkılabını ve şapka devrimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Armağan: Harf inkılabında kamyonla yalan söylendi bu millete. Bu yalanlar gerçekmiş zannedildi. Mesela Latin harflerine geçilince herkesin okuma yazmayı öğrendiği yalanı. Osmanlı’nın 1. Cihan Harbi’ne girmesinden evvel okuma yazma oranı yüzde 14 seviyesindeydi. 10 yıllık harp, darp derken 1923 Ekiminde bu oran yüzde 7’ye geriledi. 5 yılda yüzde 1’lik artışlarla 1928’e geldiğimizde bu oran yüzde 11 civarına çıktı. Peki tahmin edin bakalım Atatürk’ün öldüğü yıl yüzde kaç olmuştur okur yazar oranımız? Yüzde 20 idi. Ben de diyorum ki, eğer Osmanlıca’yla yola devam etmiş olsaydık 1923-28 arasındaki yılda yüzde 1’lik performansı hiç bir özel ‘devrim’, halk mektebi, kurs şu bu açmadan devam ettirmiş olsaydık 10 yıl sonra mevcuda 10 puan eklenecek ve okur yazar oranımız Osmanlıca’yla yüzde 21’e çıkacaktı. Hakiki maksat İslam harflerini kaldırmaktı. Eğer maksat İslam harflerini kaldırmak olmasıydı Latin harflerini yine getirirler ama İslam harflerini yasaklamazlardı. Bu bile niyetlerinin Türkiye’yi İslamsızlaştırma olduğunu göstermeye yeter. Şapka Devrimi ise iyice saçma. İnsan haklarına da, bizzat 1924 Anayasasına da, kanunlara da aykırıydı.
TARİH AMBARGOSUNA ‘YETER’ DEMELİYİZ
Resmi tarihin yalanlarından ne zaman kurtuluruz Hocam?
Armağan: “Mutlak manada” ne zaman kurtulacağımızı bilemiyorum ama kurtulmamız gerektiğine bütün aklım ve kalbimle inanıyorum. Çünkü başka türlü normalleşmemiz mümkün değil. Biz tarihte Olağanüstü Hal şartları altında yaşıyoruz. Hem de öyle böyle değil, 90 yıldır. Tarihe konulan bu ambargoya yeter demeliyiz.
İNKILAP TARİHİ DERSLERİ KALDIRILMALIDIR
Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin birer üniteyle geçiştirilip İnkılap Tarihi derslerinin eğitim hayatının her aşamasında zorunlu tutulması hakkında neler söyleyeceksiniz?
Armağan: Maalesef bu, iyileşmeyen bir yaradır bünyemizde. Tıpkı Andımız’ın kaldırıldığı gibi kaldırılmalıdır. Bu ancak totaliter ülkelerde mümkün olabilecek beyin yıkama (endoktrinasyon) uygulaması. Karga kovalayan M. Kemal’den cenaze törenine kadar her anını ezberletiyorlar ve buna da akılları sıra “ders” diyorlar. Harf İnkılabı ve Hilafetin kaldırılması anlatılırken İslami değerlere yapılan ahlaksızca saldırılar da cabası. Bu “İslamsızlaştırma” çabasına katılıyorsak mesele yok ama benim gibi katılmayanlar bu zalimce dayatmanın kaldırılmasını, dolayısıyla resmi tarihin tamamen değiştirilmesini talep ediyor.
Son dönemde tarihe ilginin artmasını neye bağlıyorsunuz?
Armağan: Gariptir, tarihe ilgi her zaman canlıydı Türkiye’de. Çünkü diri diri toprağa gömülen bir medeniyetin çocuklarıyız. Ecdadımızla vedalaşamayışımızın burukluğunu her birimiz yaşıyor. Kimimiz ona öfkeleniyor, kimimiz de ayaklarına kapılıyoruz. Bundan kaynaklanıyor tarihe ilgi. Tarihi tarihe bırakamayımışızın sebebi de bu. Sürekli tarihi tartışan ama bu tartışma bilgi temelinde yapılmadığı için hep yetersiz ve natamam kalmaya mahkûm bir manzara. Tabii ister istemez efsaneye, menkıbeye, söylentiye kayıyoruz. Bilgi temelini yeniden inşa etmek zorundayız. Ancak ilgi ile bilgi birleştirilebilirse bir şuurdan bahsedebiliriz de ondan.
DİL VE HARF DEVRİMİYLR GEÇMİŞTEN KOPTUK
Tarihe ilgi arttı ama o nispette de bir tarih şuuru eksikliğimiz oluştu. Yani bilgi var ama bilgiyi idrak edecek şuur yok. Bu çıkmazı nasıl aşabiliriz?
Armağan: Bahsettiğiniz çıkmazı aşabilmek için dil ve tarih şuurunu edinmemiz lazım. Ancak bir kere kâinatımızı daraltan sözde “dil devrimi” ve artı “harf devrimi” yüzünden hem geçmişten koptuk, hem de kendimizden. Çalıkuşu’nu bile anlayamaz hale gelen bir gençlik var karşımızda. Kâinatı birkaç bin kelimeyle sınırlı. Bu gençliğin 100 bin kelimelik Osmanlıca’yı da 400 bin kelimelik İngilizce’yi de bırakın göğüslemesi, anlaması dahi mümkün değil. Bu yüzden de ilkinden nefret ediyor, ikincisine hayran kalıyorlar.
TV kanallarındaki tarih programlarını faydalı buluyor musunuz?
Armağan: TV Net’te gazetenizin yazarlarından Yavuz Bahadıroğlu ile Derin Tarih adlı tarih programı yapan biri olarak bu sorunuza tabii ki ‘evet’ demek zorundayım. Mutlaka faydalı oluyordur. Ancak zihin karıştırıcı olan kötü niyetlileri veya sırf reyting maksadıyla gizemler vs. arayanlar ile gerçeği aksettirmek için çabalayanları seyircinin dikkatle ayırt etmesi gerekir. Tabii ki herkesin bir görüşü olur, bir dünya görüşü ve tarih görüşü. Ancak bunu anlaşılabilecek bir sadelik ve netlikte aktarmak çok önemli. Aksi halde seyredenlerin kafası çorbaya dönüyor.
TARİH DİZİLERDEN ÖĞRENİLMEZ!
Muhteşem Yüzyıl ve Kösem Sultan gibi dizilerle mazimize hakaret edilmesini ve tarihin çarpıtılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Armağan: Muhteşem Yüzyıl yayınlanırken en fazla tepki gösterenlerden biri de bendim. Kanuni Sultan Süleyman gibi evrensel bir dehanın, kadının kuklası olarak gösterilmesi sade tarihimize değil, zekâmıza da hakarettir. Kösem Sultan’ı izlemeye bile değer görmedim. Yalnız burada seyirciye de bir iğne olsun batırmak gerekir: Tarih dizilerden öğrenilmez. TV dizileri eğlendirmek amaçlıdır. Dizilerde dert tarih değil; orada tarih yazılmıyor. Tarih yine kitaplarda, derslerde, belgelerde yazılı. Eğer tarih öğrenmek istiyorsanız yolu, okumak veya doğru kaynaklardan öğrenmektir.
HABERE YORUM KAT