HAKSÖZ HABER

Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde yaşanan 440 yazma eserin kaybolması olayı Cumhuriyet Gazetesi'ni çok rahatsız olmuş. Eserlerin kaç yıldır kayıp olduğunun bile bilinmediğini ifade eden gazete, DTCF’nin cumhuriyet tarihinin ilk fakültelerinden olduğunu ise vurgulamadan edememiş. Yani “kendi tarihine” sahip çıkan Cumhuriyet’ten aynı hassasiyeti tarihi ilgilendiren başka konularda da görmek isteriz.

Yanlış anlaşılma olmasın yapılan veya yapılmayan işlerden dolayı yazma eserlerin kaybolması kabul edilemez. Bu durumun sebeplerinin ortaya çıkartılması için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Ancak bizim burada aradığımız husus tutarlılık. Tutarlı olmak politik duruş ortaya koymanın en önemli şartlarından birisi şüphesiz. Zira söylediklerinizin birbiriyle uyumlu olmaması bütün sözlerinizin bir anlamda boşa çıkmasına sebep oluyor. Türkiye’de tek parti döneminde yazma eserlerin okkası üç kuruşa yurt dışına satıldığı¹ Kemal Alemdaroğlu rektörlüğü döneminde İstanbul Üniversitesi arşivlerinin tarumar edildiği² biliniyor. Durum böyle olunca Cumhuriyet'in haberi okunduğunda akla ilk önce "Kemalistler kendi kurdukları fakültedeki arşivleri de mi yok etmişler" sorusu geliyor. Bunu yapanların geçmişle hesaplaşmak adına tarihe ve arşivleri saldırdıkları gerçeği de düşünüldüğünde Cumhuriyet’in sadece DTCF’deki 440 yazma eserin peşine düşmesi çok samimi görünmüyor! Yavuz hırsız ev sahibini bastırmaya çalışır misali önce kendisiyle hesaplaşması gereken Cumhuriyet’i tutarlı davranmaya davet ediyoruz.