Kemal Kılıçdaroğlu’nun Yürüyüşüne İzin Verilmese Daha mı İyi Olurdu?
Yazısında Kemal Kılıçdaroğlu’nun eylemine izin verilmesini bir olumluluk olarak değerlendiren Hakan Albayrak, “’Gezi’ sendromunu aşmak, hem hükümetin hem de muhalefetin üzerindeki gerginliği kaldırmak için büyük bir fırsat bu.” diyor.
Hakan Albayrak’ın konuyla ilgili bugünkü Karar gazetesinde (17.06.17) yayınlanan yazısı şöyle:
“Gezi” Sendromunu Aşmak İçin Bir Fırsat
CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun casusluk suçundan 25 sene hapis cezasına çarptırılıp tutuklanmasını protesto etmek maksadıyla Ankara’dan İstanbul’a “Adalet Yürüyüşü” başlatan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hızına hayret ettim.
Kılıçdaroğlu bütün hazırlıklarını tamamlayıp çok sayıda taraftarıyla beraber Güvenpark’tan yola çıktığında, o mahkeme kararının üzerinden daha 24 saat bile geçmemişti.
Önceden örgütlenmiş gibi görünüyor bu eylem.
Galiba Berberoğlu hakkındaki mahkeme kararı tahmin edilmiş ve ona göre hazırlık yapılmıştı.
Veya eylem daha zayıf bir gerekçeyle yapılmak üzere tasarlanmıştı da o mahkeme kararı imdada yetişti.
Neyse…
***
Yürüyüşten evvel CHP’nin Twitter hesabından paylaşılan bir tanıtım afişinde Kılıçdaroğlu’nun arkasında saf tutmuş generaller görülüyor.
Bunun ne anlama geldiğini öğrenmek için iki gündür bekliyoruz ama CHP hiçbir açıklama yapmıyor, ilgili soruları ısrarla duymazdan geliyor.
Bu saatten sonra alenen askerî darbe şakşakçılığı yapar mı CHP?
Sanmıyorum.
O afişe “Anıtkabir’de askerlerin de bulunduğu bir törende çekilmiş bir fotoğraf bu. Gözümüze çok karizmatik göründü, onun için kullandık. Darbecilik iması aklımızın ucundan bile vallahi de billahi de geçmedi” gibi bir izah getirselerdi herhalde inanırdım.
Niye sustuklarını anlamıyorum.
O Tweet’i kaldırmaya da yanaşmadılar.
Görünüşe bakılırsa seviyorlar şaibeyi.
***
Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının yürüyüşü mevzuata uygun mu?
Olağanüstü Hal şartlarında olağan mıdır böyle eylemler?
Herhalde değildir.
Ama emniyet güçleri yine de eylemcilere sorun çıkarmadı; eylemciler bir taşkınlık yapmadıkça da sorun çıkaracağa benzemiyor.
Bilakis, onlara yardımcı oluyor polis.
Nereden biliyoruz?
Bizzat Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından biliyoruz.
Yürüyüşün ilk gününün sonunda yaptığı açıklamada, “Emniyet güçlerine teşekkür etmek durumundayız. Güzel bir yürüyüş olmasını, herhangi bir sorun çıkmamasını sağladılar” dedi Kılıçdaroğlu.
Belli ki hükümet ‘Bırakın yürüsünler’ demiş, ‘İzinsiz gösteriye göz yumulamaz, provokatörlere geçit verilemez… OHAL kuralları işletilsin!’ dememiş.
İsabet.
“Gezi” sendromunu aşmak, hem hükümetin hem de muhalefetin üzerindeki gerginliği kaldırmak için büyük bir fırsat bu.
Yürüyüş, DHKP-C gibi örgütler eliyle zıvanadan çıkarılmayıp barış içinde devam ettirilir ve tamamlanırsa, normalleşmeye hizmet edilmiş olur.
***
Yukarıda mezkûr soru işaretleri bir yana, eylemin gerekçesinin çok tartışma götürür olması da bir yana, Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının yürüyüşünü -bu aşamada- demokrasimiz açısından olumlu buluyorum.
Demokrasi içi meydan okumalar iyidir; yeter ki demokrasiye meydan okunmasın.
HABERE YORUM KAT