Keftaro ve Buti
Ahmet Bedreddin Hasun’dan önceki Suriye Büşmüftüsü olan Ahmet Keftaro ilginç bir kişilikti.
Halefi Ahmet Hasun gibi tasavvufi eğilimleri vardı. Hasun ve ailesi gibi Nakşibendiye tarikatına mensuptu. Elbette ki Hama kahramanı Şeyh Muhammed Hamid de Nakşibendi olmasına rağmen bir yönüyle de Hasan el Benna ile de köprü kurmuştu. Şeyh Hamid, Hasan Habenneke ile birlikte 1960’lı yıllardan beri Baas Partisi ve azınlık mezheplerinin Suriye’de iktidarı ele geçirme teşebbüslerine karşı Sünni kesimin kalesi olmuş ve büyük mücadele vermiştir. Sünni kitleyi yönlendirmiş, diri tutmuş ve onlara şer’i ve siyasi rehberlik yapmıştır. Ahmet Keftaro’nun ise hem Buti’ye benzeyen ve hem de ondan ayrılan yönleri var. Buti de tasavvufa karşı değildir lakin onun tasavvufi anlayışı daha müteşerridir. Her ikisi de, ‘siyasal İslamcı çizgi’ olarak anılan Müslüman Kardeşler ve benzeri İslam ile siyaseti mezceden anlayışlara ve hareketlere karşıdır. Lakin bu noktada müttefik olmakla birlikte yöntem noktasında Buti ile Keftaro birbirinden ayrılır. Keftaro’nun anlayışı pazarlıkçı ve müzayedecidir. Pragmatiktir. Sözgelimi, siyasal İslami çizgi olarak anılan çizgidekilere karşı sola veya rejime destek verirken, bu tutumunu pazarlık konusu ve pazarlık aracı yapar. Buti ise bundan kaçınır. Buti, yönteminde de idealisttir. Keftaro ise maksadında idealist olduğunu iddia etse bile en azından yönteminin şaibeli olduğunu söyleyebiliriz. Bir seçimde, Keftaro Müslüman Kardeşler Suriye kolunun kurucusu ve Genel Murakıbı Mustafa Sıbai’nin seçimlerde yenilmesinde başrol oynamıştır. Seçimlerde solcu Riyad Maliki ile yarışan Sıbai hassas dengede Keftaro’nun Maliki’yi desteklemesiyle birlikte elenir ve seçimlerde başarı gösteremez. Kılpayı kaybeder.
¥
Riyad Maliki, hile ve Keftaro’nun desteğiyle birlikte Sıbai’yi yaklaşık 50 oy farkıyla alt ederler. Keftaro Maliki solcu ve Sibai İslamcı olmasına rağmen Maliki’yi desteklemiştir. Suriye ile birleşme döneminde Nasır, Suriye cephesinde ikili oynar. Bir taraftan solcu ve laik kesimlerle köprü kurar diğer taraftan da gizliden gizliye İslami kesimlere ve özellikle de tasavvuf erbabını kollar ve onlara kol kanat gerer. Suriye solu da Nasır’a karşı aynı duygular ve yaklaşım içindedir. Dışarıda omuz omuzadır ve içeriden altını oyar. Bu noktada Nasır, Fransız Lider de Gaulle gibidir. Fransa’da katıksız laik olan de Gaulle ülke dışında Katoliklerin hamisidir. Mısır’da İhvan’la sürtüşen ve ötesinde savaşan Nasır Suriye’de İhvan da dahil dini hareketlere el altından kol kanat gerer ve himaye eder. Özellikle tasavvufi hareketleri teyit eder. Bu anlamda Said Havva ve İhvan mensupları da bu dönemde tasavvufa meylederler ve o açık kapı üzerinden dini hizmetlerine devam ederler. Keftaro ekolü ise Nasır döneminde de Esat döneminde de kendilerine açılan alandan istifade ederler. Hem Nasır hem de Esat, tarikatları ve tasavvufi ceryanları kendi rejimi için tehlikeli saymaz. Keftaro’dan sonra yine tasavvufi bir çizgiden gelen Ahmet Bedreddin Hasun’un başmüftü yapılması tesadüf olamaz. Said Havva da, Nasır dönemindeki tasavvufi atmosferden büyük çapta yararlandıklarını ifade etmiştir.
¥
Ahmet Keftaro pazarlıkçı anlayış için katıksız bir modeli temsil eder. Sözgelimi, 1947 yılında Keftaro Cemil Merdem ve Sabri Aseli’nin seçilmesi için destek vermiştir. Cemil Merdem’den destek için randevu evlerini kapatmasını ister. Cemil Merdem yeniden seçilmesi karşılığında bu denileni yapar ve sonuçta Keftaro’nun desteğini alır. Devreye Sabri Aseli girer ondan da destek karşılığı içkiyi yasaklamasını ister lakin Sabri Aseli’nin buna gücü yetmez ve Keftaro’nun desteğini elde edemez. Keftora çizgisi ilk günlerden beri böyledir. Nasır döneminde Keftaro’nun adamlarından Mervan Şeyho Suriye Meclisine girer. Sufi geleneği mecliste temsil etmektedir. Esat döneminde de yine aynı eğilimi temsilen meclistedir. Mervan Şeyho’nun tam zıt modelini temsil eden adaşı Mervan Hadid ise Et Talia el Mukatile(Savaşçı Akıncılar)’nin kurucusudur ve İhvan ile gel git tarzı ve gergin ilişkilere haizdir. Sonuçta işkence altında can vermiştir. Mervan Hadid, İranlı Nevab Safevi ve Iraklı Abdulaziz Bedri gibi silahlı bir tarzı temsil eder ve üçünün kaderi de aynı olmuştur. Hayatları işkence altında veya idam sehpasında son bulur. Mervan Şeyho ise Keftaro’nun ekolünü temsil eder ve bugün mecliste bu ekolü Muhammed Habaş temsil etmektedir. Buti ise gözünü ilmi kariyerin ve Emevi Camii hatipliğinden başka bir şeye dikmemiş ve iltifat etmemiştir. Bununla birlikte yöntem dışında rahatlıkla Buti ile Keftaro’nun siyasi anlayışının aynı olduğunu söyleyebiliriz.
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT