Kebapsever vejeteryanlar ülkesine dönen Türkiye’de HANGİ SAĞ, HANGİ SOL!
Bu "hangi" sorunusu Atilla İlhan soruyordu.
Görünen o ki, köprünün altından çok sular akmış, "sözde olan"la "özde olan"lar farklılaşmış..
Demirel ya da Tuğrul Türkeş mi sağcı, 'muhafazakar'? Yaşar Nuri ya da İlhan Kesici ya da Baykal mı solcu?
YARSAV Başkanı ya da Türk Metal'in Özbek'i, Türk-İş'in Meral'i mi solcu! Alevilik-Sünnilik de aslında bu işin bir başka boyutu, Meral'in Aleviliğinden, Demirel'in Sünniliğinden ne çıkar yoksa!
Sağ, sol, milliyetçi, hepsi birbirine karıştı.
Geçen gün Akşam'cı Güler'le, "Tanrı dağı kadar Türk, Hira dağı kadar Müslüman" Tuğrul'un, dinlemeye takılan "Sex and City" sohbetini okumuş olmalısınız.. Ülkücü gençlerin bu hadise karşısında ne düşündüklerini merak ediyorum.
Ergenekoncuların Bayrak üzerine Allah'ın adını anarak yemin etmelerine bakmayın, çoğu uyuşturucu kullanıyor, çoğu Tuğrul'la aynı cemaatten. Bakalım MHP bu işi nasıl halledecek.. Tabanın (profesyoneller dışında) bu işi hazmı zor!. Kilise ayinlerine katılmaları "özel bir durum". Gerisinde "Dakameron'un aşk hikayeleri" var..
Doğan birileri ile ilgili elindeki kasetleri niye yayınlayamıyormuş biliyor musunuz? Bir suç dengesi oluşmuş. Kendiler bu kirli çamaşırları ortaya dökecek olursa, çok daha fazla sayıda, çok daha ahlaksızca, inanılmaz görüntülerle cevap verilmesinden korkuyorlarmış da onun için..
Aslında bu pencereden baktığınızda Doğan'ın kimseye karşı şantaj gücü yok.. Kim bunlarla yarışabilir ki bu konularda. Ellerine su döken bile olamaz.. Onun için geri adım atacaklar.. Başka çareleri yok..
Doğan'ın işi zor.. Doğan'ın Almanya ile ilişkileri Alman muhalefetinin de yakın takibine alınmış bir durumda.. Almanya konusunda deneyimli biri, Alman Anayasayı Koruma Kurumu'nun da Deniz Feneri ile birlikte Doğan Media'nın Almanya'daki faaliyetini incelemeye alacağını söylüyor.. O zaman İtalya, İsviçre bağlantılı, RTL'nin Alman yasalarını by-pass etme operasyonunun da takibe takılabileceği, ava çıkanların avlanabileceklerini söylüyor..
Görünen o ki, öfkeyle kalkanlar, zararlar oturacaklar..
Türkiye'de başlayan bu kavganın derununda NATO var. Bu ülkeler de NATO ülkesi. Aslında henüz resmi ve sivil kaynaklar bu hesaplaşmayla ilgili bilgi ve belge vermediler.
Biliyorsunuz Ergenekon'un Almanya ile yakın ve sıcak bağları var.. Bu konuda önümüzdkei günlerde Alman basınında ve siyasi çevrelerinde ilginç gelişmeler yaşanabilir..
Belki bu iş bu kadar çabuk çözülmeyebilirdi ama, Doğan'ın bu fevri çıkışı bu süreci hızlandırabilir..
Aslında savcılık bu konu ile ilgili olarak, ABD, İtalya, Yunanistan, Almanya, Avusturya, İngiltere ve Fransa'dan bilgi ve belge isteyecek olsa çok sayıda belgenin gönderileceğinde kuşku yok.. Buna İsviçre, Hollanda, Belçika, İskandinav ülkelerini de ekleyebilirsiniz.. Rusya'yı da, Bulgaristan'ı da eklemek gerek bu listeye..
Mesela Ergenekon kaçaklarından biri İngiltere'de, biri Rusya'da.. Haklarındaki suçlamalar belli. Neden bunlar istenmiyor? Biri siyasi bir kişi, biri asker.. Her ikisi de stratejik önemi haiz bilgilere sahip..
Batı, Türkiye'deki bu tür çete yapılanmalarını, terör, uyuşturucu, mafia, siyaset bağlamında süreki izliyor.. Hepsinin yurtdışında bağlantıları ve uzantıları var..
Bugün masaya konanlar devede kulak mesabesinde şeyler..
Bana göre bundan geri dönüş olmasa da birileri bu işi Ergenekon'la sınırlı tutmaya çalışabilir. Onun için de batılı ülkeler, akibeti belli olmayan bir davaya sazan gibi atlamak istemiyorlar..
Türkiye kebapsever vejeteryanlar ülkesine döndü.. Hem "Müslümanım" diyeceksin, hem de İslâmı 'irtica', Müslümanı 'Mürteci' diye yaftalayacak, İslâm'ın olmazsa olmazlarını, alameti farikası olan şeyleri alay konusu yapacak, tehdit olarak göreceksin.. Hem laik olduğunu söyleyecek, hem de imamları devlet memuru yapacaksın..
Kendi değerlerine ihanet eden bir sürü insan.
Şu laikçi Kemalist solun düştüğü duruma bakar mısınız? Moda'da Beltur'un içkisiz cafe açmasını, rejim sorunu haline getiren adamlar ve kadınlar.. İçki ve laikliği ilişkilendirerek ne yapmak, nereye varmak istiyorlar ki!
İnançları gereği başlarını örten insanların öğrenci affı kapsamı dışında tutulmasını savunacak, ama Beltur'un içkisiz cafe açmasını rejim sorunu haline getireceksin..
Bunlar milletin gözü önünde oluyor..
Sonunda milletin hakemliğinde çözülecekse bütün bu işler, o zaman sandıkta cevaplarını alacaklardır milletten.
Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindi değil mi?
Selam ve dua ile..
Vakit gazetesi
YAZIYA YORUM KAT