1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. Kdz. Ereğli’de Aksa Tufanı’na selam!
Kdz. Ereğli’de Aksa Tufanı’na selam!

Kdz. Ereğli’de Aksa Tufanı’na selam!

​​​​​​​Kdz Ereğli Ümmet Platformu, Aksa Tufanının 1. yıl dönümünde Gazze cihadını selamlamak için meydanlara indi.

06 Ekim 2024 Pazar 21:55A+A-

Ümmet Platformu bünyesindeki bir çok Sivil Toplum Kuruluşu'nun çağrısıyla alanları dolduran Filistin ve Gazze sevdalısı, Marina Cafe'den Alemdar gemisine kadar tekbirler ve sloganlar eşliğinde yürüdü. İslam Ümmetinin yüz akı olan Aksa Tufanı operasyonun üzerinden tam bir yıl geçmesine ve  her türlü bedeli ödemesine rağmen direnişten ve Cihaddan vazgeçmeyen, yılmayan Gazzeli kardeşlerimizin mücadelesi tebrik edildi. Yoğun bir kalabalığın katılımı ile gerçekleşen yürüyüş esnasında "Ereğli'den Gazzeye Direnişe Bin Selam, Mescidi Aksa Onurumuzdur, İnsanlık Onuru Siyonizmi Yenecek, Yaşasın Küresel İntifada, Nehirden Denize Özgür Filistin" şeklinde sloganlar atıldı. Yürüyüş yapılan basın açıklaması ve dua ile sonlandırıldı.

eregli-gazze-20241006-02.jpg

eregli-gazze-20241006-01.jpg

eregli-gazze-20241006-03.jpg

eregli-gazze-20241006-04.jpg

eregli-gazze-20241006-05.jpg

eregli-gazze-20241006-06.jpg

eregli-gazze-20241006-07.jpg

eregli-gazze-20241006-08.jpg

Basın açıklamasının tam metni:

Ümmetin İzzetini Koruyan Aksa Tufanı Onurumuzdur

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…

Hamd, âlemlerin Rabbi olan yüce Allah’a mahsustur. Salat ve selam; öncelikle yegâne önderimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v) ve onun kutlu yolunu sürdüren tüm direniş erlerinin, Gazze’li kardeşlerimizin üzerine olsun.

Size ne oluyor da Allah yolunda ve “Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar; bize tarafından bir dost ver; bize katından bir yardımcı ver!” diyen zayıf düşürülmüş (zavallı) erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz! (4/75)

Siyonist İsrail’in Gazze’ye yaptığı katliamın üzerinden bir yıl geçti. Gazze halkı 7 Ekim 2023 tarihinde gerçekleşen AKSA TUFANI operasyonu ile korku ve kurgu ile beslenip büyütülen Siyonist heyulayı yerle yeksan etti. Abartı ve propaganda ile esir alınan algıyı yerle bir etti, tüm dünya bunun canlı şahidi oldu.

Siyonist çete, bir yıldır devam eden ahlaksız, alçak saldırı ve kuşatma ile direnişin iradesini kırmak için her yolu mubah gördü. Hastaneler, camiler, okullar, sokaklar, evler, çocuklar, siviller, zeytinlikler, su depoları, tahıl ve yiyecek depoları dâhil her yeri bombaladı. 17 bini çocuk olmak üzere 41 binin üzerinde Filistinli Müslümanı katletti.

Zalim Siyonistler, tüm zalimliklerine rağmen, İslami direniş cephesinin iradesini kıramadı, yalnızlaştırma hedefi tutmadı. Direniş tüm ihtişamı ile özgürlük mücadelesinin meşalesi olmaya devam ediyor. Kararlı duruş ve direniş örnekliği ile siyonizme şamar olarak inmeye devam ediyor.

Yıllardır büyütülen, yenilmez olduğu söylenen ajanlar, uçaklar, atom bombaları, askeri gücü, ekonomik gücü hikâyeleri ile nam salan Siyonist cephe bir saat süren AKSA TUFANI operasyonu ile rezil kepaze edildi.

Yenilgisini unutturmak için her türlü vahşete başvuran terör çetesi bu sefer Lübnan’da çağrı cihazları ve telsizler ile gerçekleştirdiği katliamla dağılan kurguyu yeniden inşa etmeyi deniyor.

Zalim Siyonistlerin insanların günlük ihtiyacı olan materyalleri birer imha aracına dönüştürmenin vahşiliğini görmek yerine siyonizmin hizmetçileri, seviciler hemen siber savaş konusunda ne kadar mahir olduklarına dair lakırdıları dolaşıma koydular. Siyonistlerin bu ve benzer operasyonlarla yaşadığı hezimeti unutturacağını vehm etmesi dışında elinde bir şey olmayacak.

Bir yıldır şahitlik ettiğimiz süreç, Allah yolunda kınayıcıların kınamasından korkmadan, pazarlık yapmadan, mallarıyla canlarıyla cenneti satın alan, sözlerine sadık kalan, nice yiğitlerimiz olduğunu bize gösterdi, onlarla iftihar ediyoruz. Onlar için üzülmüyor, sadece intikamlarının alındığı günlere bizi eriştirmesi için Rabbimize yalvarıyoruz.  

O kadar yokluk ve çaresizlik içinde olmalarına rağmen, izzetlerinden ve değerlerinden taviz vermeyen, umutsuzluğa kapılmayan bir Gazze halkı var karşımızda. Kardeşlerimiz bu durumda iken, direnmeye devam ederken bizlerin umutsuzluğa kapılması doğru değildir. Gün, Gazzeli kardeşlerimizin, direnişin yanında olduğumuzu ortaya koyma günüdür. Sosyal medya paylaşımları ile eylemlerimizle, boykotlarımızla bu direnişe sahip çıkmak hepimizin en önemli sorumluluğudur. Gazze’yi, yapılan katliamları, unutmamalı, unutturmamalıyız.

Siyonist çete katliam ve vahşet dozunu sürekli tırmandırarak adeta tüm dünyayı çaresizlik ve acziyet hislerine mahkûm etmeye çalışıyor. Yapacak bir şey yok karamsarlığını, teslimiyeti dayatıyor. Bu durum bizi yılgınlığa sürüklememelidir. Konuşmak, haykırmak, zulmü hiç durmadan lanetlemek zorunda olduğumuzun bilincinde olmalıyız. Şahitlik ettiğimiz dehşet manzaraları karşısında çaresizlik duygularına sürüklenip söz söyleyemez, hareket edemez hale gelmenin, Siyonist çete ve şürekâsının hedefi olduğunu bilmeliyiz. İşte bu yüzden hiç susmamalı, asla yorgunluk, bıkkınlık duygularına kapılmamalı, kanıksama, alışma illetine prim vermemeliyiz. Gücümüz yettiğince, avazımız çıktığınca zulmü ve zalimleri lanetlemeye devam etmeli, Gazze direnişine şahitliğimizi en güçlü şekilde sürdürmeliyiz. 365 gündür her türlü zulüm, işkence, katliam karşısında, açlık ve yokluk karşısında varıyla yoğuyla direniş gösteren kardeşlerimiz gözümüzün önünde dururken, onların cihadını gündemleştirmekten, onlara nasıl destek olacağımızı konuşmaktan, onlara dua etmekten, paramızı, zamanımızı kardeşlerimizin lehine kullanmaktan aciz kalırsak hangi yüzle Rabbimizin katına varacağımızı iyi düşünmeliyiz. Müslümana asla yakışmayacak bu acizlikten Rabbimize sığınmalıyız. 

Onların planlarının bir önemi yok, mahkemelerin vereceği hükümlerin, uluslararası kurumların, bu vahşet karşısında hangi tavrı alıp almadığının da bir önemi yok. Belirleyici olan tek şey Gazze halkının direnişini azimle, kararlılıkla sürdürüyor olmasıdır. İşte o direniş umudu temsil ediyor.

İşgale, tuğyana, zulme, soykırıma direnen Gazze halkı ekmekten de, sudan da hatta evlatlarından da önce izzete, şerefe, özgürlüğe talip olduğunu; Rabbu’l-Alemin’den başkasına kulluğu asla kabul etmeyeceğini haykırarak kanıyla, canıyla, yeryüzüne çok muazzam bir adalet ve insanlık dersi veriyor.

Şunu bilelim ve hiç tereddüt etmeyelim ki hepimiz, tüm insanlık, yeryüzüne, gelecek nesillere şanlı bir direniş mirası bırakan Gazze’ye borçlu durumdayız. Aslolanın bir biçimde yaşamak, hayatta kalmak değil, hayata anlam katmak olduğunu direnerek haykıran Gazze; izzetin, şerefin, özgürlüğün, kıyamın evi olduğunu ispatlıyor. Bir kere daha tüm bu hakikati kanıyla tarihe yazarken, hepimizi, tüm insanlığı, ruhlarını cellatlara satmamış dünyanın tüm vicdan sahiplerini harekete geçmeye çağırıyor. “Bedeninizle, kanlarınızla, silahlarınızla yanımızda olamazsanız da sesinizle, ruhunuzla, dualarınızla bu savaşta yerinizi alın, safınızı netleştirin” diyor. Ve işte bu çağrıya icabet için meydanlardayız. Kardeşlerimizin davasına sahip çıkmak için meydanlardayız.

Hiç şüphesiz güçlü silahlara, gelişmiş teknolojiye sahip ve dünyanın tüm zalimlerinin, işbirlikçilerinin desteğini arkasına almış azılı bir düşmanla karşı karşıyayız. Mücadelenin zor, meşakkatli ve uzun olacağını biliyoruz. Ama son sözü güçlü silahlara sahip olanların değil, iman ve azim sahibi olanların söyleyeceğini de biliyoruz. 

Müslümanlar, kâfirlerin asla sahip olmadıkları hususiyetlere sahiptirler. Öncelikle Müslümanlar cennete taliptirler. Kâfirlerin her şeylerinin bu dünyaya ait olmasına ve görüp görecekleri şeyin az bir meta olmasına karşın cennet, dünyada çekilen acıların, sıkıntıların mükâfatı olarak Rabbimizin Müminlere vaadidir. Ve Müminler, sabır ehlidirler. Onların zayıflıklarına, aceleciliklerine, tahammülsüzlüklerine karşın, Müminler sabreder ve zafer için çalışırlar. Ve Allah da sabredenlerle beraberdir. 

Evet, asla yılgınlık yok, yorulmak yok, alışmak, susmak, geri çekilmek yok! 

Zaman, Ümmetin izzeti için, İslam’ın zaferi için, Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü için, Aksa Tufanını, Siyonist cepheyi zillete mahkûm edecek bir büyük tufana çevirmek için, gece gündüz demeden, durup dinlenmeden meydanlara dökülmenin, can ve mallarımızla direniş cephesine her türlü destek seferberliğini başlatmanın zamanıdır! Artık izzetle, onurla, cesaretle Siyonist cephenin karşısında durup, “Bir asır daha İslam ümmetini esarete mahkûm edemeyeceksiniz! Hepimiz Filistin’iz, Gazze’yiz, Batı Şeria’yız, Lübnan’ız, Beyrut’uz, direnişin evlatlarıyız” diye haykırma zamanıdır.

Ereğli Ümmet Platformu olarak en gür sesimizle diyoruz ki;

Ne kadar zulmederseniz edin, ne kadar kan dökerseniz dökün, Mescidi Aksa’yı, Kudüs’ü, Gazze’yi, Filistin’i, Lübnan’ı bizden koparamayacaksınız!

Aksa için hazır on binler, yüzbinler, milyonlar olarak daima karşınızda olacağız. Tarih sahnesinden silinip gideceğiniz güne kadar karşınızda duracağız. Tam bir yıl önce olduğu gibi hiç beklemediğiniz bir anda sizi bu coğrafyadan söküp atacağımız günler yakındır. Kudüs ve Mescid-i Aksa için, işgale uğrayan tüm coğrafyamız için gayret göstermek, imanımızın ve insanlığımızın bir gereğidir.

Kendine müslüman diyen herkes hatırlamalıdır ki;

Elbet bir gün toprak olacağız, tek gayemiz Allah’ın rızasıdır. Rıza-i ilahi, ancak bütün varlığımızla cihad etmekle, müslümanların sevindiğine sevinmek, üzüldüğüne üzülmekle olur.

Cenab-ı Hak, İsrail’e karşı çarpışan yiğit kardeşlerimize güç, kuvvet versin, attıklarını isabet ettirsin. Kardeş Filistin halkının ve Hamas’ın Siyonist işgal rejimine yönelik başlattığı Aksa tufanını, haklı direnişi ve meşru mücadelesini destekliyor, bağımsız Filistin ve özgür Kudüs’ün yolunu açmasını yüce Mevlamızdan niyaz ediyoruz.

Düşmanın zelil olduğu günleri bizlere gösteren Allah’a binlerce hamd olsun!

Müslümanların izzetini tutup kaldıran Allah’a hamdolsun!

Çiğnenen kutsallarımızı yücelten Allah’a hamdolsun!

Selam olsun, Allah’a verdiği söze sadık kalanlara!

Selam olsun, azimleriyle düşmanı hezimete uğratanlara!

Selam olsun, bir volkan olup işgale karşı patlayanlara!

Selam olsun, hiçbir kaybın korkutamadığı yiğitlere!

Selam olsun, İzzeddin Kassam’a, Şeyh Ahmed Yasin’e, Abdülaziz Rantisi’ye, İsmail Haniye’ye

Selam olsun, Kudüs’e, Ramallah’a, el Halil’e!

Selam olsun, Gazze’ye, Batı Şeria’ya, Nablus’a, Cenin’e!

Selam olsun Lübnan’a Beyrut’a…

Ve binlerce selam olsun, ümmetin onurunu kurtaran HAMAS’a!

Zafer İslam’ındır.

Zafer Allah’ındır.

Zafer inananlarındır

Ve zafer yakındır!"

HABERE YORUM KAT