“Katil Devlet” Sloganı Artık Suç Değil
'Katil devlet hesap verecek' ve 'Oligarşiyi yıkana dek savaşacağız' sloganları için takipsizlik kararı verildi.
'Katil devlet hesap verecek' ve 'Oligarşiyi yıkana dek savaşacağız' sloganları için 8 yıldır yürütülen soruşturmada takipsizlik kararı çıktı. Başsavcılık 'düşünceyi açıklama hürriyeti' dedi.
Milliyet gazetesinden Kemal Göktaş’ın haberine göre Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 8 yıl önce bir lisenin duvarına yazılan 'Katil devlet hesap verecek' ve 'Oligarşiyi yıkana dek savaşacağız' gibi ifadelerin yer aldığı sloganlar nedeniyle yürüttüğü soruşturma sonunda takipsizlik kararı verdi. Savcılık, terör örgütü propagandası yapmak suçuna ilişkin olarak Demokratikleşme Paketi ile yapılan yasal değişikliklere dikkat çekti.
Özel yetkili savcılığın kaldırılmasından sonra soruşturma dosyası, Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesi ile görevli savcılığa gönderildi. Bu savcılığın kaldırılmasından sonra da dosya yeni kurulan “Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu” savcılarından Sadık Bayındır’a devredildi. Bayındır, dosyada yaptığı inceleme sonunda takipsizlik kararı verdi.
Bayındır, takipsizlik kararında “terör örgütü propagandası yapmak” suçuna ilişkin olarak Demokratikleşme Paketi ile yapılan yasal değişikliklere dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yaptı:
TERÖRLE İLGİSİ OLMASI YETMEZ
“Kanunda yapılan bu düzenlemeye göre bir söz ya da davranışın terör örgütü ile ilgili olması, işlenen fiilin ‘terör örgütünün propagandası suçu’ kapsamında değerlendirilmesi için yeterli olmayacaktır. Yapılan fiil, davranış ve propagandanın terör örgütünün, cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde tanıtmaya, benimsetmeye ve yaymaya yönelik olması ve ayrıca bu davranışlar nedeni ile açık kesin ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması gerekmektedir. Batıkent Lisesi duvarına yazılan yazılar nedeniyle olay tarihinden bu yana açık ve kesin bir tehlikenin ortaya çıkmadığı, eylem ve davranışlarda ve şiddet ögesinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Fail meçhul şüphelilerin davranışlarının anayasanın ‘düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti ile Yargıtay ve AİHM kararları ile desteklenen ifade (düşünceyi açıklama) hürriyetinin kullanılması kapsamında kaldığı anlaşıldığından, öngörülen 8 yıllık dava zamanaşımı süresinin suç tarihinden bu yana olduğu anlaşıldığında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.”
HABERE YORUM KAT