Katar’a Yönelik Kuşatma İstanbul'da Protesto Edildi
Suudi Arabistan Konsolosluğu önünde, Katar’a yönelik siyasi-ekonomik-askeri kuşatmaya yönelik politikalar protesto edildi.
HAKSÖZ HABER
Özgür-Der’in çağrısıyla bugün İstanbul’da Suudi Arabistan Konsolosluğu önünde, İhvan-ı Müslimin’e, Hamas’a, Suriye İslami direnişine destek veren Katar’ı siyasi-ekonomik-askeri yönden kuşatmaya yönelik politikalar protesto edildi.
4. Levent Metro Durağı önünde buluşarak Suudi Arabistan Konsolosluğu’na yürüyen kalabalık “Suud Kuşatmasına Karşı Katar Halkının Yanındayız!” ve “Zulme Boyun Eğmeyen, Haktan Taviz Vermeyen Öncülere Bin Selam!” yazılı pankartları taşıdı. “Katar Halkı Yalnız Değildir!”, “Şer İttifakına Hayır!”, “İhvan’a Hamas’a Direnişe Bin Selam!”, “Müslüman Zulme Boyun Eğmez!”, “We Are With Qatar and Against Siege!” dövizlerinin taşındığı eylemde, “Katar Halkı Yalnız Değildir!”, “Katil ABD Ortadoğu’dan Defol!”, “Meşal’e Mursi’ye Karadavi’ye Bin Selam”, “Yaşasın Ümmet Dayanışması!”, “Suud Elini Katar’dan Çek!”, “Suud Ümmete Hesap Verecek!” sloganları atıldı.
Murat Ayar’ın yöneticiliğini yaptığı eylemde, Özgür-Der Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay bir konuşma yaptı. Konuşmanın ardından Saadet Uzun tarafından Özgür-Der adına basın bildirisi okundu.
Konuşmasında Katar’a karşı başlatılan ablukanın, kardeşliğin pekiştirilmesi gereken Ramazan ayında olması ve Filistin işgalinin 50. yıldönümüne denk getirilmesi gibi iki önemli açmazı da beraberinde taşıdığını ifade eden Kenan Alpay, “Maalesef bu kuşatma Müslüman halkların aleyhine, bölgemize dönük tükenmek bilmeyen arzuları, iştahları sürekli kabaran sömürgeci ve emperyalist devletlerin lehine bir adım olmuştur” dedi.
Konuşmasını “Tabi ki burada Amerika’nın ve onun başına gelen ırkçı, İslam düşmanı Trump’ın bir arzusu vardır ancak ne yazık ki bu yapılanları sadece ABD’nin menfaatleriyle izah etmek mümkün değildir” sözleriyle sürdüren Alpay, bu noktada işin içinde darbeci zalim Sisi’nin, milyarlarca dolarlık silah anlaşmalarını ABD ile imzalayan Suud yönetiminin, Libya’da ve Mısır’da halkına silah doğrultan darbecilere destek veren BAE’nin olduğunu vurguladı.
Söz konusu kuşatmanın Filistin intifadasına, Suriye cihadına, Mısır direnişine daha genelde ümmet kardeşliğine yönelik oldukça çirkin bir saldırı olduğuna işaret eden Alpay, “…Ancak onların planları, tuzakları, hileleri ne kadar güçlü, ne kadar kudretli olsa da neticede onların tuzakları, planları Allah’ı vekil edinen, tevekkül eden sadece ve sadece onurluca, izzetlice, mümince, muttakice yaşamak isteyen İslami hareketler karşısında başına geçecektir.” ifadelerini kullandı.
Kenan Alpay’ın konuşmasının ardından Saadet Uzun basın açıklamasını okudu. Katar’ın şahsında bastırılmaya, sindirilmeye, abluka altına alınmaya çalışılan şeyin İslami hareketlerden yana tavır almak, Müslüman halkların özgür iradelerine saygı göstermek olduğu vurgulanan açıklamanın tam metni şöyle:
Müslüman Halkların İradesine Düşmanlıkta Sınır Tanımayan Darbeci İttifakın
Katar’a Yönelik Abluka Siyasetini Protesto Ediyoruz!
Müslüman halkların yaşadıkları beldelerde kendi özgür iradelerini hâkim kılma mücadelesi hem içeriden, hem dışarıdan çok yönlü baskılarla ve kuşatma siyasetleriyle boğulmak isteniyor. Özgürlük ve adalet talebiyle ayağa kalkan kitlelerin başlattığı Ortadoğu İntifadaları karşısında paniğe kapılan statüko güçleri her gün yeni zulümlere imza atıyorlar.
İşgali, darbeyi, her türden işkenceyi kirli iktidarlarının devamı için meşru gören yerli despotların ve küresel haramilerin zalimane statükoya karşı çıkışları bastırmada en sık başvurdukları baskı araçlarından biri de boyun eğdiremediklerini terör yaftasıyla karalamaya, tasfiyeye yönelmek! Son günlerde Suudi yönetiminin öncülük yaptığı koalisyonun Katar’a karşı başlattığı arsız kuşatma ve tecrit siyaseti de aynı mantığın bir uzantısı olarak karşımıza çıkmakta. Katar’ın despotik iktidarlara karşı mücadelelerinde mazlum Müslüman halklardan yana tavır alması teröre destek iftirasıyla mahkûm edilmeye çalışılmakta.
Bizler, Trump gibi fanatik bir ırkçı ve İslam düşmanı ile aynı eksende hareket ederek rahatsız oldukları güçlere, yapılara terörist suçlamasını yöneltenlerin tek dertlerinin zorbalıkla sürdürdükleri iktidarlarının ömrünü uzatmak olduğunu biliyoruz. Bu yüzden Sisi darbesini destekleyenlerin, Libya’da Hafter adlı işbirlikçinin arkasında duranların, Suriye’de, Tunus’ta, Filistin’de ve coğrafyamızın pek çok beldesinde statüko kalesini koruma uğruna İslami direniş güçlerine düşmanlık siyaseti yürütenlerin terörist sıfatını asıl hak edenler olduğundan da hiç şüphe etmiyoruz. Elbette emperyalizme hizmet eden ve işkenceci, darbeci, zalim yönetimlere destek verenlerin İhvan’a, Hamas’a, Suriyeli mücahitlere düşman olmalarına da şaşırmıyoruz.
Katar’ın şahsında bastırılmaya, sindirilmeye, abluka altına alınmaya çalışılan şeyin İslami hareketlerden yana tavır almak, Müslüman halkların özgür iradelerine saygı göstermek olduğu açıktır. Bu yüzden Katar ile dayanışma Ümmet bilinci ve sorumluluğunun bir yansıması ve ayrıca erdemli bir tutum takınmanın gereği olarak değerlendirilmelidir.
Buradan Suudi yönetimine sesleniyoruz: Adaletsiz, hukuksuz ve mantıksız tavırlar takınarak, emperyalist ve Siyonist kâfirlerin elini güçlendiren politikalar izleyerek Müslüman halklar nezdinde her geçen gün biraz daha itibar kaybetmektesiniz. Mısır’da darbeci Sisi’ye verdiğiniz utanç verici desteği, İhvan hareketine düşmanlık adına işlediğiniz cürümleri şimdi de Katar’a yönelik ahlaksız abluka siyaseti ile daha ileri aşamalara taşımak zannettiğiniz gibi iktidarınızı daha güvenli kılmayacak, sadece İslam Ümmeti nezdinde bir nefret öğesine dönüşmenize neden olacaktır!
Tam bu noktada Türkiye’nin son derece zalimane ve utanç verici bir kuşatmaya maruz kalmış Katar devleti ve halkıyla dayanışma için attığı adımlar onur verici bir tutum olmuştur. Şüphesiz her yönden kuşatılmak, imha edilmek istenen İslami hareketlere karşı Körfez İşbirliği Konseyi’nin izlediği düşmanlık siyasetinin Amerikan emperyalizmine uşaklıktan başka bir kavramla karşılamak mümkün değildir. Bizler Türkiye’nin her koşulda halklardan yana tavır geliştiren tutumunun adaletin ve kardeşliğin bir gereği olduğunu hatırlatıyor, Türkiyeli Müslümanlar olarak emperyalist dayatmalara, zulme ve İslami hareketleri kuşatma politikalarına karşı kardeşlerimizle dayanışma içinde olacağımızı ilan ediyoruz.
HABERE YORUM KAT