1. YAZARLAR

  2. HAŞİM AY

  3. Kasım Süleymani Sonunda Döktüğü Kanda Boğuldu! Darısı Diğer Tetikçilerin Başına!
HAŞİM AY

HAŞİM AY

Yazarın Tüm Yazıları >

Kasım Süleymani Sonunda Döktüğü Kanda Boğuldu! Darısı Diğer Tetikçilerin Başına!

03 Ocak 2020 Cuma 12:51A+A-

Sünnetullahın önüne geçilemeyeceği bir kez daha görüldü. Takdir-i İlahi, bir zalim daha başka bir zalimin eliyle defedildi. Zulümleriyle, mazlumlara ölüm olarak dönen yıkıcı ve bozguncu stratejik planlamalarıyla zaten nicedir gayretullaha dokunan Kasım Süleymani’yi ölüm ansızın yakalayıverdi. Suriye’de müttefikleriyle birlikte milyonlarca masumun başına bombalar yağdırarak öldürme vebalinin altına giren Kasım Süleymani’nin akıbeti de farklı olmadı. O da başına yediği bir füzeyle parçalandı. Günahına girdiği binlerce Suriyeli masumun ahı tuttu.

Ölüm Kasım Süleymani’yi ummadığı bir yerde yakaladı. İran, işgalci ABD ile girdiği kirli ilişkiler sonucunda Irak’a yerleşti. İşgal sonrası Irak’ında ABD’nin de göz yumması sonucunda nüfuzunu iyice arttıran İran burada sürdüre geldiği mezhepçi politikaları sonucunda ülkeyi ekonomik, sosyal ve siyasal istikrarsızlığa sürükledi; ulusallaştırıp millileştirdiği Şiilik lehine mezhepçi bir diktatörlüğün tesisini çabaladı. Bu durum ABD’nin de işine geldiği için çoğu zaman oturup izledi. Sonunda Haşdi Şabi gibi bir çeteyi resmileştirmekten bile geri kalmayan İran, Irak halkının Şii unsurları nezdinde bile nefretle anılır odu. Irak’ta daha önce İran’ın kuklası Maliki’yi deviren halkın öfkesi şu sıralar tekrar tutuşmuştu. Ağırlığını Şii unsurların oluşturduğu halk kitleleri nicedir ülkedeki İran nüfuzuna ve buna payanda işlevi gören yöneticilere karşı meydanlardaydı. Kasım Süleymani ve çetesi öldürülmeden hemen önce göstericileri yıldırmakla meşguldü. Öldürülen ve kaçırılıp kayıplara karışan onlarca Irak evladının arkasında da onun ve şebekesinin olduğu yönünde güçlü şüpheler vardı. ABD konsolosluğunu bastırıp dikkatleri başka yöne saptırma taktiğine girişti ama bu ona ağıra mal oldu. Zaten sayesinde Irak’ta olduğu ABD de bu duruma artık pes dedi ve Kasım Süleymani’yi öldürerek İran’a gözdağı verdi. Kasım Süleymani sonunda döktüğü Iraklı ve Suriyeli masumların kanında boğuldu!

Süleymani’nin öldürülmesinin arkasındaki sevince veryansın edenler dönüp kendilerine bakmalı değil mi? Irak’ın işgali sürecinde zulme ve katliamlara kim çanak tuttu? Saddam’ın ABD tarafından yakalanması ve Şiilere teslim edilmesi esnasında sevince gark olanlar, onu büyük bir zevkle idam edenler bugün Süleymani’nin yasını tutanlarla aynı meşrepten değil miydi? Kasım Süleymani’nin kim olduğunu, ne tür bir zulüm mekanizmasının tetikçisi olduğunu birileri unutmak isteyebilir ama Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya’nın da dediği gibi, onun kim olduğunu Humus'ta, Guta'da, Halep'te katledilen, İdlib'de çadırlara sürülenler; Haşdi Şabi-ABD ortaklığıyla yakılan Felluce, Ramadi, Musul halkı iyi bilir!

Nasıl ki ABD füzesi Ebubekir Bağdadi'yi şehid yapmazsa, Kasım Süleymani'yi de kahraman yapmaz!

Bir de Süleymani’nin öldürülmesine sevinenleri ABD-sevicilikle itham eden işgüzarlara ne demeli? Bir zalimi başka bir zalimin eliyle cezalandırmayı seçen ilahi murad ne güzel takdir buyurmuş! Keşke zalim Saddam da, tetikçi Süleymani de ve bölgemizdeki diğer zalim ve tetikçiler de İslam ümmetinin evlatlarının eliyle cezalandırılsa! Ama şimdi buna güç yetirilmiyor diye kimin elinden olursa olsun zalimin müstahakını bulması neden kötü olsun ki? İki zalimin birbirine düşmesi ve birinin yekdiğerinin elinde telef olması iyi bir şeydir. Hiç yoktan bir zalim tetikçinin daha dünyadan eksilmesi yadsınacak bir gelişme değildir. Evet, bu belki “her şey” demek değildir ama zalim tetikçilerin arkasındaki iradenin ürkmesi ve demoralize olması da “bir şey”dir. Zalim Saddam’ın bir başka zalimin eliyle de olsa müstahakını bulduğu süreçte mazlumların sevinç duyması nasıl ki ABD-sevicilik olmuyorsa, zalim tetikçi Süleymani’nin öldürülmesine sevinmek de aynı şekilde ABD-sevicilik olarak yorumlanamaz. Ne yani, Irak’ta ve Suriye’de İran’ın ya öldürdüğü ya da ölmekten beter ettiği binlerce milyonlarca mazlum tüm bu zulümlerin tetikçisi Kasım Süleymani’nin öldürülmesinden ötürü sevinmesin de ağlasın mı?!

Öte yandan bir de tetikçi Süleymani’nin defedilmiş olmasından ötürü yaşanan haklı sevinci mezhepçiliğe yoran işgüzarlar var. Bunlara göre Kasım Süleymani’nin öldürülmesine sevinmek Şia veya Ehl-i Beyt düşmanlığı ve dolayısıyla mezhepçilik oluyor? Sormak lazım: Asıl Kasım Süleymani gibi adi bir suçluyu Şia’nın, Ehl-i Beyt’in temsilciliği makamında konumlandırmak ihanet olmuyor mu? Zalim Saddam’ın idamından Sünniliğe pay çıkarmak, sanki Sünniliğin temsilcisiymiş gibi bir muamelede bulunmak neyse, Kasım Süleymani tetikçisinin arkasından duyulan sevinci mezhepçiliğe yormak da aynı şeydir. Ebubekir El-Bağdadi’yi Selefiliğin tek meşru temsilcisi gibi göstermek, bu ekolü ona indirgemek nasıl ki haksızlık ise, Kasım Süleymani’yi ve dolayısıyla arkasındaki katil mezhepçi iradeyi Şia’nın tümüne indirgemek de gerçeği saptırmaktır. Şu da bir hakikattir ki; Sünniler arasında IŞİD ile arasına mesafe koyma çabasına benzer bir durum kendini Şia ile tanımlayan kişi-kesimlerin kahir ekseriyetinde görülmemekte. Dolayısıyla mezhepçilik fitnesinden dert yananlar şayet samimi ise öncelikle dönüp Kasım Süleymani tetikçisi ve arkasındaki zalim iradenin buna olan katkısına bakmalı değiller mi? Siz önce (zamanla kurumsallaşan bozuk teolojisinin aksine) mazlumlarla, müstezaflarla dayanışma ve onların hakları uğruna fedakarca başkaldırmanın adı olan Şia’nın tarihî sahih çizgisini Kasım Süleymani ve arkasındaki iradenin Safevi Şia’sını aratmayan çizgisinden kurtarın, sonra mezhepçilikten hayıflanın! Bir de kendinize şu soruyu sorun: Ne oldu da bir zamanlar Müslüman halklar ve İslami hareketlerin çoğu nezdinde hayırla anılan Nasrullah’lar, Kasım Süleymani’ler ve arkasındaki irade şimdi bu kadar nefret duyulur hale geldi? Bağdat sokaklarını dolduran Şii gençlerin bile ölümünün arkasından sevinç gösterileri yaptığı Kasım Süleymani ismi nasıl oldu da zalim Saddam ile farksızlaştı? Kasım Süleymani ve arkasındaki irade ne oldu da Irak’ta ve Suriye’de zalim Saddam’ın yaptıklarından kat be kat zulümler gerçekleştirebildi?

 

YAZIYA YORUM KAT

27 Yorum