Karma Eğitim ve İdeolojik Arka Planı
Karma eğitimi savunanların argümanları geçerli mi? Yoksa modern birer hurafeden mi ibaret?
HAKSÖZ-HABER
Şu sıralar gündemi işgal eden konulardan biri olan karma eğitim ve kızlara özel okul ya da sınıflar yapma fikri çeşitli veçhelerle tartışılageliyor. Bir taraftan bunun "laik" ve "demokratik" eğitimi kötü etkileyeceği ve "bilimsel" metodlara aykırı olduğu iddia edilirken bir diğer yandan da eleştirilerin yersiz olduğu ve ayrı eğitimin zarar değil faydaları olduğu ifade ediliyor.
Tabi yarar-zarar ikileminden önce Rabbimizin rızasına odaklı bir yaklaşımlar karma eğitim modelini benimsemiyoruz. Fakat bir yandan da eleştirilerin sığlığını vurgulamanın önemli olduğunu düşünüyoruz.
Bu anlamda revzen.org'da yayınlanan Meryem Bekçi bir haber-yorumu iktibas etmeyi faydalı bulduk.
***
Karma Eğitim ve İdeolojik Arka Planı
Son günlerde Milli Eğitim Bakan’ının yaptığı açıklama ile başlayan karma eğitim ve tek cinsiyetli eğitim tartışmaları gündemde önemli yer kapladı. Açıkçası bu durumdan hoşnut oldum çünkü sığ ve tartışıldıktan birkaç gün sonra pek önem ihtiva etmeyen konulardan sonra eğitim gibi geleceğimizin belirleyicisi olan bir konunun konuşulup tartışılması beni umutlandırmıştı. Ardından meseleye biraz daha yakından bakmak istedim.
Her iki konu savunucularının argümanlarını okudum.
Bir yandan; evet, günlük yaşamda her iki cinsiyet de vardı ve beraber yaşamayı öğrenmek, bilmek gerekirdi. Diğer yandan ise tek cinsiyetli eğitim; başarı açısından ve daha sağlıklı ders ortamı oluşturması açısından önemliydi. Sosyal medyada bunun gibi iki konuyu gerekçeleriyle savunan paylaşımlar gördüm, aklım iyice karıştı.
Ardından kendi eğitim hayatımı düşündüm: 8 yıl boyunca tamamen kızların eğitim gördüğü bir İmam Hatip'te okumuştum. Bundan ötürü tek cinsiyetli eğitimi her yönüyle çok iyi biliyordum. Daha sonra 5 yıl boyunca karma eğitimin olduğu okullarda eğitime devam ettiğim için bu sistemi de biliyordum. Bu süreçte hangi sistemde daha verim aldığımı düşünmeye başladım ve nihayetinde varacağım kararın çok öznel olduğu ve benim kişisel deneyimimin genellenemeyeceği kararına vardım. Bu konu üzerine araştırmalarımı devam ettirdiğimde kapsamlı ve biribirinden bağımsız bazı çalışmalar buldum. Bu çalışmalar hem karşıt argümanları hem de sistemlerin sonucunu açıklayan çalışmalardı. İki modeli de yaşayan biri olarak bu tespitleri ve değerlendirmeleri realiteye uygun buluyorum.
Bu rapor ve çalışmalardaki veriler üzerinden muhtemel soru(n)lara cevaplar bulmaya çalışalım:
KARMA EĞİTİM MODELİNİ SAVUNANLARIN GEREKÇELERİ
Karma eğitim uygulamasına yönelik yapılan çalışmalara bakıldığında genel olarak ortaya konulan gerekçeler şunlardır:
1. İdeolojik ve Siyasi Gerekçeler: Karma eğitimi savunanlar, bu sisteme karşı çıkanların siyasi ve ideolojik bir yaklaşımla davrandıklarını iddia etmektedir. Ancak bu konudaki çalışmalar incelendiğinde ülkemizde karma eğitimin kendisinin ideolojik bir zemine dayandığı ve halen varlığını bu anlayışla sürdürdüğü rahatlıkla ifade edilebilir.
2. Cinsiyetçi Eğitime Karşı Olunması Gerektiği Düşüncesi:
Karma eğitimi savunanlara göre, erkek ve kız öğrencilerin birlikte aynı ortamda eğitim görmeli, cinsiyete dair bir ayrım yapılmamalıdır. Eğitim-Sen raporunda geçen “Karma eğitimle öğretim, kız ve erkek öğrencilerin küçük yaşlardan itibaren bir arada okutulması, farklı cinslerin birbirini tanıması, farklılıklarına saygı göstermesi ve kadın erkek eşitliğinin okul çağlarından itibaren bilince çıkarılması açısından son derece önemlidir.” ifadesiyle kız ve erkek öğrencilerin birlikte okumasının "birbirlerini tanımaları ve tanımlamaları” açısından önemli olduğu vurgulanmıştır.
3. Bilimsel, Demokratik ve Laik Eğitimin Karma Eğitimi Gerektirdiği Gerekçesi:
Karma eğitimi savunanlar, bu sistemin demokratik ve laik eğitim anlayışının temelini teşkil ettiği görüşündedirler. Bunlar tek cinsiyetli eğitimin bilimsel objektifliğe aykırı olduğu ve demokratik eğitimin bir gereği olarak cinsiyet üzerine bir ayrımın doğru olmadığı kanaatindedirler. Ayrıca karma eğitime karşı olmanın temelinde dini bir hassasiyetin olduğunu vurgulayarak bunu laiklik ilkesine aykırı görmektedirler. "Çağdaş ve Batılı olmak" gibi ifadelerle kamufle edilen bu görüşlerin “bilimselliği ve demokratikliği" tartışmalıdır.
4. Eğitimde Fırsat Eşitliğinin Karma Eğitimle Sağlanacağı Savunusu:
Karma eğitimi savunanlar, kadın-erkek eşitliği düşüncesinin ilk uygulama alanının okul olduğunu söylemektedir. Hayatın her alanında olduğu gibi eğitimde de kız ve erkeklerin bir arada bulunması gerektiği, çünkü eğitimde başarının cinsiyetle alakalı olmadığı bunun daha çok bireysel farklılıklardan kaynaklandığı iddia edilmektedir. Bundan dolayı da bireylerin cinsiyet merkezli ayrımının fırsat eşitliğine aykırı olduğu savunulmaktadır. Ancak bilimsel gerçeklikler ve yapılan çalışmalar cinsiyet farklılıklarının başarıyı etkileyen unsurlardan biri olduğunu ortaya koymaktadır.
5. Karma Eğitimin Çok Yönlü Bir Sistem Olduğu Düşüncesi: Karma eğitim savunucuları karma eğitimin sadece eğitim alanıyla ilgili olmadığını; psikolojik, sosyolojik ve pedagojik olumlu yönlerinin olduğunu iddia etmektedirler. Bu düşünceye göre karma eğitim karşı cinsle sağlıklı bir etkileşim alanı sağlayarak bireylerin cinsel psikolojilerini biçimlendirir ve sosyalleşmelerine katkı sunar.
KARMA EĞİTİMİN ÖĞRENCİLER ÜZERİNDEKİ SOSYAL VE PSİKOLOJİK ETKİLERİ
Karma eğitim uygulamasından beklenilen kazanımlar, kadın- erkek eşitliğinin sağlanması ve kadının toplumsal yönünün belirginleşmesi olarak dile getirilmektedir. Bununla birlikte bireylere cinsiyet eğitimi verecek ortam oluşturmak, cinsiyet kimliğine ve rolüne katkı sunmak ve toplumdaki cinsel tacizlerin önüne geçmek gibi hususlar da hedeflenmektedir. Ancak uzun yıllardır uygulanmakta olan karma eğitim uygulamasıyla bu hedeflerin hiçbirinin istenilen düzeyde gerçekleşmediği görülmektedir. Oysa bir eğitim modelinin toplumsal karşılığının alınması için 20-30 yıllık bir süre bile yeterli olmaktadır. Karma eğitim modeliyle çocuklarda ve gençlerde amaçlananın aksine sosyal ve psikoloji olarak negatif etkiler görülmektedir.
Karma eğitim modelinin çocuk ve gençlik üzerindeki zararları ve olumsuz etkileri şöyle sıralanabilir:
1. Özgüvensizlik, utangaçlık, içine kapanıklık gibi psikolojik problemler:
Erkek ve kız çocukların kişiliklerinin oluştuğu en kritik süreçler olan okul dönemlerinde, ruhi ve psikolojik farklılıklar ve yönelimler göz ardı edildiği için bireylerde psikolojik sorunlar ortaya çıkmaktadır.
Özellikle aynı ortamı paylaşan kız ve erkek öğrencilerin kendilerini rahat hissetmeme problemi; utangaçlık, içine kapanıklık, özgüven eksiklikleri başarısızlığa sebebiyet vermektedir.
2. Cinsel tacizlere zemin hazırlama:
Ergenlik dönemindeki öğrencilerde biyolojik farklılıklardan kaynaklı değişimler aynı ortamda bulunan karşı cinsteki öğrencileri yoğun cinsel dürtülere maruz bırakmaktadır. Bu durum birçok cinsel taciz olayına sebebiyet vermektedir. Özellikle kız öğrenciler bu noktada ciddi problemler yaşamaktadır. Eğitim Sen’in de 2000-2009 yılları arasında yaptığı araştırmaya göre, okullardaki taciz ve tecavüz vakalarında ciddi bir artış yaşanmaktadır. Yine bu konuda Türk Eğitim Sen’in 2006 yılında muhtelif illerden 1136 ilköğretim okulunun 7 ve 8. sınıf öğrencileriyle yaptığı ankete göre, öğrenciler arasındaki cinsel taciz olaylarının %92’Iere çıktığı tespit edilmiştir.
ABD’de ise, ilkokul ikiden lise son sınıfa kadar karma eğitim modeline göre eğitim alan 4.200 öğrenci arasında yapılan bir araştırmaya göre; her gün cinsel tacize uğradığını söyleyenler
%39, haftada en az bir tacize uğradığını söyleyenler %29,13-19 yaş arasında doğum yapan bekâr kızlarda doğum yapma oranındaki artış bir önceki yıla göre %16,şikâyet hâlinde idarenin şikâyeti takip oranı %55, Sözlü veya hareketle tacize uğrayanlar ise %89 olarak tespit edilmiştir.
3. Erkek ve kız çocuklarının farklılıklarının göz ardı edilmesi:
Karma eğitim modelinde kız ve erkek öğrenciler, ruhi ve bedensel farklılıkları göz ardı edilerek aynı eğitim modeline zorlanmaktadır. Oysa kadın ve erkeğin beyin yapıları ve öğrenme stilleri birbirinden farklılık arz etmektedir. Birçok bilimsel araştırma ile ispatlanmış bu gerçeklik, karma ve tek
cinsiyetli eğitim modellerindeki başarı oranlarıyla birlikte değerlendirildiğinde tablo daha net ortaya çıkmaktadır.
4. Eğitim tercihi hakkına aykırı olması:
Karma eğitim, eğitim tercihi hakkı açısından hak ihlâlleri oluşturmaktadır. İnançları dolayısıyla karma eğitim uygulamasını istemeyen aileler ve öğrencilere karma eğitim dayatmasında bulunmak, açık bir insan hakları ihlâlidir. Kız ve erkek öğrencilerin kendilerini daha rahat hissedebilecekleri bir ortamda eğitim görme hakları olmalıdır. Karma eğitimin zorunlu olması bu hakkı engellemektedir.
5. İnanç özgürlüğü ve dini eğitime aykırı oluşu:
İnanç özgürlüğü bağlamında her bireyin dinî eğitim hakkı bulunmalıdır.
Türkiye’nin birçok bölgesinde özellikle kız çocuklarının okula gönderilmemesinin arka planında dinî gerekçeler bulunmaktadır. Eğitim-Bir Sen’in Diyarbakır, Van, Bitlis, Siirt, Mardin, Batman başta olmak üzere okuma-yazma oranı en düşük illerde yüz yüze görüşerek yaptırdığı ankette bulunan “Neden kız çocuklarınızı okula göndermiyorsunuz?” sorusuna velilerin %60’ı şu cevabı vermiştir: “Ahlaki değerlerimizi korumak istiyoruz, okullardaki eğitime güvenmiyoruz.” Ayrıca Eğitim ve Halkla İlişkileri Geliştirme Derneği’nin “Kız Çocuklarının Okullaşması" kampanyası çerçevesinde yaptığı ankete katılanların %59’u ahlâkî değerlerin korunması konusunda endişeli olduklarından dolayı kızlarını okula göndermediklerini ifade etmişIerdir.3
6. Cinsel rol değişimi ve meslekî hedef sapmaları:
Aynı ortamı paylaşan kız ve erkek öğrencilerin gerek cinsiyete özgü davranışlarında ve gerekse de meslek seçimine dönük yönelimlerinde hedef sapmalarının olduğu gözlemlenmektedir.
7. Aile ve okul ikilemi:
Türkiye özelinde birçok öğrencinin aileden aldığı terbiye ve eğitimin okulda gördüğü karma eğitim modeli ve bu uygulamanın getirdikleriyle uyuşmaması, öğrencileri ikileme düşürmektedir. Bu ikilem aynı zamanda öğrenciler üzerinde birçok olumsuz davranışın ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir.
8. Fizikî ve görsel farklılıkların psikolojik sorunları tetiklemesi:
Fiziki ve görsel farklılıklar, karma eğitim modeliyle eğitilen gençlerde daha fazla psikolojik bunalımlara sebebiyet vermektedir. Kendini diğer arkadaşlarına göre daha çirkin hisseden kız öğrencileri ya da kendini diğer arkadaşlarına göre daha az yakışıklı gören erkek öğrenciler, psikolojik bunalımlar geçirmekte ve aşağılık kompleksi yaşamaktadır.
9. Disiplin suçlarının artması:
Karma eğitim uygulayan okullarda disiplin sorunları daha fazla ortaya çıkmaktadır. Öğrenciler arasındaki tartışma, kavga ve hatta sonu ölümle biten vakaların arka planındaki nedenler, çoğu kez kız-erkek ilişkileriyle bağlantılıdır. Ayrıca kız ve erkek öğrencilerin aynı sınıfta eğitim görmesi, öğretmenin sınıf içerisindeki otoritesine de olumsuz etkisi gözlemlenmektedir.
*Batıda Yapılan Araştırmalar ve Sonuçları:
İngiltere'deki Manchester Üniversitesindeki araştırmacılar, beş kamu okulundaki öğrencileri tek cinsiyetli sınıflara dağıtarak test etmişlerdir. Karma derslere gönderilmiş erkek öğrencilerin % 33'ü İle karşılaştırıldığında, tek cinsiyetli derslere gönderilmiş erkek öğrencilerin % 68'inİn, standartlaştırılmış dil becerileri testini geçtikleri görülmüştür. Kız öğrenciler açısından, karma derslere gönderilmiş kız öğrencilerin % 48'i ile karşılaştırıldığında, tek cinsiyetli derslere gönderilmiş olanların %89'u sınavı geçmiştir (Henry, 2001).
Avustralya'daki erkek öğrencilerin düşük başarı durumlarını İncelemek İçin İngilizce ve matematik alanlarında tek cinsiyetli dersler sağlama girişimi Mulholland ve arkadaşları (2004) tarafından İncelenmiştir. Tek cinsiyetli derslerde hem erkek hem de kız öğrenciler, İngilizce ‘de önemli bir başarı artışı göstermişlerdir. Ayrıca kız öğrenciler, artan bir matematik performansı göstermiştir
ABD’de 506 okulda tek cinsiyetli bir model üzerinden eğitim veriliyor. 506 okulun 116’sında kız ve erkek öğrencileri ayrı bir şekilde okutulurken, bu okulların 389’unda ise sınıflar tamamen ayrı bir şekilde eğitim işleniyor. ABD’deki 84 üniversite ise sadece kız öğrencilere eğitim ve öğretim veriyor.
Avustralya’nın en önemli şehirlerinden biri olan Sydney’deki liselerin yüzde 12’sinde kız ve erkek öğrenciler ayrı bir şekilde eğitim alıyor. Avrupa’nın merkezi olarak nitelendirilen İngiltere de karma eğitim modelini terk ediyor. Hâlihazırda İngiltere’de 400’ü aşkın eğitim kurumu tek cinsiyetli olarak öğrenimine devam ediyor. Avrupa’nın birçok ülkesinde de tek tip eğitim veren okullar bulunuyor. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı ‘Eğitim çıktılarında cinsiyet farkları: Avrupa’da Alınan Tedbirler ve Mevcut Durum” araştırması da tek tip okullarda okuyan kız öğrencilerin akademik başarısının daha yüksek olduğunu gözler önüne seriyor.4
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Batı’da karma eğitim tartışmaları “eğitimin kalitesi” üzerinden pedagojik zeminde yürütülürken Türkiye’de karma eğitim meselesi, “laiklik” meselesine indirgenerek ideolojik tartışmalara malzeme edilmektedir.
Başarı ve performans değerlendirmesi yapan bilimsel araştırmalar, tek cinsiyetli eğitim kurumlarının açık ara başarısını ve karma eğitimin sebep olduğu sosyolojik, psikolojik, biyolojik, ahlâkî ve ekonomik tahribatları net bir biçimde ortaya koyarken hâlâ toplumun tek cinsiyetli eğitim taleplerinin dikkate alınmaması ve karma eğitimde ısrar edilmesi, Türkiye açısından ciddi bir sorundur. Türkiye’nin sosyal gerçekliği dikkate alınarak yapılması gereken, toplumdaki tek cinsiyetli eğitim taleplerine ve ihtiyaca cevap verecek düzeyde ortaöğretimden itibaren ayrı sınıfların ve ayrı okulların açılmasıdır. Ayrıca Türkiye’de karma eğitim bir hak olarak sunulurken tek cinsiyetli eğitim tercihinin temel bir insan hakkı olduğu gerçeği göz ardı edilmektedir. Karma olarak tek tip bir eğitim dayatması, bilhassa inancından dolayı hassasiyetlere sahip olan ve inancı doğrultusunda karma eğitim almak istemeyen oldukça geniş bir kitleyi mağdur etmektedir.
Türkiye’de, kanuni değişiklikler yapılarak devlet okulları ve özel okullar dâhil olmak üzere tüm eğitim kurumlarında aynı müfredat ve eğitim imkânlarıyla, eşit biçimde isteyen herkese tek cinsiyetli eğitimin önünün açılması gerekmektedir. Daha sonra Okul Aile Birlikleri ve öğrenci velilerinin görüşleri alınarak toplumdaki ayrı eğitim ihtiyacı bölgesel olarak tespit edilmelidir. Öncelikle aynı çatı altında tek cinsiyetli sınıfların açılması, daha sonra talebin yoğun olduğu yerlerde tek cinsiyetli okullara kademeli geçiş yapılması sağlanmalıdır.
Karma eğitimin ideolojik çerçevede polemik konusu olmaktan çıkarılıp nitelikli eğitim hususuna odaklanılmalı, karma veya tek cinsiyetli eğitim tamamen kişilerin tercihine bırakılmalıdır. Devlet mekanizması, bu konudaki tercihlerin önemsenerek, uygulamayı engelleyici ve zorlaştırıcı mevzuatları güncelleyerek toplumun sosyolojisi ve temel değerlerine uygun fiziki altyapı imkânları oluşturarak talepleri karşılayacak eğitim kurumları açmalıdır.
Eğitim temel bir haktır. Bunun gerçekleşeceği ortam, bir kesimin keyfi dayatmasıyla değil, eğitim hakkına sahip bireylerin talepleri ve vakanın sosyo psikolojik gerçeğine uygun oluşturmalıdır. Aksi halde eğitim, bilimin ve kültürün realitesinden uzak salt bir ideolojinin kurbanı olacaktır. Günümüzde olduğu gibi.
Kaynakça:
1. Eğitime Bakış, 2016 İzleme ve Değerlendirme Raporu, Eğitim-Bir Sen Yayınları, Ankara 2016, s. 279.
2. http://www.yeniakit.com.tr/haber/karma-egitim-tacizi-tetikIiyor-30982.html Erişim Tarihi: 09.02.2017
3. http://www.habervaktim.com/haber/198030/karma-egitim-cinsel-tacize-ortam-mi.html
SDAM PEDAGOJİK AÇIDAN KARMA VE TEK CİNSİYETLİ EĞİTİM MODELLERİ ŞUBAT 2017
4. https://www.onder.org.tr/Content/pdf/karma-egitim-raporu.pdf
HABERE YORUM KAT