Mısır'ın başkenti Kahire'de darbe karşıtı eylemler kapsamında gözaltına alınan ve tutukluluk halini protesto için bir yıldan fazla süredir açlık grevi yapan ABD vatandaşı Muhammed Sultan'ın kız kardeşi Hanaa Sultan, kardeşinin Mısır hapishanesinde çürüdüğünü söyleyerek, uluslararası topluma "adaletsizliğe karşı ahlaki duruş sergileyin" çağrısında bulundu.

Mısırlı Sultan ailesinin en büyük çocuğu olan Hanaa, yaklaşık iki yıldır Mısır'da cezaevinde tutulan 27 yaşındaki kardeşi Muhammed'in serbest bırakılması için ailece verdikleri mücadeleyi Anadolu Ajansı muhabirine anlattı. Hanaa, kardeşinin açlık grevine başladığı ocak ayından ekim ayına kadar geçen 9 aylık sürede 50 kilo verdiğini ifade etti.

ABD'nin başkenti Washington'da sosyal hizmet danışmanı olarak çalışan, iki çocuk annesi 29 yaşındaki Hanaa, "adaletsiz Mısır'da yaşamaktan korktuğunu" dile getirerek, kardeşi Muhammed'le birlikte ABD'de büyüdüklerini kaydetti. Hanaa, kardeşi Muhammed'in hapisten çıktıktan sonra ABD'ye "evine" dönmesini dört gözle beklediğini söyledi. 

5 kardeş olduklarını ve Muhammed'in yaşça kendisine en yakın kardeşi olduğunu kaydeden Hanaa, kardeşi ile ilişkisini "çok yakın" olarak tanımladı.

Tüm aile fertlerinin hayatları normal akışında devam ederken, Muhammed'in "kötü koşullarıyla bilinen Tora Liman cezaevindeki bir zindanda çürüdüğünü" belirten Hanaa, "Bir kardeşimiz evlendi, bebek bekliyor. Diğer ikisinden birisi liseden, diğeri ise üniversiteden mezun olacak. Tüm bunlar Muhammed'in yokluğunda yaşanıyor. Biz hayatlarımıza devam ederken, Muhammed'in yokluğu ortak hatıralarımızda derin bir yara bırakacak" diye konuştu.

"Penseyle ameliyat edildi"

Hanaa, 387 gündür açlık grevinde olan kardeşi Muhammed'in Mısır cezaevinde tutulduğu şartları, AA'ya şöyle anlattı:

"Mısır hapishanesindeki ortam korkunç. Gözaltına alındığından beri hem bedenen hem de ruhen işkence görüyor. Bu süreç boyunca tıbbi bakımdan da kendisiyle ilgilenilmedi. Muhammed gözaltına alındığında omzundan yaralıydı. Yarası enfeksiyon kaptı. Kardeşim hiçbir ağrı kesici veya ilaç almadan, başka bir tutuklu tarafından penseyle ameliyat edildi. Muhammed'in durumu bedenen şimdilik durağan. Ruhen ise büyük ızdırap çekiyor. 

Mısırlı yetkililer, Muhammed'i tek kişilik hücrede, haftalık yarım saat, bazen 1 saatlik aile ziyaretleri dışında insanlarla irtibattan uzak tutuyor. Bir şeyler okumasına, diğerleriyle aynı koğuşa girmesine izin verilmiyor. Muhammed çok sosyaldir. Bu onun için yavaş, korkunç bir ölümmüş gibi geliyor bana. Muhammed'i görmeyeli neredeyse iki yıl oldu. Mısır'daki akrabalarımız haftalık ziyaretlerde bulunarak, onu görüyor. Kalem tutamayacak kadar zayıf düştü, mektup yazamıyor. Avukatlar ve akrabalar aracılığıyla sözlü mesajlarını alıyorum."

Hem Mısır'da yaşananlara hem de Muhammed'in durumuna dikkati çekmek isteyen Hanaa, "Uluslararası toplum adaletsizliğe karşı ahlaki duruş sergilemeli" diyerek, ABD'nin kardeşinin durumuyla ilgili Mısır'a daha fazla baskı yapmasını istedi. 

"Türkiye insani bir duruş sergiledi"

Mısır'da son yıllarda yaşanan gelişmelere ilişkin Türkiye'nin tutumuna da değinen Hanaa, "Türkiye, Suriye konusunda yaptığı gibi Mısır'da yaşanan vahşete karşı da çok gerçekçi ve insani bir duruş sergiledi. Bölgede acı çeken insanlara yönelik yaklaşımıyla, durumu anlamada Türkiye'nin gösterdiği kapsamlı tutum açıkça ortada" dedi.

Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) yöneticilerinden Salah Sultan'ın oğlu olan Muhammed Sultan'ın tahliye talebi ABD'nin verdiği desteğe rağmen, birçok kez reddedildi. Tutukluluk halini protesto etmek için 26 Ocak 2014'te açlık grevine başlayan Muhammed Sultan, zaman zaman sağlık durumunun kötüleşmesi sebebiyle bazı duruşmalara katılamadı.

Gözaltına alınmadan önce uluslararası medya organlarında tercüman olarak çalışan Sultan, Kahire'de darbe karşıtı eylemlerin yapıldığı Rabia Meydanı'ndaki gösterilerde polisin müdahelesi sırasında omzundan vurularak yaralanmıştı. "Devlete karşı operasyon hücresi kurma" suçlamasıyla 27 Ağustos 2013'te Mısır polisinin Sultan ailesinin Kahire'deki evine yaptığı baskın sonucu Muhammed gözaltına alınmıştı.

Muhammed, açlık grevinin 50. gününde kaleme aldığı mesajında, "Hapishane, yaşayan ruhun mezarı" ifadesini kullanmıştı. Muhammed'in serbest bırakılması için çeşitli kampanyalar düzenleyen gruplar, 387 gündür herhangi bir sıvı ya da ilaç almayı reddeden Muhammed'in son birkaç aydır zaman zaman bilincini kaybettiğini ve aile üyelerini tanıyamadığını bildiriyor.