Kara göründü
Artık ideolojik cinnet mi insanları bu hale getiriyor, yoksa cidden saplantı derecesinde bazı değerlerin sahibi, bazı değerlerin düşmanı olmanın doğal sonucu mu bilemiyorum. Lakin hem Andıç-Ergenekon medyasının hem de CHP'nin geldiği nokta gerçekten inanılmaz.
Misal Hürriyet Gazetesi ve internet sitesi bu konuda o kadar kendinden geçmiş durumda ki, kendi kendilerini maskara ettiklerinin bile farkında değiller. İnsan kendi grubunun yaptığı haberi 'kozmik balon' diye yalanlar mı/hadi yalanladı diyelim, aşağılar mı? Hadi aşağıladı diyelim, başka grubun haberi zanneder mi? Bunu yapabiliyor Hürriyet! Halaybaşı her gün memlekete akıl-fikir dağıtırken, mesleğin gereklerinin ne olduğu artık hiç umursanmıyor. Bir örnekle izah edip CHP'ye geçeceğim. Ergenekon tutuklamalarının yapıldığı akşam, ünlü haberci M.Ali Birand, o meşhur telaşlı sesiyle bir haber sundu. Şuydu; Turhan Çömez yurtdışında değil! Bizzat Kanal D haber ekibinin yaptığı özel haberdi. Muhabirler Londra'nın tüm dil okullarını gezmiş, Çömez'in izini aramış lakin bulamamıştı. İşte bu haber hemen ertesi gün bizzat Hürriyet'te 'yalan' diye yayınlandı. Üstelik kabahat başka medyanın üzerine atılarak.
Hani Marksist eskilerinin kendi gazetelerini okumadan, başkasına babalanmasını anladık da, bu kadarı fazla artık.Pes doğrusu!
CHP lideri, bir iddiaya göre 'Ergenekon'u savunmak zorunda hissediyormuş kendini. Bunu iki nedene bağlayanlar var. İlki, meşhur mitingler onu o kadar ikna etmiş ki, böyle bir kitlenin varlığına inanıyor ve oy için çete iddialarıyla suçlananların arkasında aslan kesiliyor. İkincisi daha tehlikeli ve inanmak istemediğimiz bir iddia: Birileri, CHP'ye bunu yapması için baskı yapıyor. Baykal da bu baskılar neticesinde kendini ateşe atıyor. Aslında bu durum CHP için yeni değil. Hatırlayınız lütfen... Temmuz seçimi olmuş ve CHP halktan kolay kolay unutulmayacak bir şamar yemiş. AK Parti'nin oy oranı filan değil mevzu. Bizzat CHP'nin beklentilerin yarısını bile tutturamayan oy oranı. Sanıyorsunuz ki CHP yönetimi, 'Biz nerede yanlış yaptık?' diye kendini sorgular değil mi?
Hayır tam aksi, biz doğruyuz millet yanlış zihniyetine kapıldılar. Bu konuda işi o kadar şirazesinden çıkardılar ki, medyadaki kalemşorlarının 'Bidon kafa, göbeğini kaşıyan adam' karalamalarına sahip çıktılar. Onlara göre millet cahil, kaba ve -af edersiniz- hırt fertlerden oluşuyordu. Bu nedenle bu cahil millet, yüce CHP'yi anlamaktan uzaktı! Bu palavraya kendileri de inandılar ve seçimle yedikleri tokadı telafi etmek yerine bu millet ile aralarındaki uçurumu derinleştirdiler. Yazık ki hastalıklı ruh hali bu kadarla yetinmedi. Uluslararası her gözlemi bu milletin düşmanı olarak telakki ettiler! ABD düşmanımızdı, dolayısıyla onların görüşleri önemsiz ve hatta düşmancaydı. AB bizi zaten bölmek istiyordu! Batı gazeteleri dersen, tek amacı Türkiye'yi bölmek isteyen AKP güdümlü yayın organlarıydı. Ve nihayet Sosyalist Enternasyonal. Onlar da bir şekilde AK Parti'nin dümen suyuna gitmiş bir kurumdu. AKP, SE'de bile kadrolaşmıştı! Türk halkı aptal ve düşman. AK Parti zaten malum, hukukçular 'geri zekalı' ve 'eşkıya' (ifade kendilerine aittir)... AB desen bizi bölmek istiyor, ABD zaten eskiden beri kanlımız, Batı medyası fitne fücur merkezi, Sosyalist Enternasyonal Tayyip Bey'in adamları...
İşte tüm bu şaşkın ve yamuk sürecin doğal sonucu olarak şimdi Deniz Baykal açık açık kalkıp 'Evet ben Ergenekon'un avukatıyım' diyebiliyor! Partisini siyaseten bitirmeyi göze alarak bunu yapabilmek için CHP ve Baykal'ın dışında başka hiçbir ülke partisi ve siyasetçisi olmaz sanırım... Andıç medyası ve CHP karşılıklı olarak birbirini gaza getire getire biri Türkiye'deki solu, diğeri Andıç ve Holding medyasının itibarını yemiş bitirmiştir.
Kim bilir? Belki onlar için trajik ama ülke için hayırlısı da budur!
ZAMAN
YAZIYA YORUM KAT