1. HABERLER

  2. KÜLTÜR SANAT

  3. Kapitalizmin Sosyal Adaletsizliğine Güçlü Bir Eleştiri: The Platform
Kapitalizmin Sosyal Adaletsizliğine Güçlü Bir Eleştiri: The Platform

Kapitalizmin Sosyal Adaletsizliğine Güçlü Bir Eleştiri: The Platform

Son zamanlarda adından çokça söz ettiren filmlerin başından gelen İspanyol yapımı The Platform, kapitalizm eleştirisinden Hristiyanlık teolojisine kadar birçok temayı metaforlar üzerinden ele alıyor.

21 Mayıs 2020 Perşembe 20:17A+A-

Yahya Fırat / Haksöz Haber

İspanyol yönetmen Galder Gaztelu-Urrutia’nın ilk uzun metrajlı filmi olan The Platform, her katta iki kişinin kaldığı distopik bir hapishanede geçiyor. 333 kattan oluşan hapishanenin her katında dikdörtgen şeklinde bir delik bulunuyor. Aynı şekilde boşluktan geçecek şekilde tasarlanmış dikdörtgen şeklindeki sofra en iyi aşçılar tarafından kusursuz bir şekilde hazırlanıyor. En üst katta hazırlanan yemekler, hapishanedeki bütün mahkumlara yetecek miktarda ancak, mahkumların aç gözlülüğü ve kendilerine ayrılmış miktardan fazla almaları nedeniyle alttakilere yemek kalmıyor.

Bazı mahkumlar suçlu olduğu için bazıları ise kendi istekleriyle kalıyor. Film kahramanı Goreng, diploma theplatform-2.jpgalabilmek için delikte 6 ay kalmayı kabul ediyor. Goreng, hapishane şartlarından bihaber olduğu için ilk başlarda büyük bunalım yaşıyor.  Oda arkadaşı olan Trimagasi’nin hapishanenin sistemini anlatmasının ardından sistemi değiştirmek için çaba sarf eden Goreng, belli süre sonra sistemin acımasız ve adaletsiz çarkına dahil olmak zorunda kalıyor. Ayrıca, Goreng’in hapishaneye gelirken yanında Cervantes’in Don Kişot kitabını alması da tesadüf değil. Don Kişot’un romandaki amaçsız yolculuğu ile film karakteri arasında ciddi benzerlikler söz konusu.

theplatform-3.jpgFilm “yukarıdakiler”, “aşağıdakiler” ve “düşenler” kavramlarını kullanılarak kapitalizme yönelik güçlü eleştiriler barındırıyor. Çünkü aynı sofra en üst kattakilerden başlanarak en alt kattakilere servis ediliyor. Ancak, üsttekilerin ihtiyaçlarından fazla tüketmesi ve açgözlülüğü yüzünden alttakiler ya murdar olmuş artıklar ya da hiçbir şey kalmıyor. Tek odalı katların her ay değiştirilmesine rağmen mahkumların sadece günlük karın doyurma derdine düşmeleri ve bir altında kalanları umursamamaları kapitalizmin vahşi tüketim kültürüne yönelik mesajlar barındırıyor.

Alt katlarda bulunanların sistemi değiştirmek için ellerinden bir şey gelmemesi, üst katlarda bulunanların ise işlerine geldiği için susmayı tercih etmesi içinde bulunduğumuz konjonktürü yansıtması açısından önemli benzerlikler çağrıştırıyor. Alt katlardan yukarı çıkanların kendisi gibi olanları çoktan unutup kendi yaşamlarına odaklanması, kapitalizmin insanoğluna aşıladığı hedonizm, bencillik ve maddi temeli düşünce anlayışını gözler önün seriyor. Bütün insanlara yetecek kadar yemek varken mahkumların yemek için kavga etmeleri ve savaşmaları şu anki yeryüzünde bütün insanlara yetecek yiyecek barındırmasına rağmen kaynakların belli kesimlerin elinde olması ve bu nedenle dünyanın üçte birinin açlık ve yoksullukla karşı karşıya olmasını akla getiriyor.

theplatform-4.jpgThe Platform, kapitalizm eleştirisinin yanı sıra Hristiyan teolojisine de göndermeler yapıyor. Hapishane sistemi adeta bir cehenneme benzetilmiş, yöneticiler de şeytani sistemin bir parçası. Film kahramanı Goreng ise çarpık düzene karşı isyan eden “Mesih” rolünde. Filmin sonunda en altta kata bulunan çocuğun platform olarak adlandırılan sofra üzerinde en üst katta yükselmesi Mesih’in göğe yükselmesini andırıyor.

Film boyunca dolaştığı katlarda kaybettiği çocuğunu arayan Asyalı mülteci kadın ise günümüzde savaş, yoksulluk ve baskı ortamından kaçan ve batıda perişan olan mültecileri temsil ediyor. Koronavirüs’ün ortaya çıktığı dönemde yayımlanan film, bu süreçte yapılan stokçuluğu ve batının benmerkezci tavrını da yansıttığı söylenebilir. Film, vahşi kapitalizmin karakteristik özelliklerine yaptığı haklı eleştirilerin yanı sıra insanın doğasında var olan bencillik, acımasızlık, talan etme ve hırs özelliklerini çok iyi yansıtması açısından izlenmeyi hak ediyor.

HABERE YORUM KAT

8 Yorum
  • ferhat karasari / 25 Mayıs 2020 22:30

    Filmi izledim ilginc islenmis,, Dünyanin her yerinde insanlari midelerinden yakalamis kapilalizm denilen sistem ler sokaklara bakin hep mesakket ve kosusturma,, Sagir olmus insanlik insanlar hic bir sey duymuyor bu kosusturmada Düsünmeyi engeleyen en büyük sebep oluyor Söyle bir cizime rast gelmistim. Bir Piranit cizin ve entepesine 1. kat deyin ve alt alta bu piramidi bölün yukaridakiler, cizimde bu birinci katin üzerine bir göz resmi koymuslar. 1. hattakiler yönetticiler tagutlar vs, 2. kattakiler hocalar papazlar din adamlari, 3. kattakiler silahli kuvvetler, 4. kattakiler partiler bos vaadler birbirine bagiranlar yani bizim sectiklerimiz, iste en alttakilerde yukarya dogru sistemi omuzlayanlar bu yolda düsenler ve sehid (!) olanlar,, Iste halimiz ahvalimiz,,, Tüm islam aleminin (Varsa tabi) ramazan bayranlarini tebrik ederim Hayirlara vesile olur InsaAllah

    Yanıtla (0) (0)
  • ali ihsan kayagil / 22 Mayıs 2020 14:37

    Devletin ekonomiyi daha fazla denetlediği bir sisteme gidilmelidir.Teşebbüsün önü sonsuza kadar açılmalı,ama teşebbüs sonucu oluşan kar gerçek bir şekilde tespit edilip, kardan alınan vergilerle halka eğitim sağlık gibi hizmetleri daha iyi koşullarda ve bedava sunulması gerekir.Asgari ücretin daha fazla artırılarak zenginlerle fakirler arasındaki uçurumun giderilmesi gerekir.Fiat denetlemesi daha etkin yapılarak fazla karın önüne geçilmesi ve halka daha uygun fiatların sunulması gerekir.Tarım sektörü desteklenmeli ve temel gıdaların halka daha ucuz sağlanması gerçekleşmelidir.Bunlar oluştuğu taktirde Allah'ın Kur'an'da gerçekleşmesini istediği adaletin oluşacağı görülecektir.

    Yanıtla (0) (0)
  • Murat / 22 Mayıs 2020 13:16

    Ismine ne derseniz deyin bu adaletsiz dünyaya insani dogayi merkeze alan yeni bir Düzen gerekiyor
    Bugün Dünyada yüzmilyonlar karin tokluguna calisiyir.Sakin bana sosyal Devlet falan demeyin
    Sosyal devler denilen insanin sadece ac kalmamasidir.Ama Insan sadece karni doyarak mutlu olan bir varlik degil.Insan ayni zamanda anlam ariyan kendini yeteneklerini kullanmak istiyen bir varlik.Dinin ruhani yönü ve Sosyalistlerin maddi esitlik yönü birlestirilerek bir Düzen kurulamazmi?Benim ki hayal biliyorum ama engel olan ne?

    Yanıtla (0) (0)
  • Ömer Bitlis / 22 Mayıs 2020 01:26

    Filmi seyrettim, güzel film 13 yaş altı çocuklara izletmeyin.

    Yanıtla (0) (0)
  • yasin / 22 Mayıs 2020 01:11

    "Allah'ın bir pulunu bekleye dursun on kul,

    Bir kişiye dokuz, dokuz kişiye bir pul,

    Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa,

    Yaşasın kefenimin kefili kara borsa..."

    Yanıtla (0) (0)
  • Abid / 21 Mayıs 2020 22:33

    Kapitalizm sahip olma isteğinin azgınlaşması ve sistemleşmesidir. Bundan dolayı aslında hep vardı eskiden beri ama şartlar ve araçlar değişti sadece
    Rabbimiz aslında bize anlaşılır bir dünya bıraktı ama sahip olma arzusu taşıyan insanlar kendilerinden daha güçsüz insanlar üzerinden güçlü olmaya çalıştılar buda dünyada kısmen kaoslara neden oldu
    Rabbimiz bir ayette der sizin mallarınızda yoksullar için pay vardır diye aslında bu kapitalizmin oluşturmak istediği dünya düzenine terstir velhasıl güzel değerlendirme olmuş Allah gayretini ve ilmini artırsın

    Yanıtla (0) (0)
  • Fatih / 21 Mayıs 2020 21:43

    Film hakkındaki değerlendirmelerinden dolayı yazara teşekkür ediyorum. Kaç zamandır seyretmeyi düşünüyordum. Bu değerlendirmedeki bakış açısını da göz önünde tutup seyredeceğim. Maalesef kapitalist dünyada üstte kalan elit, semirmiş azınlığın talancı saltanatı alttaki ezilenlerin bilinçsiz, örgütsüz ve tabii ki sağlan bir inançtan mahrum oluşlarıyla da orantılı bir ömür sürüyor. Oysa tüm şatafatına rağmen zulüm ebedi değildir. Ve hayata sünnetullah üzere müdahale eden bir Allah var. Bu yüzden Resulullah'ın tüm insanlığı taşıyan gemi örneğini de göz önünde tutmak lazım. Eğer geminin üst katındaki zenginler serveti, suyu, yemeği paylaşmamayı sürdürürse sonunda susuzluktan kırılan alt kattakiler su bulmak için geminin tabanını delmek zorunda kalacaklardır. Bu yüzden de gemi batınca sadece alttaki muhtaçlar değil, paylaşmaya yanaşmayan, aç gözlü üst tabakada yer alanlar da batacaktır.

    Yanıtla (0) (0)
  • Huzeyfe / 21 Mayıs 2020 21:19

    Güzel bir yorum olmuş bu vesileyle filmi de izlerim
    Emeğine sağlık

    Yanıtla (0) (0)