Kapıkulu Akademisyenler ve Sosyalistler
Başörtüsü yasağı adı altında yıllar yılı kolluk kuvvetleri marifetiyle sürdürülen psikolojik işkenceye karşı direnenlere bugünlerde kimileri bilimsel özerklik adına barikat kurarken kimileri de bu iğrenç barikatı sosyalizm adına arkalama yarışına girmiş d
Üniversite Konseyleri Derneği ve Türkiye Komünist Partisi başörtüsü zorbalığını sürdürmek üzere Ergenekon adına tetikçilik yapıyor. Provakasyonlara öncülük eden ÜKD ve TKP'nin hedeflerine ilişkin Kenan Alpay, üniversitelerde askeri cunta adına taşeronluk yapan sivil görünümlü faşistlerin dününe ve bugününe dair bir değerlendirme yaptı. Darbe politikalarının en önemli araçlarından biri olan provakatif çatışma tezgahlarının başında bu kez akademik kariyer sahibi sol-sosyalist aydınlar ve ismi İslam ve Müslüman düşmanlığı üzerinden Kemalist oligarşi ile özdeşleşmiş TKP geliyor.
Kapıkulu Akademisyenler ve Sosyalistler
Kenan Alpay
Başörtüsü tartışmaları ile ortaya çıkan tablo diğer siyasi-sosyal tartışmalar gibi net bir ayrıştırma işlevi görüyor aslında. 12 Eylül sonrasında üniversiteleri denetlemek üzere askeri konsey tarafından kurdurulan YÖK'e üniversite gençliğini depolitize etme ve akademik camiayı sindirme misyonu biçilmişti. İhtilal sonrasında görev alan başkanlar bu misyonu ifa için ciddi bir gayret sarf ettiler. Üniversiteler üzerinde tam bir nizamiye havası hakim kılınması için hem içerik hem de şekil olarak YÖK eliyle sıkı denetimler getirildi. Başarısız kalan bu sürecin sonunda Genelkurmay'ın gönüllü emir eri görevini ifa eden Doğramacı-Gürüz-Teziç karakterleri kenara çekildi. Tek tip toplum oluşturmanın hesaplarını yapan askeri cuntalar yargılanmaya başlandı. Hesaplar boşa çıkıp da Cumhurbaşkanı Gül tarafından YÖK Başkanlığına getirilen Yusuf Ziya Özcan'ın bir darbe zorbalığı olan başörtüsü yasağının artık üniversitelerde sürdürülemeyeceğine ilişkin beyanları Kemalistler kadar Sosyalist kılıklı zorbaları da telaşlandırmış durumda.
HABERE YORUM KAT