1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Kaos tüccarları
Kaos tüccarları

Kaos tüccarları

Ali Karahasanoğlu, Türkiye'nin BAE ile imzaladığı ticaret anlaşması üzerinden argüman üretenlerin tutarsızlığına dikkat çekiyor.

23 Temmuz 2023 Pazar 19:00A+A-

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit

Muğlaklık var.. 50.7 milyar $, çanta ile mi, bavulla mı gelecek?

Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ile 13 anlaşma yaptı.

Anlaşmanın maddi karşılığı 50.7 milyar dolar olarak açıklandı.

Bizdeki muhalifler hemen itiraz sırasına girdiler..

“Kâr eden işletmelerimizi mi alacaklar? Taşınmaz mı alacaklar.. Sıfırdan fabrika mı açacaklar.. Borç mu verecekler, mal mı alacaklar, hiçbir şey belli değil” dediler..

Makineli tüfek gibi, öylesine saldırıyorlar ki..

Daha bir eleştirilerini tam anlaşamadan, ikincisini sıralıyorlar..

Dersiniz ki..

Altılı masanın bakanlık paylaşımının gizli tutulmasına benzer bir gizli anlaşma var.

Dersiniz ki..

Altılı masa ile HDP arasındaki ilişkinin gizli tutulması için, ustaca yapılan protokollere benzer bir protokol var..

Yok beyler, yok..

Gizli saklı olan bir şey yok..

Her şey açık, her şey şeffaf olarak huzurunuza gelecek..

Doğrudur, şu an için ne yapılacağı ana başlıklar halinde açıklandı..

Teferruat ile ilgili çok ayrıntılı bilgiler gelmedi.

Ama kimse şunu sanmasın veya böyle bir algıyı üretmesin:

“50.7 milyar dolarlık anlaşma yapıldı” denilecek.

Sonra gargaraya getirilip, ne alındı, ne satıldı, ortak mı olundu, yoksa borç mu verildi, hiçbir şey bilinmeden, yıllar geçecek. 

Hatta 50.7 milyar dolarlık anlaşma çerçevesinde döviz Türkiye’ye geldi mi, gelmedi mi, o bile belli olmayacak.

Bunu düşünen ve bu yönde açıklamalar yapan, birçoğu da ekonomist diye geçinenlere hatırlatıyorum..

Affedersiniz beyler/bayanlar.. 

Siz nerede yaşıyorsunuz..

O sizin söyledikleriniz, AK Parti iktidarı öncesinde kaldı..

AK Parti iktidarında, Kamuoyunu Aydınlatma Platformu diye bir uygulama var..

Bununla ilgili bir dizi mevzuat var.

Boşverin 50.7 milyar dolarlık bir sermayenin Türkiye’ye girip, şu şirkette, bu şirkette yapılanmasını.. 

Özellikle de KAP’a dahil şirketlerde önemli değişiklikleri gerektirecek boyutta para akışlarını..

Türkiye’de artık, Fenerbahçe’den Beşiktaş’a, Galatasaray’dan Trabzonspor’a, futbol klüpleri, transfer edecekleri futbolcular ile yapacakları görüşmeleri bile şeffaf halde kamuoyuna açıklıyorlar..

2023 yılı için sorguladığınızda, KAP’a, futbolcu transferi ile ilgili tam 163 bildirim yapıldığını göreceksiniz..

“Şu futbolcu ile görüşmeye başladık.. Görüşme tamamlandı, tamanlanmadı” şeklinde, en ince ayrıntısına kadar her şeyin şeffaf halde kamuoyuna açıklandığı bir Türkiye’de (Ki, bu süreç, AK Parti iktidarında bu noktaya gelmiştir) 50.7 milyar doların ne karşılığında geldiği mi gizli kalacak?

Ama dertleri, itiraz etmek.

İtibarsızlaştırmak..

İlk günden mahkûm etmek..

Tilki, yetişemediği üzüme, “o koruk (ham, olmamış)” dermiş..

Muhalefetin yaptığı da bu..

Kendileri, CHP olarak Halktv ile hizmet alımı sözleşmesini dün feshediyorlar da..

Biz de, bir siyasi parti ile bir televizyon kuruluşu arasında, reklam anlaşması olur da..

“Hizmet anlaşması da ne imiş” diye merak ediyor, ama sonrasında ne numaralar çevrildiğini de bu vesile ile öğreniyoruz..

Ne de olsa, işin başında, Kanaltürk patronu Tuncay Özkan var..

Yayınlanan reklam bedelleri için dahi 30-60 gün vadeli ödemeler yapılan bir konjonktürde, Koç Holding’den, 2004 yılında Kanaltürk adına, ilerde yayınlayacağı iki yıllık reklam parasını alan Tuncay Özkan var..

Koç Holding de hiç sormamış..

“Kardeş, tamam, AK Parti iktidarını devirmek için geceli gündüzlü çalışıyorsun.. Ben de sana, ortak hedefimiz doğrultusunda destek vermek istiyorum. Ama, üç ay sonra sen bu kanalı kapatırsan, bizim size verdiğimiz iki yıllık reklam bedeli ne olacak?”

Dahası var..

Hatırlayın..

Aynı Kanaltürk, aynı Tuncay Özkan, CHP’den (o zamanın parası ile) 1 milyon TL almış, karşılığında da bir belgesel çekeceğinin sözünü vermişti.

Sonradan ortaya çıktı ki.

CHP kasasından 1 milyon çıkmış ama..

Belgesel üff olmuş..

Tuncay Özkan bu sefer, televizyon tarafında değil, parayı veren CHP tarafında, aynı karanlık ilişkileri dizayn etmiş.. 

Meğerse daha önce CHP, Halktv’den hizmet alımı ile ilgili birçok sözleşme yapmış. 1 Ocak 2023’te eskiler feshedilip, yeni bir tane yapılmış.

Şimdi dünkü tarih ile o da feshedilmiş..

Merak ediyorum, Halktv ile CHP, hangi  hizmet alımı anlaşması yapmış?

“Halktv temizlik şirketi mi, CHP’nin genel merkezini mi temizleyecekler ki, hizmet alımı anlaşması yapmışlar” diyeceğim..

De..

Kime neyi sorayım..

CHP’den yapılan açıklama bu kadar.

Adamlar, devletin bakanlıklarını pazarda satılığa çıkardılar da..

Hem de içinde İçişleri Bakanlığı gibi çok önemli bir bakanlık dahil olmak üzere, açık artırma ile satılığa çıkardılar da.

MİT Müsteşarlığını “satıyorum, satıyorum.. saaaattttım” diyerek, halk pazarında satılığa çıkardılar da..

Seçimden sonra öğrendik..

“Öğrendik” dediğimiz de yarım kalıyor, aslında..

Neyi öğrendik..

Ümit Özdağ, biraz da kendini şişindirmek için “Bana üç bakanlık sözü verildi” dedi..

Muhatabı Kemal Kılıçdaroğlu ise, “Protokol iki kişi arasında. Onu açıklayamam. Namustur” deyip, konuyu kapatmaya kalktı..

CHP işte bu.. 

Halktv işte bu.. 

Solcular işte bu.. 

Gizlerler, saklarlar, kapatırlar.. 

Ama şeffaflığı getiren AK Parti’nin icraatlarını ise, “Hiçbir şey belli değil. Muğlaklık var. 50.7 milyar dolar nasıl gelecek, bavulla mı, çanta ile mi, tren ile mi, İHA ile mi, SİHA ile mi yoksa uçak ile mi? Uçağın içinde yolcu olacak mı, yoksa yolcusuz bir uçak ile mi dolarlar getirilecek. Dolarlar 100’lük desteler halinde mi olacak, arasında 50’lik desteler de bulunabilecek mi? Uçağın pilotu Türk mü olacak, BAE’li mi? Hiçbir şey belli değil.. Anlaşmalarda muğlaklık var” diyerek, itibar suikastına uğratmaya çalışırlar.. 

HABERE YORUM KAT