Kanun da ne imiş, bu ülkede Danıştay var!
Katsayı konusunda verdikleri kararın gerekçesini, dün açıkladılar işte..
Neymiş?
“Ölçülülük ilkesi dikkate alınarak belirlenecek olan katsayı, temel ilkeleri açıklanan eğitim sisteminin örgütleniş biçimindeki bütünlüğü bozmamalı, alan/bölüm, meslekî eğitim, genel lise eğitimi gibi ayrımları ve yargı kararlarını geçersiz kılacak nitelikte olmamalıdır.”
Hani hayatında hiç mahkeme kararı okumayanlar, burada bir şeyler denildiğini sanır..
Ben size söyleyeyim; burada hiçbir şey denilmiyor. Hikâye anlatılıyor, tam bir hikâye..
Hukuk devletine yakışır bir kararda, önce Anayasa’nın ilgili maddesi verilir. Sonra kanunun ilgili maddesi. Sonrasında da düzenlemenin bunlarla irtibatı ve aykırılığı izah edilir.
Önümüzdeki kararda ne yapılıyor? Anayasa ve kanundan bahsediliyor ama, sonra karar verilirken, kanundan kopup, kendi kafalarına göre ilkeler icat ediyorlar!
Ölçülülük imiş!
Ne demekmiş bu?
Var mıymış bunun kanuni bir dayanağı?
Hangi kanunda yazıyormuş “ölçülülük?”
Hangi kanunda yazıyormuş, “alan/bölüm” hikâyesi..
Nerede yazıyormuş, “meslekî eğitim/genel lise eğitimi ayrımı”?
Var mı, kanunlarda böyle ifadeler? Var mı katsayı belirlenirken, bu ilkelerden hareket edilecek diye bir düzenleme?
Yoo...
Olması mı gerekiyor ki?
Onlar, bu ülkenin efendileri..
Efendiler, “zencilerin niçin beyazlarla aynı otobüste yolculuk edemeyecekleri”ni nasıl izah edecekler?
Kanunda bir gerekçe bulamayınca, kendi kafalarından uydurdukları kavramlarla.
Açıp bakıyorsunuz Anayasa’ya.. “Yükseköğretime giriş, kanunla düzenlenir” diyor.
Danıştay ne diyor? “Haydi oradan be.. Kanun da ne imiş? Biz belirleriz onu.. Haydi anca gidersiniz!”
Denilen şey aynen budur.
Yükseköğretim Kanunu ne diyor?
“Meslekî lise mezunlarına ek katsayı verilir.”
Peki lise mezunlarına bir katsayı var mı?
Kanunda yok..
Danıştay ne diyor?..
“Kanun da ne imiş? Biz varız ya burada. Kanuna bakmaya ne gerek var? Ölçülülük, ayrım, kayrım.. Sistem, mistem, eklem, meklem falan filan işte... Sonuç mu? Sonuç, meslek lisesi mezunları, ağızları ile kuş tutsalar, lise mezunları ile aynı otobüse binemezler..”
Önceki gün hatırlatmıştım, “Danıştay, Ankara Liseleri Mezunları Derneği gibi” demiştim...
Durduk yerde mi bu eleştiriyi yapmıştım?
Hayır.
73 milyonluk Türkiye’de, üyelerinin yarısı Ankara liselerinden mezun olan Danıştay’ın; bu anormal üye yapısı, kararlarında da kendisini gösteriyor işte..
Sadece hangi liseden mezun oldukları değil, karı-kocalık da etkin Danıştay’da.
Üyelerin 10’u, eşleri ile birlikte görev yapıyorlar!
Bey ne diyorsa, hanım da öyle karar veriyor. Hanım ne derse, bey de öyle.. Değişik bir bakış açısı yok. Değişik bir görüş yok!
İnsanın sorası geliyor: “Katsayı konusunda, kanunda olmayan ‘ölçülülük kuralı’ icat ettiniz ama, siz bu kurala ne kadar uyuyorsunuz? Üyelerinizin yarıdan fazlası, Ankara liselerinden mezun. Bu nasıl ölçülülük?”
Tekrar sorasım geliyor: “Üyelerinizin % 90’ı, Ankara Hukuk Fakültesi’nden mezun. İstanbul’da hukuk fakültesi yok mu? Niye İstanbul Hukuk’tan üyelerinizin sayısı 3’ü 5’i geçmiyor? Ölçülülük bu mu?..”
Danıştay artık suçüstü olmuştur.
Bu karar, Danıştay’ın kanuna değil, keyfine göre karar verdiğinin açık delilidir..
Aksini iddia eden, buyursun izah etsin: “1999’a kadar katsayı yoktu. Kanun değişmeden, 1999’da nasıl katsayı konuldu? Konulan o katsayı, nasıl kanuna uygun oldu?”
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT