Kandil ABD Korumasında
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün yaptığı bir konuşmada ABD’yi kastederek bazı silahların Türkiye’ye özellikle verilmediğini belirtti. Erdoğan’ın sözleri tam olarak şöyle: “Güneydoğu’daki çatışmalar bahane edilerek bize verilmeyen silahlar mevcuttur. Şu anda bunlar NATO’da beraber olduğumuz ülkeler. Suriye’deki gelişmeler sürerken terör örgütlerine silah yardımı yapanlar Türkiye’ye bu desteği vermiyor. Bana diyorlar ki telefonda, bu konuşmaları medya yoluyla yapmayalım. Doğru, yapmayalım da, sen bu yardımları ne yoluyla yapıyorsun?”
Türkiye’nin ABD’den talep ettiği dört ayrı silah sistemi var. Bunların başında PKK’yla mücadelede gerekli olan silahlı İHA’lar ve akıllı mühimmat geliyor. Türkiye, bu silahları satın alabilmek için 2008’den beri çaba harcıyor. Ancak 8 yıl geçmesine rağmen sonuç alabilmiş değil. Bu yüzden olsa gerek Türkiye kendi yerli insansız hava araçlarını üretmeye koyuldu. Yerli İHA’lara silah donanımı eklenmesiyle ise yakın zaman önce başarıyla tamamlandı ve yakın zamanda silahlı İHA’lar ordu envanterine dâhil olacak.
ABD’nin silahlı insansız hava araçlarını Türkiye’ye satmaya yanaşmamasının elbette ki bir sebebi var. Washington, Ankara’nın PKK’yla mücadelede başarılı olmasını istemiyor. Çünkü PKK, ABD’nin Türkiye’ye karşı elinde tuttuğu en güçlü kartlardan biri. ABD, bugün PKK vasıtasıyla Suriye’yi dizayn ederken, Türkiye’ye ilişkin hesaplarını da yine bu örgüt üzerinden görüyor. Bu nedenle Kandil’in ABD’nin koruması altında olduğu rahatlıkla söylenebilir. ABD de bunu inkâr etmemekte. ABD Savunma Bakanı, PKK ile PYD’nin aynı örgüt olduğunu açıkça itiraf etmedi mi? PYD’nin Suriye’deki hamisi kim? ABD, değil mi? Bu durum, Kandil’in dokunulmazlığını da yeterince açıklamıyor mu?
Türkiye’nin Kandil’e yönelik etkili, sonuç alıcı operasyonlar yürütememesinin önemli sebeplerinden biri, örgütün ABD’nin koruması altında olmasıdır. ABD’yle Türkiye arasındaki istihbarat paylaşım mekanizması uzun süredir zaten çalışmıyor. İstihbarat paylaşımının Ankara’dan daha çok Kandil ile olduğu anlaşılıyor. Yoksa bugüne kadar Ankara’nın Kandil’deki örgüt yöneticilerine karşı tek bir başarılı operasyon yürütememesi başka nasıl açıklanabilir?
PKK’yla mücadelede ne ABD’den ne de başka bir ülkeden medet ummak doğru olur. Türkiye kendi göbeğini kendisi kesmek zorunda. Kendi savunma sistemlerini üretemeyen bir ülke başkalarına ve hatta düşmanlarına bağımlı olmaktan kurtulamaz. Türkiye, kendi ayakları üzerinde durmayı başardığında, önüne koyduğu milli hedefleri yakaladığında PKK diye bir meselesi de kalmayacaktır.
Akşam
YAZIYA YORUM KAT