Kanada'daki cami saldırıları Müslümanların öldürme kastıyla hedef alındığını gösteriyor
Kanadalı Sosyolog Prof. Dr. Jasmin Zine, Kanada'nın Toronto kentinde camileri hedef alan Müslüman karşıtı saldırılara ilişkin, “Son saldırılar, Müslümanların ölümcül niyetleri olan kişiler tarafından hedef alındığını bir kez daha gösterdi." dedi.
Zine, Sharan Karunakaran isimli kişinin 6 Nisan'da düzenlediği ilk saldırının diğer saldırıyı da tetiklediğini belirterek, "Markham Camisi'ndeki İslamofobik saldırının ardından aynı bölgedeki başka bir camide görünüşte alakasız ikinci bir nefret suçu daha yaşandı. Yine bir adam (Mohssen Bayani) otoparka girerek aracından indi ve ibadet edenleri taciz etmeye başladı. Bu saldırıların her ikisi de Müslümanların vakitlerinin büyük kısmını camide geçirdiği mübarek ramazanda gerçekleşti." diye konuştu.
Ayrıca Montreal polisinin de Al-Omah Al-Islamiah Camisine taşla giren bir adamı soruşturduğu bilgisini veren Zine, "Kanada'da İslamofobi ölümcül boyutlara ulaştı. Müslümanları hedef alan şiddetli nefret suçları görüyoruz. Son saldırılar, Müslümanların ölümcül niyetleri olan kişiler tarafından hedef alındığını bir kez daha gösterdi." değerlendirmesinde bulundu.
Zine, saldırıları gerçekleştirenlerin herhangi bir Müslüman karşıtı nefret grubuyla bağlantılı olup olmadığının henüz bilinmediğini dile getirerek, "Şu anda bu kişilerin Müslüman karşıtı gruplarla ilişkisi bilinmese de söz konusu grupların sosyal medyada yaydığı İslamofobik söylemden ve Müslüman karşıtı dezenformasyon kampanyalarından ilham almış olabilirler." görüşünü paylaştı.
"Müslüman karşıtlığı sosyal medyadaki olumsuz mecazlarla pekiştiriliyor"
Kanada'da son yıllarda Müslüman karşıtı olaylarda artış yaşandığına dikkati çeken Zine, "Ölümcül nefret suçları ve cami vandalizminden tutun, istihdamda sistemik ayrımcılığa kadar Müslüman karşıtı ırkçılığın birçok örneği var. Quebec City Camisi'nde, 29 Ocak 2017'de, akşam namazından sonra 6 Müslüman erkek vurularak öldürüldü. Ardından 6 Haziran 2021'de Ontario'da Pakistan asıllı Kanadalı Müslüman bir ailenin 4 üyesini kamyonla biçip öldüren bir saldırı daha gerçekleşti. Her iki saldırı da beyaz milliyetçi inançlara sahip erkeklerin eliyle gerçekleşti." ifadesini kullandı.
Zine, İslam ve Müslüman korkusunun sosyal medyada üretilen içeriklerle yayıldığının altını çizerek şöyle devam etti:
"Küresel olarak Müslüman karşıtı düşünce, internette geniş çapta dolaşan Müslüman karşıtı korku hikayeleri ve komplo teorileri aracılığıyla gelişmeye devam ediyor ve bu duygular, Müslümanları Batı toplumu ve medeniyetine karşı tehdit olarak nitelendiren olumsuz mecazlarla pekiştiriliyor. Potansiyel bir güvenlik tehdidi olarak Müslümanlara yönelik veya onları laik demokrasiyle bağdaşmaz olarak nitelendiren hükümet politikaları ve uygulamaları da Batılı ülkelerde Müslüman varlığına ilişkin manevi panik yaratıyor."
Kanada'da devlet politikalarının Müslümanlara karşı aşırı şüphe ve güvensizlik oluşturduğunu kaydeden Zine, "Quebec'te devlet memurlarının dini kıyafet giymesini yasaklayan 21 sayılı yasa ve Kanada Gelir Dairesi'nin Müslüman hayır kurumlarını izlediği güvenlik uygulamaları var. Müslümanları şüpheli topluluk olarak gösteren bu politika ve uygulamaların, toplum üzerindeki zararlı etkileri düşünüldüğünde artık sonlandırılmaları gerekiyor." diye konuştu.
"İslamofobi Özel Temsilcisi'nin İslamofobi ile mücadele ettiği için sansürlenmesi rahatsız edici"
Zine, Kanada'da Müslüman karşıtlığıyla mücadele için ilk kez özel temsilci atandığını anımsatarak, "Ne yazık ki, Amira Elghawaby bu göreve atandıktan kısa bir süre sonra yıllar önce Quebec'te Müslümanlar hakkında olumsuz tutumların yüksek olduğunu gösteren kamuoyu yoklamalarından endişe duyduğunu ifade ettiği demeci nedeniyle haksız siyasi tepkiyle karşılaştı. Tam da bunun için görevlendirilen birinin İslamofobi ile mücadele ettiği için sansürlenmesi veya susturulmaya çalışılması çok rahatsız ediciydi." ifadesini kullandı.
İslamofobi Özel Temsilcisi'nin saldırının yaşandığı Markham Camisi'ni ziyaret ederek yerel topluluk üyeleriyle bir araya geldiğininden bahseden Zine, "Sayın Elghawaby, hedef alınan camiyi ziyaret etti ve toplumun endişelerini dinlemek için zaman harcadı. Ayrıca Kanada Senatosu ülke genelinde İslamofobi ile ilgili oturumlar düzenliyor." bilgisini paylaştı.
Aksi yöndeki kanıtlara rağmen, Quebec'te Müslüman karşıtlığı konusunda hala büyük inkar olduğunu vurgulayan Zine, son cami saldırılarının Kanadalı Müslümanları tedirgin ettiğinin altını çizdi.
Toronto'da art arda cami saldırıları
Kanada’nın Toronto kentindeki Markham İslam Cemiyeti Camisi'ne, 6 Nisan'da, 28 yaşındaki Sharan Karunakaran tarafından saldırı düzenlenmiş, saldırgan önce sabah namazı kılan cemaate hakaretler etmiş, Kuran-ı Kerim'i yırtmış ardından da caminin otoparkındaki Müslümanlardan birinin üzerine aracını sürmüştü.
Olay sonrası kaçan saldırgan, 9 Nisan'da bölge polisince yakalanarak tutuklanmıştı.
6 Nisan'daki olaydan 3 gün sonra 9 Nisan'da da yine aynı bölgede bu kez başka bir camiye 47 yaşındaki Mohssen Bayani isimli kişi tarafından nefret saikli saldırı düzenlenmişti.
Saldırılar ülke çapında büyük tepki toplarken, Kanada Ticaret Bakanı Mary Ng, cami saldırılarını kınayan mesaj yayımlamıştı. Ng, "Camiler ramazan ayı boyunca toplanma ve huzur mekanlarıdır ve herkes ibadethanelerinde kendini güvende hissetmelidir. Bu şiddet ve İslamofobi'nin toplumumuzda yeri yok." ifadesini kullanmıştı.
Kanada Müslümanları Ulusal Konseyi sosyal medyadan yaptığı paylaşımda olaydan "büyük üzüntü" duyulduğunu bildirmişti.
Kanada'nın Toronto kentinde geçen yıl ise teravih namazından çıkanların üzerine bir araçtan ateş açılması sonucu 5 kişi yaralanmıştı.
Diğer yandan İstatistik Kanada (Statistics Canada) tarafından hazırlanan rapora göre, ülkede 2021'de Müslümanlara yönelik nefret suçları yüzde 71 arttı.
HABERE YORUM KAT