Kan Denizinin Ortasında Şiilik Propagandası
Suriye'de katliamın şiddeti artarken, Yeni Şafak'ta halen Esed sonrası komplo senaryoları yayınlanıyor.
HAKSÖZ-HABER
Suriye’de Beşşar zulmü tam tekmil sürerken Yeni Şafak’ta Esed rejimine destek yazıları eksik olmuyor. Hüseyin Hatemi’nin devrimcilere yönelik salvoları ise hepten bel altı vuruşlara dönüştü.
Suriye’de Esed çetesinin Müslüman soykırımına giriştiği bir vasatta “İslami basın” dahilinde addedilen Yeni Şafak gazetesinde çarpıcı yazılar okumaya devam ediyoruz. Esed rejiminin doğrudan-dolaylı destekçisi azmış gibi son dönemlerde gazeteye transfer edilen isimlerle bu kanat güçlendirilmiş oldu. Hemen her yazısında Şia’ya karşı geliştirildiğini, beslenip büyütüldüğünü iddia ettiği “Harici-Vehhabi” tehlikesine dikkat çeken Hüseyin Hatemi bugünkü (7 Ağustos, Salı) yazısında İhvan’ı da bu “şer cephesi”ne dahil ediyor.
Hatemi 2009’da yaptığı bir ziyarette yaşadığı hatırasından yola çıkarak Suriye’yi bekleyen derin tehlikeye dikkat çekmiş ve haydutlukla, haramilikle suçladıkları bu tür unsurların hakim olacağı bir Suriye’de başta Seyyide Zeynep olmak üzere türbelerin yıkılacağı alarmı veriyor.
Humus’un yıkılmasına, Halid bin Velid’in mezarının da bulunduğu camininin ve adını taşıyan Halidiye mahallesinin yerle bir edilmesine, Babu Amr’ın bir enkaz yığınına dönüşmesine ve halen Halep’in haritadan silinmesine yönelik vahşi bombardımana ses çıkarmayanlar, türbe hassasiyeti üzerinden Esed rejiminin koruyuculuğuna soyunmuşlar! Hele bu zulmü, bu vahşeti ehli beyt sevgisiyle falan örtmeye kalkmıyorlar mı, bu çok daha korkunç ve bağışlanamaz bir suç!
Gözlerinin önünde hunharca katledilen masum Suriyeliler için, parçalanan çocuklar, ırzları kirletilen kadınlar için üzülmeyen, ağlamayanların, Suriye topraklarında her gün tazelenen Kerbela faciasına gözlerini yumanların ne yazık ki, insanlıktan, sevgiden, merhametten anladıkları şey türbe ziyaretlerinde bin küsür yıl önce yaşanmış acılar için hüngür hüngür ağlamaktan ibaret bir ritüel sadece!
HABERE YORUM KAT