
Kadir kıymet bilmeyen Kadir Gecesi'ni bilir mi?
Mehmet Göktaş, insanlar arasındaki ilişkilerde ve Allah'ın şanına yönelik takdir etme ve edilmenin ne kadar önemli olduğunu vurgulayarak, bunlar uygulanmadan Kadir Gecesi'nin idrak edilmesinin zorluğundan bahsediyor.
Mehmet Göktaş/Doğru Haber
Kadir bilmek, takdir etmek, takdir edilmek
Kadir kelimesi birçok türeviyle birlikte hayatımızda yer alan güzel, olumlu anlamlarla yüklü bir kelimedir.
Kadr, kadir, kader, kadar, mikdar, takdir…
Bir şeyin değerini ölçüp biçmek, hakkını vermek, isabetli tahminde bulunmak ve daha birçok anlamlara gelir.
Takdir edebilmek insanda bulunması gereken bir erdem olduğu gibi başkaları tarafından takdir edilmek de bir insan için önemli bir beklentidir. Yani toplumda adaletin tecelli edebilmesi için bireylerin bu erdemle donanmış olması gerekir.
Bunların başında da Allah’ı takdir edebilme gelir. (En’am 91, Zümer 87) Allah Teala’yı takdir edemeyen, hakkıyla tanıyamayan bir insan baştan kaybetmiştir.
Daha önceki yazılarımda da vermiştim şu güzel örneği: Çocuk eğilmiş, halının üzerinde yürüyen uğur böceğini tebessümle izliyordu, gözlerini daha da yaklaştırdı ve bir müddet daha izledikten sonra hayretler içinde anneee anneee diye seslendi;
“Bakar mısın şuna, Allah bunu nasıl boyamış böyle? Hiç taşırmamış, hiç biribirine karıştırmamış boyalarını!”
Bilmem siz hiç bu gözle baktınız mı bir uğur böceğine. İşte buna kadir bilme, takdir etme denir. Bunu ancak resim dersinde kendi boyamalarıyla kıyaslayan bilir.
Söylediğimiz gibi takdir etmek ölçmek demektir, değer biçmek, hakkını vermek demektir. Bunu hakkıyla yerine getirebilmek büyük bir erdemdir. Takdir yeteneği akıllı olmayı, dengeli ve tutarlı olmayı gerektirir, daha da önemlisi insaflı ve vefakâr olmayı gerektirir.
Allah’ı takdir edebilmekten, Kadir gecesinin ne olduğunu idrak edebilmekten önce kendi aramızdaki insani ilişkilerimizde kadir kıymet bilmenin, gördüğü güzellikleri takdir edebilmenin, değer biçebilmenin daha öncelikli olduğunu düşünüyorum.
Ömürlerini birlikte geçirdikleri eşlerini takdir edemeyenlere, birlikte oldukları diğer insanların fedakârlıklarının farkında olamayanlara, bu insanların kendileri için neler yaptıklarını bir türlü göremeyenlere bilmem ki Kadir Gecesi nasıl anlatılır?
Geliniz bir empati yapalım; takdir edilmeyenin siz olduğunuzu bir düşünün, yaptıklarınızın hiç görülmediğini, nankörlükle karşılık bulduğunu bir düşünün. En çok yakındığımız şeylerden birisi bu değil midir, takdir edilmemek?
Yani takdir etme erdeminden başka bir de takdir edilme meselesi vardır. Haklı bir beklenti değil midir bu?
Hiç olmazsa biz de bu işe uğur böceğinden başlasak diyorum.
Rabbim cümlemize Kadir Gecesini takdir edebilmeyi, bu gece indirilen Kur’an’ı takdir edebilmeyi, kendisine Kur’an indirilen Hz. Muhammed Aleyhisselam’ı takdir edebilmeyi ve nihayet Allah Teala’yı takdir edebilmeyi nasip eylesin, mübarek olsun geceniz.
HABERE YORUM KAT