Kaddafi’nin baltacıları!
Mısır ve Tunus tecrübelerinden sonra artık kendi ordusuna da güveni kalmayan Kaddafi, Afrika’dan paralı baltacı veya eşkıya tutuyor ve devşiriyor.
Devşirme ve kiralık bir baltacı sürüsü veya ordusu kuran Kaddafi onlarla Libya halkını sindirmeye çalışıyor. Baltacı, Arapça’ya Türkçe’den geçmesine rağmen mecazi anlamda kullanılıyor ve uğru ve çapulcu anlamına geliyor. Kaddafi halkını yıldırmak ve sindirmek için Mali’den paralı uğrular ve çapulcular getirmiş ve bunları halkın üzerine salmış ve bunlar gerçek mermilerle ateş açıyorlar. İlk üç gün veya ilk günlerde bu paralı leşkerler uluslararası insan hakları örgütlerine göre 84 Libyalıyı gözlerini kırpmadan öldürmüşler. Bugüne kadar Amerikalılar hep terörist örgütlerden bahsettiler ama hiçbir gün terörist rejimlerden bahsetmediler. İşte karşımızda buz gibi terörist rejim var. Başka bir deli olan Reagan, Kaddafi’yi bombalamasına rağmen Bush ie Kaddafi birbirine çok benziyordu. Hatta Kaddafi zevzeklik olsun diye Bush’a Kabe’yi ziyaret etmesini tavsiye etmişti. Sanki Kabe Paris gibi turistik bir mekan. Adam zaten ziyareti işgalle karıştırabilecek yapıda bir adam! Bir de Kaddafi adamın aklına ziyareti düşürüyor. Pes doğrusu!
Libya, Tunus ve Mısır gibi ülkelerden çok daha kapalı olduğundan dolayı içeride ne olup bittiği tam olarak bilinmiyor. Lakin Trablusgarp dışındaki bölgelerde ve şehirlerde halk Kaddafi’ye karşı başkaldırmış durumda. Bingazi olarak bilinen lakin aslında Beni Gazi olan ve Gazioğulları anlamına gelen şehir gerçekten de gaziliğin son mertebesini Kaddafi ve çetesine karşı veriyor. Kaddafi’nin ordusu Bingazi ve diğer şehirlerde halkın üzerine ve yerleşim yerlerine füze atarken, diğerleri de otomatik silahlar kullanarak halkı tarıyor ve biçiyor. Yine de şehirde tutunmakta zorlanıyorlar. Baltacıların son halkası olan Malili paralı leşkerler de halkın üzerine gerçek mermi sıkıyor. Bingazi’de cenaze merasimlerine katılanların üzerine ateş açılması üzerine tam bir katliam yaşanıyor. Bingazi’nin kuzeyinde Mahkeme Meydanı’na toplanan 100 binlik bir kalabalık da Kaddafi ve rejimine defolup gitmesi yönünde sloganlar atıyorlar.
•
Ülke tamamen bir intifada alanına dönüyor. Trablusgarp’ın 200 kilometre doğusunda Mısrata ile birlikte Beyza, Derne ve Ecdabiya şehirleri savaş alanına dönüyor. Trablusgarp da olmak üzere Kubbe, Tubruk, Zentan, Tacura, Şahat, Sidrate, Receban, İfrin, Cadu ve Merc kaynama ve galeyan halini yaşıyor. Mısır’da baltacıların veya kolluk kuvvetlerinin başını orduya bağlı El Emnü’l Merkezi çekerken Libya’da da baltacıların, rejime bağlı çetelerin veya kolluk kuvvetlerinin başını Devrim Konseyleri çekiyor. Bunlar halka kırmızı çizgiyi aşmalarının intihar ve ateşle oynamak anlamına geleceğini söylüyor ve uyarıyorlar. Buna açık ve kara tehdit demek daha doğru olur. Mısır ve Tunus rejimlerine mukayese ile bu rejimler arasında en çılgını ve delisi de Kaddafi rejimi. Zaten serde akıl yok. İlk günden itibaren ülkeye yabancı gazetecilerin girmesine izin vermiyorlar. Mısır’da her şeye rağmen yabancı gazeteciler görev yapabiliyordu. EL-Cezire’ye veya benzerlerine getirilen yayın kısıtlamalarına rağmen yine de içeriden haber alınabiliyordu. Libya ise dünyaya tamamen kapalı. Kaddafi’nin keyfine ve mizacına göre yaşayan bir ülke. Mısır’da yaşandığı gibi Libya’nın bazı şehirlerinde hususen Bingazi, Beyza ve Derne’de polis merkezleri tamamen tahrip edilmiş. Kolluk kuvvetleri Bingazi’de kontrolü kaybetmiş. Ecdabya ise Mısır’ın Süveyş şehri gibi ilk Cuma gününden itibaren devrimcilerin eline düşüyor. Polis teşkilatı ve kolluk kuvvetleri de devrimcilerin safına katılıyor.
•
Tubruk şehrindeki Duru Birlikleri ve Nasır Hava Üssü askerleri de halkın ve göstericilerin saflarına katılarak Kaddafi birliklerinin şehre girmelerini engellemek için önlemler alıyorlar. Tubruk ahalisi de şehirlerini Kaddafi baltacılarından korumak için intifadaya katılan diğer şehirlerle koordinasyona giriyorlar. Tubruk halkı Kaddafi ve rejimine karşı Derne, Şahat ve Beyza halkıyla kenetleniyor. Zentan halkı da bölgelerini, ‘kurtarılmış bölge’ haline getirmişler. Başkent Trablusgarp nispeten sakin olmakla birlikte Feşlum, Hadebe, Karkarış ve Bu Selim bölgeleri de kaynama halinde. Kaddafi’nin doğduğu Sebha şehrinde de kalkışma var ve göstericilere karşı Kaddafi’nin baltacılarıyla birlikte Kaddafi’nin kabilesi Kazazife işbirliği halinde silah kullanıyor ve halkın iradesini boğmaya çalışıyor. Rejimlerin karakutusu bu olaylarla birlikte açılıyor ve ortaya çıkıyor. Biz de bu sayede ak koyunla kara koyunu birbirinden ayırıyoruz. Tarih aynasında ‘kim kimdir’ öğreniyoruz.
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT