Osman Kaçmaz’ı tanıyorsunuz sanırım.

Kendileri, YARSAVüyesi olup, halen Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı görevini îfa ediyorlar.
Geçtiğimiz aylarda, sayınKaçmaz ile ilgili bir soruşturma açılmıştı.
Soruşturma, davaya dönüştü ve dün Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nde ilk duruşması yapıldı.
Kaçmaz’a yönelik suçlamalardan birincisi, bakmakta olduğu bazı davalarla ilgili olarak, bir gazeteciye haber yapması için bilgi vermesi..
Sayın Kaçmaz, bu suçlamaya ne cevap veriyor?
Şöyle: “Bu süreç; dünya durdukça, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olarak kalacak olan Türkiye Cumhuriyeti hukuk tarihinin en karanlık sayfası ve tarihimize vurulmuş kara bir leke olarak kalacaktır.”
Devamında soruyorlar Kaçmaz’a: “Bir başsavcıya, ‘senin telefonların hakkında dinleme kararı verildi, dikkat et’ demişsin! Doğru mu?”
Cevap veriyor Kaçmaz: “Biz gerekirse yanacağız; yanarken, ateşimizin oluşturacağı aydınlık, geride kalanların özgürlük ve bağımsızlık savaşına ışık tutacaktır.”
Soruyorlar, halen Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı yapan Kaçmaz’a: “Bir başka ilde olduğun halde, Ankara/Sincan’da imişsin gibi belge imzalamışsın? Doğru mu?”
Cevap veriyor Kaçmaz: “Yaşanan süreç sonunda amaçlanan netice; laik hukuk devletini yok etmektir. Bu süreç içerisinde ve bu amaçla, öncelikle devletimizin demokratik kurumları yok edilmek istenmiştir.”
Soruyorlar Kaçmaz’a: “Hastayım diyerek rapor aldığın dönemde, tatile çıkmışsın?”
Cevap veriyor Kaçmaz: “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, Türk milleti ile birlikte kuran Türk ordusunun, kamuoyu nezdindeki değerini düşürmeye yönelik açık saldırılar yapılmış ve yapılmaktadır.”
Soruyorlar Kaçmaz’a: “Hazırlık soruşturmasının gizliliğini ihlâl etmişsiniz. Ne diyorsunuz?”
Cevap veriyor Kaçmaz: “Barolar, odalar, sendikalar, vakıflar gibi demokrasinin vazgeçilmezi olan, sivil baskı gruplarının yönetim kadrolarını ele geçirilmesi çabaları sergilenmiş, başarılı olunamayan Çağdaş Yaşamı Destekleme Vakfı gibi sivil toplum örgütlerinin üzerine kamu gücü ile gidilmiştir.”
Soruyorlar Osman Kaçmaz’a: “Görevi kötüye kullanma suçundan hakkınızda dava açıldı. Ne diyorsunuz?”
Cevap veriyor Kaçmaz: “Demokratik kuruluşlara saldırarak asıl amaçları olan ve yok etmek istedikleri laik hukuk devletinin içini boşaltmak, savunmasız bırakarak yok edilir hale getirmektir.”
Soruyorlar Kaçmaz’a: “İstanbul’dan THY uçağı ile Ankara’ya geliş saatin, dosya içindeki belgelerden anlaşılıyor. Ancak sen, daha Ankara’ya gelmeden, İstanbul’da iken, Ankara’daki bir belgeyi imzalamış görünüyorsun. Bunu nasıl başarabildin?”
Cevap veriyor Kaçmaz: “Muhtaç olduğu kudreti, damarlarındaki asil kanda taşıyan herkesi, tüm dünya milletlerinin, emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelesinin önderi olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, gençliğe seslenişini yeniden okumaya çağırıyorum.”
Soruyorlar Kaçmaz’a: “Görevde olduğun bir gün, yakalaması olan bir sanık, adliyeye getirilmiş. Ancak; Adliye’de olmadığınız için sanık, karakola tekrar geri götürülmüş ve sizin yüzünüzden geceyi karakolda geçirmiş. Böyle bir olay yaşandı mı? Ne diyorsunuz?”
Aslanlar gibi cevap veriyor Kaçmaz: “Ülkenin birçok kurum ve kuruluşunu sinsi bir çaba ile ele geçiren, alfabenin bir harfiyle adlandırılan, neye hizmetle görevli olduğu belli olmayan bir cemaatin mensupları, adeta yasadışı örgüt yapı ve disiplini ile hareket ederek, adım adım ülkenin tüm kalelerini ele geçirmek istemektedirler.”
Soruyorlar Ağır Ceza Reisi Kaçmaz’a: “İzinli olduğunuz dönemin sonunda, işe başlama tarihinizde sahtecilik iddiası var. Savunmanızı yapar mısınız?”
Savunma yapıyor Kaçmaz: “Laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin anayasal kurumları bir bir ele geçirilmiş, ele geçirilen bu kurumlar eliyle, yargı makamlarının kararlarını hiçe sayar davranışlar sergilemeleri sağlanmıştır.”
İşte böyle sayın seyirciler..
Bir mahkemeden kesitler sundum size..
Yargılayanlar, yüksek hakimler..
Yargılanan, ağır ceza reisi..
Tribünden sanığa destek verenler, Yargıtay savcıları..

VAKİT