Kimse benden 'CHP'nin kayıp trilyon davasından n'aber?' başlıklı yazı beklemesin. Ben CHP-KanalTürk ticari ilişkisine mesleki yönden yaklaşacağım ama önce daha önemli ve ibretli bir örnekle gireceğim konuya...

Size bir kadından bahsedeceğim. Adı Jocelyn Wildenstein... Normal insan fizyonomisine sahipken, rahatın batmasından mıdır yoksa kendini maymun etme güdüsüne yenilmesinden midir bilinmez, tam 4 milyon dolar harcayarak yüzünü gözünü insanlık dışı bir şekle döndürmüş. Yıllardan beri bedenine yapılmadık müdahale bırakmayan Jocelyn Teyze (1940 doğumlu ve hâlâ durmuyor iyi mi?) şu an öyle bir durumda ki plastik cerrahi dünyası onu 'yaşayan en kötü ve korkunç örnek' olarak gösteriyor.

İnternet imkanı olanlar lütfen şu linke bir tıklasın ve Jocelyn Wildenstein'in yıllar önceki haliyle bugünkü dramatik durumunu yan yana bir görsün... www.hifire.co.uk/wp-content/articles/surgery1.jpg. Aslında Jocelyn Teyze'nin yaptığına atalarımız enfes bir deyim uygun görmüşler çok önceden. Bizde buna 'parasıyla rezil olmak' deniyor. Ki bu, parayla rezil olmaktan da vahim bir durum...

Geçtiğimiz gün TV karşısında zaping yaparken KanalTürk Televizyonu'na denk geldim. Genelde bu kanala denk geldiğimde iki kafadarı kaykılmış bir şekilde birbirine gaz verirken görürdüm ama bu kez çok sinirliydiler. Belli ki canları sıkılmıştı. Hani neredeyse perforeci ekrandan dışarı çıkıp önüne gelenin ümüğüne sarılacak! Bir yandan 'Fethullahçı gazeteler' diye feryad ü figan ediyor, diğer yandan sahiplerinin mücadelesi göklere çıkarılıyor, 'verilmeyecek hesabımız filan yok' türü cümleler. Bir tane de belirli belirsiz belge var ekranda. Ki doğrudur... Yani kanun nizam neyse ona uygun işler yapmışlardır ve yapıyorlardır. Bir diyeceğim yok. Ancak kanalın iddia ettiği şey bana tuhaf geldi. Meğer aktarıldığı söylenen paralar CHP'ye belgesel yapımı için ödenen avansmış. Sonradan olay büyüyünce sitelerinde üç adet de belge yayınladılar. Çok ilginç işler ve rakamlar vardı. Az çok belgesel-reklam sektörünü bilenlerdenim. Bir belgesel için bu kadar para ödeniyorsa -sadece avans olduğu söylenen miktar için 20 adet CHP belgeseli yapma teklifinde bulunabilirim şahsen- ortaya illa ki Oscar'lık bir şaheser çıkacak demektir. Dile kolay 4 trilyon Türk Lirası'ndan bahsediyorlar. Hani şu kitap yazarak trilyoner olduğu söylenen yazarın dediği gibi 4 trilyon 'Törkiş' lira!

Öfkeli haberi izledikten sonra KanalTürk'ün internet sitesine girdim. Öyle bir site yok ne yazık ki. Sizi başka bir platforma yönlendiriyor adres. Orada site içi arama yaptım ne belgesel var ne CHP'nin böyle bir filmle ilgili talebi vs... Hâlâ senaryo aşamasındalar zaar! Dediğim gibi sonradan birtakım belgeler yayınladılar. Bu belgelere göre alınan avanstan senaryo için 450 bin YTL ayrılmış. Sektör itibarıyla 'deli bir para' bu! Acaba bu ülkedeki senaristlerin bu uçuk rakamdan haberi var mı? Ya da şöyle sorayım: KanalTürk kendi yaptırdığı dramaların senaryolarına kaç YTL vermektedir? Enteresandır CHP'nin sitesinde de bu kadar büyük bir projeden bahsedilmiyor. Örneğin şanlı CHP geçmişinin belgeselinin yapıldığı ve bu iş için ülkenin en usta belgeselcileriyle çalışmaya başladıkları yazılabilirdi!

Yoktu orda da... Muhatapların şu sorunun cevabını vermesi birtakım şüpheleri en azından giderir diye düşünüyorum: CHP'nin avans verdiği tarih ile fatura tarihi arasında ne kadar süre vardır? Bir iş bitmeden paranın tamamının verildiği ticari-sanat işi hiç olmuş mudur? Misal; KanalTürk'ün kendi yaptırdığı dramaların parasını iş ortada yokken vermek gibi bir ticari prensibi var mıdır?

Her heyse, umarım belgesel yayınlanır ve biz de bu meşhur çalışmayı izleme imkanı buluruz. Ama aklıma şöyle de bir hüzünlü final gelmiyor değil. Sakın bu CHP'nin belgesel işi bizim Jocelyn Teyze'nin akıbetine benzemesin. İnsanlar paralarıyla kendilerini o hale çevirebiliyorlar da, kurumlar, partiler neden bu hazin sonu yaşamasınlar.

Üzülürüz tabii ülke olarak.

Merakla beklemekteyiz bu büyük bütçeli belgeseli...

Zaman gazetesi