Jale (Niye) Tesettüre Girdi(n)?
Uzun yıllardır tesettüre bürünen hanımlarımıza, kızlarımıza Kemalist-ulusolcular tarafından yöneltilen kuşku ve sorgulamaların şimdilerde bizlere de sirayet etmemesi için daha dikkatli muhakeme ve söylemler geliştirmeliyiz.
Kenan ALPAY’ın yorumu:
Ayşegül Jale Saraç’ın tesettüre girdiği günün ertesinde rektörü olduğu Dicle Üniversite’sine dair kıyamet kopmaya başladı. Tesettüre giren her kadın hele ki herhangi bir statüye sahipse bu ülkede hassaten iktidar sınıfları için bir felaket senaryosunun habercisi olmuştur zaten. Ancak bu seferki tesettür tercihi akademik hiyerarşinin en üst noktası olan bir rektörün şahsında gerçekleşmesine rağmen enteresan bir biçimde Kemalist-ulusolcu cepheden kayda değer hiç bir tepki tezahür etmedi.
Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç 2008’den bu yana Dicle Üniversitesi’nin rektörlük makamında oturuyor. Her üniversitede olduğu gibi Dicle Üniversitesi’nde de sorunlar, tartışmalar ve çatışmalar yaşanıyor. Hükümet ile Gülen Cemaati arasında yaşanan gerilimin giderek yükselen trendi sonucu DÜ Rektörü Jale Saraç’la alakalı esaslı tartışmalar kamuoyuna “Türkiye’nin ilk başörtülü rektörü” merkezli olarak girmedi. Bu sebeple olsa gerek ‘Paralel Yapı’, yolsuzluk, usulsüzlük, kadrolaşma ve nihayet istifa çağrısı ile adeta Rektör Saraç’a bir ‘kurşun asker’ muamelesi yapılıyor. Çok kesin, keskin ve niyet okuyucu ifadelerle üstelik.
Paralelle Savaş Her Kapıyı Açar!
Rektör Jale Saraç’ın tesettüre girmesine ilk tepki adeta kapsamlı bir psikolojik harekât havasında AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten tarafından ortaya konuldu. Jale Saraç’ın tesettürlü fotoğrafı yayınlanır yayınlanmaz elinde 64 soruluk dosyayla soluğu Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde alan Cuma İçten’in çizdiği tabloya bakarsak “Dicle Üniversitesi Paralel Yapı tarafından çoktan ağır bir kuşatma altına alınmış hatta düşürülmüş” durumda.
Cuma İçten’in beyanlarına bakacak olursak Dicle Üniversitesi adeta Jale Saraç’ın Rektörlüğü döneminde işlenen yolsuzluk, usulsüzlük ve kadrolaşma başta olmak üzere bütün suçların bilgisi-belgesi mevcut. İçten’in yaklaşık beş yıldır milletvekili olduğu Diyarbakır’ın en köklü üniversitesi Dicle’ye dair ne zamandan beri yolsuzluk dosyası biriktirdiğini bilemiyoruz elbette. Ancak insan yine de merak etmeden duramıyor: Cuma İçten’in hiç de içten-samimi olmadığı besbelli olan bu yolsuzluk maskeli savaş ilanının zamanlaması da manidar değil mi?