İyi de CHP olarak sizin çözüme ilişkin öneriniz nedir Sayın Toprak?
İktidarın Suriyelilere dair bir politikası olmadığı suçlaması CHP’nin bir süredir gündemleştirdiği bir söylem. Son olarak bunu dillendiren CHP sözcüsü Erdoğan Toprak bir de kendi çözüm programlarını açıklasa ya!
HAKSÖZ-HABER
CHP'li Erdoğan Toprak, hükümetin Suriyeli göçmenlere ilişkin politikası olmadığını belirterek, "İktidarın ‘çözüm’ konusundaki acizliği kabul edilemez" diyor da kendilerinin çözüme ilişkin bir programlarının olup olmadığını açıklamıyor.
Erdoğan Toprak’ın Türkiye’deki Suriyeli muhacirlerin sayısı, karşılaştıkları sorunlar ve özellikle de ekonomik alanda maruz kaldıkları istismara ilişkin dikkat çektiği verilerin çoğu doğru olabilir. Yeni kuşaklarda baş gösteren ve göstermesi muhtemel uyum sorunlarını gündemleştirmek ve bu noktada sorumluluk alarak çözmeye çalışmak da olumlu bir gayret olacaktır.
Ama CHP’li Toprak’ın bunca veriyi Suriyelileri çok sevdiği için açıkladığını düşünmek keşke mümkün olsa! Bu yönde bir çaba ve niyetinin olmadığı partisi CHP’nin şuana kadar edindiği söylem ve tutumdan biliniyor.
Peki, Erdoğan Toprak ve CHP “Suriyeli sorunu”nu gündemleştirmekle neyi amaçlıyor?
Doğrusu Toprak’ın kullandığı dil son derece özenli ve seçici. Mesela bir İYİ Parti gibi Suriyelileri doğrudan doğruya ötekileştiren, dışlayan, açık ırkçılık yapan kaba bir dil kullanmıyor. Ancak o, söyleyeceğini satır arasından söylüyor. Bunca veriyi sıralamadaki niyetini satır aralarına itinayla serpiştirdiği imalı vurgularda izhar ediyor. Bu nedenle CHP'nin konuya yaklaşımını bilmeyen biri ilk bakışta Erdoğan Toprak'ın dil ve üslubunu çok anlayıcı da bulabilir ama aslında. Suriyeli muhacirlerin halihazırda karşılaştıkları sorunlara ve belirsizliklere dikkat çekiliyor ama bir hazımsızlık da varlığını hissettiriyor. İktidara adeta “bu sorunu başımıza siz saldınız” denilerek suçlayıcı ve sorumluluktan kaçıcı bir dil kullanılıyor. Ve bu “sorun”u kendi elleriyle büyütmekle suçlanan hükümet çözüme yönelik bir politikaya sahip olmamakla eleştiriliyor.
Şüphesiz Toprak’ın durum tespitlerinde hakikatle örtüşen ifadeleri yok değil. Ve hükümetin de eksikleri, zaafları ve sorumlulukları olabilir bu meselede. Peki, tüm bunlar karşısında hükümeti “politikasızlık”la suçlayan ülkenin muhalefet partisinin “çözüm önerisi nedir” diye sormak gerekmez mi? Çözüme ilişkin diyebilecekleri sakın “Suriye’de maceracı politikalardan vazgeçelim. Ülkeyi asıl sahibi Esed’e devredelim. Muhalif denilen cihatçı teröristleri Esed’in, Rusya’nın, İran’ın insafına bırakalım ve Türkiye’deki bütün Suriyelileri geri göndererek bir an önce düze çıkalım” retoriğinden ibaret olmasın?!
*
CHP'li Erdoğan Toprak’ın beyanlarını konu edinen Karar menşeli haber:
CHP'li Toprak: İktidarın Suriyeli sığınmacı politikası yok
CHP'li Erdoğan Toprak, hükümetin Suriyeli göçmenlere ilişkin politikası olmadığını belirterek, "İktidarın ‘çözüm’ konusundaki acizliği kabul edilemez" dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı ve İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, iç savaşın ardından Türkiye'ye göç eden Suriyelerilerin insani, siyasi, ekonomik ve sosyal sorunların vahim boyutlara ulaştığını belirtti. İktidarın Suriyeli göçmen politikası ve uyum politikası olmadığına işaret eden Toprak, “Önümüzdeki süreçte artacak Suriyeli milliyetçilik tavrı, ülkemiz için ciddi güvenlik sorununa dönüşebilir” dedi.
"SURİYELİLERLE İÇ İÇE BİR TÜRKİYE"
Toprak, yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi:
"2011’den bu yana ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen geçici koruma altındaki Suriyelilerin sayısı 3,6 milyonu aştı. 81 il ve çok sayıda ilçede artık Suriyelilerle içi içe yaşayan bir Türkiye tablosu var. Başlangıçta ağırlıkla sığınmacı kamplarında ya da konteyner kentlerde yaşayan Suriyelilerin şu anda yüzde 98,4’ü büyükşehirlerde yaşıyor.
Türk-Alman Üniversitesi Göç ve Uyum Araştırmaları ve Uygulamaları Merkezi’nin İçişleri Bakanlığı’nın resmi verileriyle birlikte, her yıl düzenli olarak hazırladığı ‘Suriyeliler Barometresi’ araştırmasındaki güncel tespitlere dikkat çeken Toprak, açıklamasına şöyle devam etti:
1,3 MİLYON SURİYELİ'NİN SADECE 50 BİNİ KAYITLI İSTİHDAM
Ağırlıkla Gaziantep’te faaliyet gösteren Suriyelilere ait az sayıdaki ‘büyük işletme’ dışında Suriyelilerin KOBİ statüsünde Türkiye’de kurup, faaliyet gösterdiği işletmelerin sayısı 20 bin. Bunların yaptıkları işler ağırlıkla lokanta, tatlıcı, kebapçı, terzi, kuaför, tamirci vb. işler. Aktif işgücü içerisinde 1,3 milyon Suriyeli yer alırken bunların sadece 50 bini kayıtlı istihdam. Diğerleri kayıt dışı olarak istihdam ediliyor. TÜİK’in verilerinde Türkiye’de kayıt dışı istihdamın yüzde 34 olduğunu anımsadığımızda Suriyeliler açısından bu oran yüzde 96,2!
10 YILDA 650 BİN BEBEK
Türkiye’de her gün 270 Suriyeli bebek dünyaya geliyor. 10 yılda Türkiye’de doğan Suriyeli çocuk sayısı 650 bine ulaştı. AFAD’ın sosyal yardım uyumu adı altında yapılan ödemelerinden ve Kızılay Kart uygulamalarından yararlanan Suriyeli sayısı 1,6 milyon. 2 milyondan fazla Suriyeli sosyal yardımlardan yararlanamıyor. Sosyal yardım alanlara kişi başına aylık 120 TL ödeme yapılıyor. Suriyeliler ucuz işgücü olarak kayıt dışı ve kaçak şekilde her türlü ağır işte çalıştırılıyor. Suriyelilerin sadece yüzde 6’sı ülkesine dönmek istiyor. Bu yüzde 6’lık kesim ise TSK kontrolündeki güvenli bölgelere değil geldikleri şehirlere dönmek kaydıyla Türkiye’den ayrılacaklarını ifade ediyor.
"İKTİDARIN SURİYELİ SIĞINMACI POLİTİKASI YOK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, en son iki yıl önce Suriyeliler için 40 milyar dolar harcandığını açıklamıştı. O günden bugüne tutarın ne kadara çıktığı bilinmiyor. İddia edilen 40 milyar dolar kayıtlarda net görünmüyor. Resmi bir açıklama yok. İktidarın bir Suriyeli sığınmacı politikası yok, uyum politikası da yok. Kaldı ki Suriyeliler için ne yaparsak yapalım, onların beklentilerini karşılayamayız, vatan hasretini gideremeyiz. Nitekim 13 yaşındaki Suriyelilerin oluşturduğu rap grubunun şarkısındaki ‘Türkiye’ye geldik çok kalabalıktı ama insan bulamadık’ sözleri hem oldukça üzücü hem de bir o kadar düşündürücü! Ülke nüfusunun yüzde 5’ine yaklaşan Suriyelilerin ülkemizin geleceği açısından çok ciddi ve hayati sorunları barındırdığı ortada iken; mültecilere ev sahipliği yapmakla övünen, pazarlıklara kapı aralayan iktidarın ‘çözüm’ konusundaki acizliği kabul edilemez!"
HABERE YORUM KAT