İstihbarat Servislerinin Kirli Ortaklığı Deşifre Oldu
Dünyanın en büyük istihbarat servislerinin gizli operasyonlarda birbirlerine nasıl taşeronluk yaptıkları sızdırıldı.
ABD’nin diplomatik yazışmalarını deşifre eden Wikileaks ve sonrasında NSA skandalını uluslararası kamuoyuna duyuran Snowden’ın ardından bu kez dünyanın en büyük istihbarat servislerinin gizli operasyonlarda birbirlerine nasıl taşeronluk yaptıkları sızdırıldı. Kirli çamaşırları ortaya dökülen servisler arasında CIA, Mossad, MI6, FSB ve Güney Afrikalı SSA var.
Dünyanın en büyük istihbarat servislerinin gizli operasyonlarını, etik dışı ve gerçekleri örtbas eden faaliyetlerini kanıtlayan belgeler gün ışığına çıkarılıyor. “Casusluk Hattı” dosyasıyla yüzlerce belgeyi yayımlayacağını açıklayan Al Jazeera’nin haberine göre, belgeleri sızan gizli servisler arasında İsrail’in Mossad’ı, İngiltere’nin MI6’sı, Rusya’nın FSB’si, Avustralya istihbaratı ASIO ile tarihindeki en büyük casusluk ifşaatıyla karşı karşıya olan ve Amerikan istihbaratı CIA ile işbirliği gün yüzüne çıkan Güney Afrika gizli servisi SSA bulunuyor.
Son 8 Yılı Kapsıyor
Belgeler dünyanın birçok noktasında 2006’dan Aralık 2014’e kadar gerçekleşen operasyonel sırları içeriyor. Bunlar arasında Mossad’ın İran’ın nükleer programı hakkındaki gerçek değerlendirmesi, bir Afrika Birliği lideri için planlanan suikast ve MI6’in bir Kuzey Kore ajanını görevlendirme operasyonu da var. Kanalın haberine göre, İngiliz The Guardian gazetesiyle birlikte yayımlanacak belgelerdeki kişi isimleri güvenlik gerekçesiyle gizlenecek. “Casusluk Hattı” dosyası ile kapalı kapılar ardında yapılan anlaşmalar, gizli paravan şirketler, “utanç verici” güvenlik zaafları ve casusluğun gizli dünyasının deşifre edileceği belirtiliyor.
İnsan istihbaratı: HUMINT
NSA skandalını dünyaya duyuran Edward Snowden’ın deşifre ettiği elektronik sinyal istihbaratı için “SIGINT” kelimesi kullanılırken, “Casusluk Hattı” sayfasını açan Al Jazeera ise, insan odaklı istihbarattan yola çıkarak son ifşaat için “HUMINT” (human intelligence) nitelendirmesinde bulundu. Kanala göre, gizli servisler arasında bireylere yönelik tebliğler, “iz sürme talebi” ya da telefon numaralarını da içeriyor. Örneğin Güney Afrika’daki Cezayir Büyükelçiliği kaynaklı bir yazışmada pratikteki endişeler öne çıkıyor. Bu belgede, caddeye “park etmek yasak” yazısının konulması isteniyor. İngiliz ve Amerikan elçiliklerinin bu “ayrıcalıkla” eğlendikleri ve bu isteğin Cezayir’e kadar genişletilmesini konuştukları anlatılıyor.
Sarsıcı iddialar
Al Jazeera’nin duyurduğu “Casusluk Hattı” dosyasında öne çıkan kısımlar şöyle:
- İsrail gizli servisi Mossad, müttefiklerine, İran’ın nükleer silah üretme aşamasında olmadığını söyledi. Ancak Mossad’ın verdiği bu bilginin üzerinden bir ay geçmedi ki İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, kendi istihbarat servisinin tam aksine “İran’ın bir yıl içinde nükleer silah üretebileceğini” iddia etti.
- Amerikan istihbaratı CIA, Washington yönetiminin Hamas’ı ‘terörist organizasyon’ olarak sınıflandırmasına rağmen Filistinli örgüt ile doğrudan temas kurmaya çalıştı.
- İngiliz MI6, Güney Afrika’dan Kuzey Koreli bir yetkilinin görevlendirilmesi için uğraştı. Güney Afrika ve Etiyopya ajanları, Afrikalı bir lidere yönelik bir suikast girişiminin bertaraf edilmesi için birlikte çalıştı.
- Güney Afrika yönetimi, ırkçı apartheid rejiminin sona ermesinin ardından güvenlik servislerini yenilemek için adeta boğuştu. Bu sırada korunmasız halde olan ülke, yabancı ajanların cirit attığı bir yere dönüştü ve ABD’nin “terörle savaş” politakasıyla bağlantılı uyarıların adresi haline geldi.
- 11 Eylül saldırılarını takip eden süreçte Güney Afrikalı ajanlar, El Kaide ile ilgili talep yığınlarına maruz kaldı. Ancak kendi istihbarat kurumlarının topladığı veriler ise, bu tarz gruplardan doğrudan bir tehdidin çok az olabileceğini söylüyordu. Güney Afrika’da en büyük şiddet tehdidi, içerideki aşırı sağ gruplardan geliyordu.
- Güney Afrika’nın İran’a odaklanmasına sebep olarak da diğer ülkelerin baskısı gösteriliyor.
İstihbarat skandalı: NSA
Wikileaks’in ardından ABD’yi sarsan bir diğer skandal ise eski CIA ve NSA çalışanı Edward Snowden’ın Washington’ın başını ağrıtan gizli istihbarat bilgilerini sızdırmasıyla yaşandı. Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) tarafından yürütülen küresel izleme aletlerinin işletme detaylarını, “Beş Göz” ortaklarını ve birçok ticari ve uluslararası ortaklığı deşifre eden Snowden’ın gizli belgeleri ifşa etmesi, ABD tarihindeki en önemli sızıntı olarak nitelendirildi. 5 Haziran 2013’te başlayan süreç, PRISM, XKeyscore ve Tempora gibi internet izleme programlarının yanı sıra ABD ve Avrupa arasındaki telefon ve internet verileri alışverişini de ortaya çıkardı. ABD’de bazı kesimlerin “hain”, bazılarının ise "kahraman" ilan ettiği Snowden, şu an Rusya’da geçici sığınma altında yaşıyor.
Wikileaks depremi
Julian Assange önderliğindeki Wikileaks, ABD Dışişleri Bakanlığı ve dünya genelindeki Amerikan büyükelçilikleri arasındaki ayrıntılı yazışmalardan oluşan 250 binden fazla gizli belgenin yanısıra Irak Savaşı ile ilgili 391 bin, Afganistan işgaliyle ilgili Pentagon’a ait 77 bin belgeyi ifşa etti. Site, belgeleri beş gazetenin (El País, Le Monde, Der Spiegel, The Guardian ile The New York Times) desteğiyle dağıttı ve ilk 220 diplomatik belge 28 Kasım 2010 tarihinde yayımlandı. Diplomatik yazışmaların yaklaşık 100 bini “hizmete özel” (confidential), 15 bini “gizli” (secret) olarak sınıflandırılırken, “çok gizli” (top secret) sıfatını taşıyan hiçbir belge yayımlanmadı. Belgelerin çoğu, ABD ile Ortadoğu ülkeleri arasındaki diplomatik ilişkilere dayanıyordu.
HABERE YORUM KAT