İşte savundukları askerî yargının hali!
AİHM hatırlattı da, Ergenekon için bugünlerde viyaklayanların, bir ikiyüzlülüğünü daha gündeme getirme fırsatı bulmuş olduk.
Konu şu: AİHM dün 21 davada birden, Türkiye’yi haksız bulmuş.
Davaların ortak yönü, TSK’daki askerî öğrencilerin ihraç edilmeleri sonrasında açtıkları davalarda, mahkeme dosyasına konulan belgelerin, ihraç edilen öğrencilere gösterilmemesi..
Düşünebiliyor musunuz; sizi askerî okuldan ihraç ediyorlar. Siz bunun sebebini bilemiyorsunuz.
Dava açıyorsunuz.
Açtığınız davada, mahkemeye sizi niçin ihraç ettiklerini, gizli bir dosya içinde sunuyorlar. “Ama sakın ha, bu bilgileri davacıya göstermeyin” diyorlar.
Askerî Yüksek İdare Mahkemesi de, “Olur olur.Siz hiç merak etmeyin.Biz ihraç edilenlerin davalarını reddederiz.Ama aleyhlerinde ne suçlama var, onun belgesini kendilerine göstermeyiz!” demiş.
Demiş ve ihraçlara karşı açılan davaları reddetmiş. Yani öğrencilerin ihraç edilmelerini hukuka uygun bulmuş. Ama niye hukuka uygun bulmuş, onu da söylememiş!
Çünkü ihraç gerekçeleri “gizli” imiş!
Resmen tiyatro değil mi bu?
Tiyatro olmasına tiyatro da, işte bu tiyatro oyunu şeklindeki şaklabanlıkları savunan, bunların devam etmesini isteyen insanlar var bu ülkede...
“Askerî yargı, sivil yargıya göre daha titiz. Askerî yargının görev alanını daraltmayalım. Askerî mahkemelerin görevine giren bazı konuların sivil yargıya aktarılması yanlıştır” diye, üstün görüşlerini (!) halka empoze etmeye kalkışanlar var bu ülkede..
İşte askerî yargının verdiği kararlar ortada..
AİHM’nin verdiği karar da ortada.
Şimdi aklı başında sıradan bir vatandaş cevap versin, AİHM’nin verdiği bu karara ulaşmak için, yıllarca hukuk okumaya, kanunları karıştırmaya, yönetmelikleri incelemeye gerek var mı?
Konu çok basit.
Bir öğrenciyi okuldan mı atıyorsun?
Bu öğrenciye, ihracın sebebini de söyleyeceksin arkadaş!
Söyleyeceksin; o da savunmasını yapacak. Belki senin gösterdiğin gerekçe yanlış.Belki o kişiye iftira edilmiş. Belki yanlış tesbitte bulunulmuş!..
Her ihtimali düşünüp şeffaf uygulama yapacaksın. Ki savunma hakkına saygı göstermiş olasın.
Bu kadar basit işte.
Bu kadar basit de, bu basitlik, önyargısız düşünenler için.
Araya ideolojik dayatmalar girince, kararlar da böyle bakkal Mehmet amcanın bile “Olmaz böyle şey” diyeceği şekilde çıkıyor..
Evet, hukuk ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bu uygulamaları savunanlar var bu ülkede. Ve bunları savunanlar, şimdi Ergenekon davasında, kendileri aleyhine bazı suçlamaların net şekilde ortaya konulmamasından şikâyetçi oluyorlar!
“Benim suçum ne, bilmiyorum. Suçumu öğrenmek istiyorum” diyor TuncayÖzkan.
Aynen, askerî okuldan ihraç edilen öğrencinin dediği gibi..
Oysa aynı Tuncay Özkan, askerî okullardan öğrenciler ihraç edilirken, “Disipline uyacaksın arkadaş. Böyle atarlar işte” diye kıs kıs gülüyordu.
Ben de şimdi ona gülüyor değilim. Tabiî ki bir yanlış, başka yanlışla düzeltilmez.
Tabiî ki Ergenekon sanıklarına da tüm suçlamalar net olarak açıklanmalı, kendilerine savunma hakkı verilmeli..
Ama onların sergiledikleri ikiyüzlü tavır da hatırlanmalı, nasıl bir kafaya sahip oldukları gözler önüne serilmeli..
Onların kafasında, karşı görüşteki hiç kimseye hayat hakkı olmadığı bilinmeli.
Ve bu vesile ile Ergenekon kapsamındaki yargılamayı yürütenlere de bir hatırlatma yapmalı..
Bakın, askerî okuldan ihraç edilenlere bile “Gerekçe ne imiş, öğrenmeleri haklarıdır” diye AİHM kararı çıktı.. Ergenekon davasında yargılananlar da suçlandıkları olayları, net olarak bilmelidirler.
Evet, suçun çok kapsamlı ve bazı açılardan hâlâ işlenmeye devam ettiği, bazı suç ortaklarının dışarıda olması sebebi ile delillerin tümüyle açıklanamadığını tahmin edebiliyorum. Ama 7 savcı yetmiyorsa, 10 savcı.. 10 savcı yetmez ise 15 savcı görevlendirilip; artık bu davanın tüm ayrıntıları, hiçbir noktası gizli kalmayacak şekilde kamuoyuna sunulmalıdır. Sunulmalı ki; Ergenekon sanıklarının hem savunma hakları kısıtlanmasın, hem de onların açacakları davalarda da AİHM aynı şekilde, “Adil yargılanma ilkesi ihlâl edilmiş” kararı vermesin.
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT