İşte Kürt sorununu çözecek yol haritası!
Cengiz Çandar, TESEV'in desteğiyle, ülkenin geleceği açısından olağanüstü değerde bir çalışma yaptı.
Ana sorunumuz olan Kürt sorununun çözümü için nasıl bir yol haritası izlenebileceği üzerine, Cumhurbaşkanı, İçişleri ve Adalet Bakanları dâhil devlet ve hükümet yetkilileriyle, Kandil'deki PKK lideri Murat Karayılan dâhil örgüt sözcüleriyle, Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla, siyasi parti ve sivil toplum temsilcileriyle derinlemesine mülakatlar yaparak bir rapor kaleme aldı. "Dağdan İniş - PKK nasıl silah bırakır?" başlıklı rapor kamuoyuna açıklandı. Kürt sorunu ile PKK sorununun birbirinden ayrılamaz hale geldiğinin altını çizen rapor, çözüm önerilerini şu noktalarda topluyor:
Devlet ile PKK arasında güven ortamının oluşturulması ve PKK'ya siyasi mücadele yolunun açılması için KCK davasının düşürülmesi ve tutukluların serbest kalması. Bunun için öncelikle TCK'nın 220. maddesinin 4., 6. ve 7. fıkralarıyla TMK'nın 7. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi. Şiddeti savunma ve kullanmayı değil, siyasi mücadeleyi yasaklayan bu maddelerden açılan davalarda, bugün cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin sayısı 100 binin üzerinde. Bunların önemli bir bölümü çocuklardan oluşmakta. Bu sayı 12 Eylül askeri rejimi döneminde olduğundan bile yüksek. Bu bağlamda çok üst düzey bir devlet yetkilisi Çandar'a şöyle diyor: "Demokrasinin tahkimi, her türlü sözün söylenebileceği, her türlü faaliyetin şiddete, silaha başvurmadan gerçekleştirilebileceği bir yapı anlamına gelir. Dağdan indirmek demek, 'Kurşun atma, gel kelime at, kurşundan daha ağır kelime at... yeter ki kurşun atma' demek."
Silah bırakıncaya kadarki geçici dönemde "eylemsizlik" halinin sürekli kılınması için, devletin PKK'ya karşı operasyonları durdurması. Bunun koşullarının saptanması için her iki tarafın yasal temsilcilerinin bulunduğu bir komisyon kurulması. Bir "Kürt şahsiyet" ise bu koşulları şöyle özetliyor: "Gerillaya bir alan çiziler, koordinatlar verilir; bunun dışına çıkarsa vurulur, aksi halde operasyonlar durur."
Dağdan inişi özendirilmesi, yasal zeminde siyasetin önünün açılması için KCK davasının düşürülmesi yanı sıra, Kürtlerin TBMM'de adil temsilinin sağlanması için seçim barajının yüzde 10'un altına çekilmesi. Yeni anayasada Kürtlerin taleplerini karşılayacak yeni bir vatandaşlık tanımının yapılması; anadilde eğitimin önünün açılması; Kürtlere, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kendi kendilerini yönetmelerine imkân tanıyacak bir "statü" tanınması.
"Abdullah Öcalan'ın çözümün 'partneri' rolünü üstlenecek çok önemli bir siyasi aktör olduğu, rapor çalışmasında görüşülen hemen herkesin üzerinde birleştiği bir noktadır... Öcalan'ın tutukluluk şartlarında yapılacak yeni bir düzenleme de sorunun çözümü ve 'dağdan iniş'in sağlanması açısından kaçınılmaz görülmektedir." Yeni düzenleme için öneriler, kısa vadede ev hapsine geçişten, orta vadede Öcalan'ın serbest kalmasına dek uzanmakta. Çandar, bu bağlamda en radikal önerinin, Türkiye Kürtleri arasında Öcalan'a karşıtlığıyla tanınan bir şahsiyetten geldiğini kaydediyor: Başkanını, 2 yıla yayılan bir geçiş süreci içinde, serbest bırakmadıkça, PKK sorununu çözemezsin...
Yalnızca Kandil'dekileri değil, PKK'den kopmuş olmakla birlikte, kovuşturmaya uğrayan ve yurtdışında yaşamak zorunda kalan binlerce kişiyi de kapsayacak, özel bir kanunla uygulamaya konacak aşamalı siyasi af. Bu bağlamda 25 Mayıs 2003 tarihinde bölge barolarının ortak önerisi olan yasa taslağının geçerliliğini koruduğunun altı çiziliyor. Çandar, üst düzey bir devlet yetkilisinin şu sözlerini aktarıyor: "Örgüt aslında silahlı mücadeleyi bitirmek istiyor... Habur'da bunu ortaya koydular. Süreç işleseydi, grup grup adam göndereceklerdi. Avrupa'dan gelecekler hazırdı. Bunu karşılıklı işbirliği ve eşgüdümle yaptık. Habur iyi yönetilemeyince büyük güven bunalımı doğdu. Ama Habur süreci yine canlandırılabilir."
İşte hükümete Kürt sorununu çözmek için gereken yol haritası!
ZAMAN
YAZIYA YORUM KAT