Er-Rişk, bu merkezde ve Gazze Şeridi'ndeki diğer gözaltı kamplarında tutuklulara yönelik sistematik işkence ve vahşet suçlarının her gün ortaya çıktığını belirtti. Bu zulümlerin, faşist işgal hükümetinin tam sponsorluğu ve desteğiyle gerçekleştirildiğini vurguladı.

Er-Rişk, direnişin işgal esirlerine muamelesi ile İsrail'in Filistinli esirlere muamelesi arasındaki farkı, "özgürlük için savaşan şövalyelerin asaleti ile öfkeli canavarların cimriliği" olarak tanımladı. Halklarının tutuklularına karşı işlenen korkunç suçların sessiz kalan uluslararası toplumun önünde gün ışığında işlendiğini ifade eden er-Rişk, bu suçları durdurma ve faillerini hesap verme konusunda tarihi bir sorumluluk taşındığını belirtti.

Gazze Şeridi'ndeki tutukluların işgal kamplarında maruz kaldığı vahşi suçlar ve ihlallerin halklarının iradesini kıramayacak umutsuz intikam girişimleri olduğunu söyleyen er-Rişk, halklarının kararlılığı ve yiğit direnişinin işgal liderlerinin saldırgan hedeflerine ulaşmadaki başarısızlıklarını ortaya koyduğunu dile getirdi.

SdeTeiman Gözaltı Merkezindeki işkence olayı

Gazze'de esir alınan Filistinliler, başta işgal ordusunun Sde Teiman, Anatot ve Ofer üslerindeki gözaltı merkezlerinde tutuluyor ve ardından IPS'ye teslim ediliyor. İşgal yasaları, gözaltı merkezlerinde 45 gün boyunca tutulmalarına izin veriyor. 11. ayına girmek üzere bulunan Gazze Savaşı boyunca Sde Teiman, her gün 1000'den fazla Filistinliyi işkence altında tutmak için kullanıldı.

Filisitinli Esirler Cemiyeti, Sde Teiman Kampı’nda gerçekleştirilen işkencenin işgalcilerin soykırım savaşının başından bu yana işledikleri ve her geçen gün daha da çoğalan binlerce ihlalden sadece biri olduğunu ifade etti.

Kampta tutulan esirlerden birine bir grup işgal askeri tarafından fiili ve cinsel işkence yapılmasını kınayan Esir Kulübü, işgal rejiminin Sde Teiman’daki ihlallerin soruşturulacağını söyleyen işgal rejimin iddiasının asılsız olduğunun ortaya çıktığını belirtti.

İşgal rejiminin Sde Teiman’da yaşananları tek bir olaymış gibi göstermeye çalıştığına dikkat çeken Esir Kulübü, En-Nakab Cezaevi gibi işgal rejimine ait diğer cezaevlerinde de aynı çirkin işkencelerin yaşandığını bildirdi.

 Sde Teiman Kampı’nda yaşananın istisna olduğunu ileri süren işgal rejiminin iddiasının asılsız olduğuna işaret eden Esir Kulübü, “Bu ihlaller gardiyanların yaptıklarını kişisel davranışlar olarak göstermeye çalışan işgal rejiminin çabalarını boşa çıkarıyor.” dedi.

 Kampın kapatılması ve esirlerin başka yerlere nakledilmesi çağrılarının amacının suçun üzerini örtmek olduğunu söyleyen Esir Kulübü, işgalcilerin hesaba çekilmeleri için acilen uluslararası soruşturma başlatılması çağrısında bulundu.