İsrail’e mahkûm muyuz?
Danıştay, “yürütmeyi durdurma” kararında Suriye sınırındaki mayınlı arazinin temizlenmesi ve tarıma açılması işlerinin “bir arada” görülmesine karşı çıkmıştı.
AK Parti'nin yapması gereken, bu misaline pek az rastlanır “isabetli karara” uyum sağlamak.
Yani...
Suriye sınırındaki mayınlı arazinin temizlenmesi ile tarımsal faaliyetleri birbirinden ayırmak.
Milliyet gazetesi, bu konuya ilişkin için “dostâne uyarı” mahiyetindeki yazılarımızı “Erdoğan'a tepki” çerçevesine almış...
Lâkin, Erdoğan henüz o adımı atmadığından “tepki” kelimesi pek yerinde değil...
“Uyarı” daha anlamlı.
Kamyon devrilmeden!..
Efendim, dikkatimi çekiyor...
Günlerdir bu konu hakkında bir şeyler yazılmakta...
Lâkin, fırtınalar kopartan “tasarı”ya göz atan yok gibi...
Bilemiyorum, bu konu hakkında yazanların (dahi) yüzde kaçı şöyle eline alıp bakmıştır tasarıya?..
Siz de tasarıya bakmadan tepki gösterenlerden ya da destek verenlerden iseniz, gelin bu eksikliği giderelim...
“Asıl” bölümleri verecek olursak:
Madde 3-
Mayın temizleme süresi taşınmazların yükleniciye tesliminden itibaren beş yılı geçemez. Taşınmazların temizleme karşılığı tarımsal faaliyetlerde kullanılmasına ilişkin tahmini ihale süresi ise, kabul işlemlerinin yapılmasından itibaren 44 yılı geçmemek üzere, mayın temizleme işinin maliyeti ile kullanıma bırakılacak taşınmazların bir yıllık kira bedeli esas alınarak Maliye Bakanlığı'nca belirlenir.
Madde 4- Mayın temizleme ihalesinin bu kanunda belirtilen esaslar çerçevesinde yapılamaması halinde, söz konusu ihale, Kamu İhale Kanunu hükümlerine göre “Hizmet satın almak suretiyle” yapılabilir. Bakanlar Kurulu, gerektiğinde mayın temizleme işini veya ihale işlemlerini yürütecek kamu kuruluşunu belirlemeye yetkilidir!..
Dile kolay 49 sene!..
Hadi yarısı...
Yarısının yarısı!..
Tayyip Bey; “Biz burada olduğumuz müddetçe ne yahudisi ne de bilmem ne belası zerre yamuk yapamaz” dese...
Buna inanılır da...
Onca yıl, kim kala kim gide, kim yaşaya kim öle!..
Evet; arazilerin “maksimum” 49 yıllığına “birilerine” teslimi söz konusu...
O birileri de, hem tarımda hem de mayın çıkartmakta mahir olacak!..
Bu ikisinin birleştirilmesinin “İşin İsrail'e verileceği” anlamına geldiğine dair kanaat o kadar yaygınlaştı ki, önceki akşam yemekte bir araya geldiğimiz bazı AK Parti vekilleri, “Bunun altından kalkamayız, sonuna kadar bekleriz, ısrar olursa tavrımızı alenen koyarız” noktasına geldi.
Oysa, bunlara hiç gerek yok.
Yukarıdaki verdiğimiz 4. maddedeki “Hizmet satın almak suretiyle” ifadesi işi bitiriyor...
Tarım işiyle mayın işini birleştirmenin mânâsı ne?..
TSK bu işi incelemiş; “ben beceremem” demiş...
“Ben muhtıra veririm, darbe yaparım, mayın gömerim ama gömdüğüm mayını çıkartamam” demiş!..
Siyasi iktidar, TSK'nın yapamadığını “özel sektörümüze” yaptıramaz mı?..
“YAPARIZ” DİYORLAR!..
Ben şöyle bir sağa sola baktım;
Yapacak adamı buldum!..
Bulduğum da, bu işi yapabilecek “az sayıdaki” adam arasından bir adam değilmiş!..
Bunu yapabilecek dünya kadar firma varmış!..
Geçtiğimiz yıl, Nusaybin'deki mayınları temizleyen Alman-Türk ortaklığının Genel Müdürü ve ortağı Sıddık Özdemir’le en az yarım saat bu meseleyi konuştum;
“Devlet, Almanya'dan getireceğim cihazları gümrük kapılarında bekletmesin, bir de terör saldırılarına karşı korusun; Ottowa için söz verilen 2014'ten önce bile bitiririm bu işi” diyor...
Ve ekliyor:
“Türkiye'de bu işi yapacak başka firma da var. Lâkin siz, tutup da 'paranı tarımsal faaliyetten çıkartacaksın' derseniz olmaz!.. O zaman adres göstermiş olursunuz!..”
Meselenin parasal boyutuna gelince;
Nusaybin'de, metrekare başına 1 nokta 65 EURO gitmiş devletten...
Arazi genişledikçe “birim” fiyatı düşermiş...
Diyelim ki, metrekareye 1 EURO..., 2 EURO, 3 ya da 4...
Mayından temizlenecek arazi 216 bin dönüm ise...
Çarp bakalım...
Bunlar mı boyu aşıyor;
“Bedelli” çıksa “şaaak” diye verecek, otuzluk, otuzbeşlik Mehmet!..
Bu kadar büyük bir “bedeli” ödemektense!..
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT