1. YAZARLAR

  2. Cem Küçük

  3. İsrail'den belge istiyorlar!
Cem Küçük

Cem Küçük

Yazarın Tüm Yazıları >

İsrail'den belge istiyorlar!

20 Şubat 2014 Perşembe 07:35A+A-

Bugün yaşadığımız tablo o kadar net ki! Erdoğan'ı devirmek, seçimlerde mağlubiyete uğratmak için paralel yapı ve emniyet yargı cuntasının kontrolündeki medya, iş dünyası her yolu deniyor. Çok yakında bildiğimiz tuhaf ilişkiler ağı gün gibi ortaya çıkıyor. Cuntanın korkuttuğu işadamları, gazeteciler, medya patronları paralel yapı gerçeğine tek laf etmeyip güya demokrasi taslıyorlar.

Türkiye bu yollardan çok geçti. 28 Şubat, 2003-4 Ergenekoncuların darbe planları, 2007 e- muhtıra, 2008 AK Parti'yi kapatma davası ve nihayet 17 ve 25 Aralık darbe girişimi. Hepsinde milli sermayeye, Erdoğan'a, halka karşı komplolar var. Bu sefer uzunca bir zamandır devlette kümelenmiş yepyeni bir vesayet türü ile karşı karşıyayız.

Bu illegal yapılanma Türkiye'yi uluslararası arenada zor durumda bırakmak için her yolu deniyor. Adana'da MİT tırlarını yasadışı olarak arattıran emniyet-yargı cuntasının uzantları sanki düşman ülkeye operasyon yapar gibi heyecanlılılar. MİT mensuplarını boğazlamak için büyük bir iştah duyuyorlar.

Aynı şekilde legal iddiasıyla ve nasıl dinlendiği hala anlaşılamamış konuşmaları Erdoğan'ı zor durumda bırakmak amacıyla yayınlıyorlar. Yayın yasağı olduğu halde tapeler oluk oluk paralel yapının uzantılar tarafından yayınlanıyor. Bu arada biz başka konuşmalar da dinliyoruz ve ortaya çıkan kirli ağı görünce şaşırmıyoruz. Çünkü bu ilişkiler ağının başından beri biliyorduk. Sadece gazetelerine bakmak bile yeterli.

Paralel yapı girişimlerinden sonuç alamadı. Ne hükümet düştü ne de başbakan gitti. Şu an saldırmaktan başka yol yoktur diye illegal her işi yapan bu yapı bir yandan Erdoğan'dan ranedevu istiyorlar bir yandan da İsrail'den yardım istiyorlar. Paralel yapının adamları Erdoğan'ı istifaya götürecek ve onu zor durumda götürecek belge var mı diye çok yakın bir zamanda bizzat MOSSAD ve İsrail'in kapısını çaldılar. En az üç defa bu tür belgeler varsa ve verirlerse nerelerde yayınlayacaklarını söylediler ve Erdoğan sonrasında İsrail'le ilişkileri eski haline sokacakları konusunda garanti verdiler.

Yerel seçimlerden son 40 güne girilirken elinde bir şey kalmayan paralel yapı ne yapsa istediğini elde edemedi. Ne dinleme kayıtları ne baskınlar ne de hukuksuz davalar halkta etki etmiyor. Yapılan anketlerin en kötüsünde AK Parti yüzde 42, en iyisinde yüzde 50 görünüyor. O yüzden acaba İsrail'den bize ekmek çıkar mı diye arayıştalar. Ama onlara üzücü bir haberim var. İsrail paralelcilerle iş tutulamayacağını Türkiye Cumhuriyeti devletine iletti. Sıkıntılar yaşasalar da Erdoğan gerçeğini kabul etmiş durumdalar. İsrail devleti yerel seçimler öncesi yapılan bütün kamuoyu anketlerinden haberdar ve gerçeğin farkındalar.

Paralel yapı düzmece seçim anketleri yapıyor ama itibar eden yok. İsrail'e de gönderilen o anketteki rakamlar gerçeği değiştirmedi. 25 Şubat'ta büyük ihtimalle –hayat ve siyasette her şey olabilir gerçeğini unutmadan –İsrail ve Türkiye tazminatlar konusunda anlaşmaya varacaklar ve iki ülke arasında yeni bir dönem başlayacak. Bu gerçekten hareketle paralel yapının isteklerine İsrail kanmadı.

Kendi ülkesini uluslararası ceza mahkemelerinde yargılatmak isteyen, kendi ülkesini teröre destek veriyor algısı yaratmak için çalışan, kendi istihbarat örgütüne operasyon yapan, kendi Başbakanı hakkında başka ülkelerden belge isteyecek kadar gözü dönmüş bir yapıyla karşı karşıyayız. Bakalım daha hangi yollara tevessül edecekler?

Cüneyt Özdemir'e...

Sorduğum sorulara cevap veremeyen, sansürün alasıyla karşılaşınca istifa etmeyip başka meslektaşını niye istifa etmedin diye suçlayan Cüneyt Özdemir çevir kazı yanmasın mantığında. Güya tehdit edilmiş. Madem tehdit ettiler seni, bu kadar zaman niye bekledin? Niçin mahkemeye gidip seni tehdit eden hakkında suç duyurusunda bulunmadın? Yoksa tehdit diye uyduruyor musun?

Programına genelde cemaatçi yazarlara kolayca dövdüreceğin (!) kişileri çıkarıyorsun. O yazarlar benim gibilerle baş edemeyecekleri için ve korkularından çıkamıyorlar. Gerçi bir kısmı çıkmak istiyor ama abileri, imamları izin vermiyor. Korkma Cüneyt az cesur ol. Parelel yapı seni kasetler, davalarla korkutuyorsa tarafsızım yalanına başvurma. Ters manyel işlere girme. Bu konuda ropörtaj yapıp yayınlanmayan, sansüre uğramak zorunda kaldığın Hanefi Avcı'yı örnek alabilirsin.

Bak gene soruyorum: Irkçı bir dizi olan Sağır Oda'nın yapımcısı sen değil miydin? Rasim Ozan &Nagehan Alçı çiftinin iki yıl boyunca PR'ını yapan sen değil miydin? Rasim senin için, 'Tarafsızlığını kaybetti' yazınca, twitterda 'Rasim Ozan'ın Doğan grubuna karşı bu sert ve şirazesi kaçmış açıklamalarını okuyunca ya biz yanlış yerdeyiz ya da Nagehan Alçı. Yeter yahu!' yazarak Alçı'nın kovulmasını istedin. Bu yaptığının Derya Sazak'ın yaptığından ne farkı var?

Bak hala arkadaşın mı bilmiyorum ama Tuğçe Tatari 18 Şubat 2012'de Akşam'da senin için ne yazmış: 'Geçmişte 28 Şubat'ın generallerine övgüler düzen, 'Herkesin Babasını Anlatacak Bir Hikayesi Var' adlı bir belgesel çeken, o belgeselde astsubay babasının hikayesini anlatan, asker bir babaya sahip olmaktan nasıl gurur duyduğunu her fırsatta dile getiren de yine aynı Cüneyt'ti... Şimdi aynı metodu annesi üzerinden hayata geçiriyor. Yakında bir belgesel de annesi için çekerse hiç şaşırmam...' Sen bu musun yoksa Cüneyt?

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT