İsrail uyanıkken rüya görüyor!
Uykuda iken rüya görmek, şuuraltı dışındakiler itibarıyla hayal ürünü değildir. Bu rüyalar içinde gaybi haberleri de barındırabilir. Uyanıkken rüya görmek ise hayra alamet değildir. Bu rüyalar hayal mahsulüdür.
İsrail geçmişte uykuda rüya görüyordu ve bu rüyalar bazen doğru çıkıyordu. Şimdi ise uyanıkken rüya görüyor! Demek ki, dengesi bozuldu. Dolayısıyla karıştırıyor yani halt ediyor. Uyanık olarak gördüğü rüyalar da gerçek niyetlerini ortaya koyuyor. Bu niyeti İslam aleminin yeniden bölünmesi ve parçalanmasıdır. En son olarak Sudan ikiye bölünmüştür ve bunda İsrail’in parmağını arayanlara komplocu denmiştir. Burada komploculuk değil komplonun kendisi var. İsrail Arap aleminde esen özgürlük rüzgarlarının yönünü ayrılıkçılık istikametine sevk etmek istiyor. Bahar rüzgarlarını ve saba rüzgarlarını sam rüzgarlarına dönüştürmek istiyor. Değişime kendi kimyasını zerk etmek istiyor. Ve bunu saklama gereği de duymuyor. Kendilerine sorsanız bunun plan, entrika veya desise değil bir temenniden ibaret olduğunu söyleyeceklerdir. Halbuki, Kur’an ifadesiyle kalplerindeki desise daha da büyüktür. İslam aleminde taş üzerinde taş kalmasını temenni etmezler. Güneri Civaoğlu, ‘Harita Yeniden Çiziliyor’ başlıklı yazısında bu densizliklerine şöyle temas ediyor:”
Bütün İslam âlemini sosyal patlamalar sardı.
İsrail HAARETZ gazetesi “İslam âlemindeki devletlerin parçalanacağını, yeni devletlerin oluşacağını” öngörüyor. “Bunun da İsrail dış politikası için olumlu sayılması gerektiğini, çünkü, çok sayıda ve küçük İslam devleti ile birlikte yaşamanın daha kolay olacağını” yazıyor. “Parçala, böl, yönet” dış siyaset tarihinin yazdığı en eski ve en gerçekçi yöntemdir. HAARETZ’e göre, BM üyesi 200 devlet varken yakında bu sayı 300’e çıkacak. Bakın İslam coğrafyasında yeni harita nasıl olacak. Suriye, Sünni, Alevi ve Dürzi bölgelere ayrılacak...
Doğu Libya...
Batı Sahra...
Güney Sudan...
Güney Yemen...
Kürdistan... (Türkiye’ye rağmen)
Filistin ve İsrail kuvvetlerinin çekilmesi sonrası Hamas yönetiminde Gazze... (İsrail’e rağmen)
Suudi Arabistan; Mekke ve Medine gibi kutsal kentler bir tarafa petrol coğrafyasının olduğu yer de diğer tarafa yani ikiye ayrılacak. Körfez kentleri Birleşik Arap Emirlikleri’nden ayrılacak...” Daha neler!
*
İsrail kurulalı beri bunun peşinde oldu. İsrail’in müstesna evlatlarından Kissinger, ORTADOĞU’YU İsrail’in kametine ve beden ölçüsüne göre yeniden bölmek ve tanzim etmek istedi. Bernard Lewis gibiler bunun teorisyenliğine soyundu. Ralph Peters bunun haritasını çizdi. Kissinger ve Şaron ve Yinon ise bu planları kuvveden fiile çıkarmaya ve uygulamaya geçirmeye çalıştılar. Lakin Robert Gates’in de ifade ettiği gibi, bölge Osmanlı sonrası en büyük değişimi ve çalkalanmaya yaşıyor. Yani Osmanlı sonrası dönem çöküyor. Bu Osmanlı benzeri yeni bir dönemin de habercisidir. İsrail de bu yeni dönemin enkazı altında kalacaktır. Boşuna sevinmesinler. Suni sınırların bekçisi olan diktatörlerin gitmesi İslam alemini yeniden bir araya getirecektir. Bunun zeminini hazırlayacaktır. İsrail’in rağmına İslam alemi kenetlenecek ve bu kenetlenen yapı İsrail’in sonunu getirecektir. İsrail uyanıkken rüya göreceğini rüyalarını uykuya uyarlasa ve ayarlasa kendisi için daha hayırlı olmaz mı? İsrail uykuda rüya görmüyor bilakis karanlıkta ıslık çalıyor. Çanlar İsrail’in zırhı olan sömürge kalıntısı rejimler ve onların ayakta tuttuğu İsrail için çalıyor. İsrail kafaları karıştırsa da gönülleri karıştıramayacaktır. Evet, harita yeniden çiziliyor; bu doğru ama bu yeniden çizilen ve büyüyen harita İsrail’i de içine alacak ve onun mukadder sonunu ve zevalini de beraberinde getirecektir...
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT