1. YAZARLAR

  2. Ahmet Varol

  3. İsrail Medyasının Çarpıtmaları
Ahmet Varol

Ahmet Varol

Yazarın Tüm Yazıları >

İsrail Medyasının Çarpıtmaları

02 Temmuz 2016 Cumartesi 14:24A+A-

Batı medyası belli isimleri markalaştırdığı için onların primleriyle dünya kamuoyunu yönlendiriyor. Oysa en büyük çarpıtmaları isim yapmış medya organları ve onların popülerleştirilen yazarları yapıyor.

Aynı şeyi siyonist işgalin hâkimiyet alanı içinde yayınlanan medya organları da yapmaya çalışıyor. Oysa özellikle Filistin davasıyla ilgili gelişmeler hakkında en büyük çarpıtma ve yalanları piyasaya sürenler onlardır. Bunu Türkiye ile İsrail arasındaki görüşmeler sürecinde ve anlaşma aşamasında da gördük.

Bu süreç içinde bazen Filistin’deki muhtelif yayın organlarından beni arıyor ve çok ilginç iddialarla ilgili sorular soruyorlardı. “Ben böyle bir şey duymadım; siz nereden duydunuz?” diye sorduğumda da “Jerusalem Post’un bugünkü sayısında çıktı” yahut “Haaretz’in web sitesinde az önce yayınlandı” diyor veya siyonistlerin kalburüstü tv kanallarından birinin adını kaynak olarak veriyorlardı.

İddiaların tartışılan konularla hiçbir ilgisi olmadığı gayet açıktı. Belli ki siyonist medya gerçeği yazmıyor, kendi siyasi iktidarlarını baskın çıkarabilmek için kamuoyunu yönlendirmeye çalışıyordu.

Bilindiği üzere görüşmeler sürecinde tartışılan üç ana konu vardı. Diğerleri bunların alt başlıklarıydı. Bu üç konu da özür dileme, tazminat ve Gazze’ye ablukanın kaldırılmasıydı. Özür dilemenin gerçekleşmesiyle birinci şart yerine getirildi. İşgal rejimi ikinci şartı da kabul edeceğini ancak ödemeyi Türkiye’ye doğrudan ve toplu olarak yapmak istediğini bildirdi. Bu şart üzerinde de pek ihtilaf kalmamıştı ve  sadece mahiyeti üzerinde müzakereler yapılıyordu. Asıl ihtilaf konusu ablukanın kaldırılması üzerindeydi.

Fakat çok ilginç bir hususa burada parmak basarak siyonist medyanın çarpıtmalarından örnek vermek istiyorum.

Anlaşma öncesinde siyonist medya sık sık Türkiye’nin İsrail’in taleplerini kabul ettiği ve anlaşma aşamasına gelindiği yönünde haberler yayınlıyordu. Fakat verilen tarihlerde anlaşma olmaması üzerine ihtilaf konularıyla ilgili tutarsız iddialar ortaya atılıyordu.

Son dönemde ise siyonist medya, anlaşmanın büyük ölçüde sağlandığını ihtilafın sadece Hamas’ın İstanbul’daki askerî temsilcilik ofisinin kapatılması konusunda olduğunu İsrail’in buranın kapatılmasını istediğini, bu isteğinin de yerine getirilmesi durumunda anlaşmanın imzalanacağını iddia eden haberler yayınladı.

Oysa böyle bir iddia tamamen saçmaydı. Ama ne yazık ki konunun aslını bilmeyen medya organları siyonist medyanın bu iddiasını aynen kamuoyuna yansıttılar.

Konuyu Filistin’deki medya organlarının yetkilileri bana sorduklarında bunun saçma ve asılsız olduğunu, siyonist medyanın rüzgârına kapılmamaları gerektiğini hatırlattım.

Her şeyden önce Türkiye’de, İstanbul’da veya bir başka yerde, Hamas’ın askerî, siyasi veya bir başka sıfatla herhangi bir temsilciliği mevcut değildir. Dolayısıyla Türkiye’nin böyle bir iddianın ihtilaf konusu olarak masaya getirilmesine, tartışılmasına razı olması söz konusu olamaz. Çünkü böyle bir şeyi tartışma konusu olarak kabul etmek böyle bir ofisin varlığını kabul etmek anlamına gelir. İsrail tarafının böyle bir iddiayı tartışma gündemine sokmaya kalkışması halinde Türkiye tarafının diplomatik açıdan sergileyeceği tavır böyle bir temsilciliğin veya ofisin zaten bulunmadığını bildirerek kesin bir şekilde reddetmek olacaktır. Kaldı ki bunun tartışma konusu yapıldığını belgeleyen resmî bir açıklama da olmadı. İddia yalancı siyonist medyaya ait gayri resmî bir saçmalıktı. Sonrasında Türkiye tarafı yalanlamak zorunda kaldı.

Türkiye’de bulunanlar sadece hareketin mensuplarıdır ve onlar da herhangi bir resmî temsil sıfatıyla değil mukim olarak bulunuyorlar ki bu şekilde Avrupa ülkeleri dâhil birçok dünya ülkesinde yaşayan mensupları mevcuttur. Türkiye’nin bunun tartışma konusu yapılmasını kabullenmesi de söz konusu olamazdı. Çünkü pazarlık konusu İsrail’in talepleri değil Türkiye’nin talepleriydi ve siyonist taraf kendi taleplerini kabul ettirmek için değil Türkiye’yi şartlarından taviz vermeye ikna için masaya oturuyordu. 

Fakat gerek Filistin medyasının gerekse Türkiye medyasının olayın diplomatik boyutunu çok fazla göz önünde bulundurmadan siyonist medyanın bu yalanlarından çabuk etkilendiklerini ve zaman zaman da kamuoyu gündemine taşıdıklarını gördük.

Yeni Akit  

YAZIYA YORUM KAT