Program konuğu Abdurrahman DİLİPAK idi. Yoğun bir katılımla gerçekleşen programda şunlara değinildi:

“Daha önce bizi bir ümmetten uluslara bölmüşlerdi. Böylece ırkçılık da kendini göstermeye başladı. Allah’ın lanetini kazanan ilk düşünce şeklidir ırkçılık. Allah ademi yaratıp, şeytana emrettiğinde , insana itaat etmesini ona söylediğinde ben ateşten yaratıldım dedi ve üstünlük iddia etti . Lanetlendi. Günümüzde de insanlığa yönelik en büyük tehdit bu ırkçılıktır.

Ben adı konulmamış 3. Dünya savaşı olan soğuk savaşta; aynı ülkenin çocuklarının birbirlerini öldürdükleri, sağcı-solcu, ilerici-gerici , alevi-sünni diye insanların birbirlerini öldürdükleri bir zamanda okudum üniversitede .Ellerimiz kan kokuyordu ve hala ırkçılık adına yeryüzünde inanılmaz zulümler yapılıyor. İnsanları inançlarından ,mezheplerinden, düşüncelerinden, siyası tercihlerinden dolayı birbirlerine düşman ettiler.

Doğduğumuz anayı biz seçmedik, doğduğumuz zamanı biz seçmedik, doğduğumuz toprağı biz seçmedik, cinsiyetimizi biz seçmedik, derimizin rengini biz seçmedik,  bunlardan dolayı eğer birini yüceltiyor veya alçaltıyorsanız siz şeytanın varisi olmuşsunuzdur. Babanız peygamber olsa ne yazar, siz gemiye binmedikten sonra.

İnsan insana eşit diyorlar. İnsan insana eşit olur mu? Benim dünüm bugünüme eşit değil ki, erkekler erkeklere eşit değil ki ,kadınlar kadınlara eşit değil ki, kadınlar erkeklere veya erkekler kadınlara eşit olsun . Bizi kandırıyorlar. Eşitlik yok,herkes farklı özellikleriyle birbirlerinden üstündür.Onun için bize öğretilen sloganlara artık kulağımızı kapatsak iyi olur. Dinimizin içini boşalttılar, dünya algımızı değiştirdiler. Çocuklarımıza okutulan tarih de yalan, din dersi de yalan. Benim yayınlanmış 65 tane kitabım var, bir tanesi de ‘’Bu Din Benim Dinim Değildir.” Çocuklarımıza öğretilen din dersinin nasıl içinin boşaltılmış bir din olduğunu anlatmak istedim …

Size Çanakkale geçilmez diyorlar. Peki sormuyor musunuz İstanbul nasıl işgal edildi? 3 yıl 2 ayda biz bir imparatorluğu tasviye ettik. Oysa 3 yıl 2 ayda Eti bankı bile tasviye edememiştik. Bir yağmayı bayram diye kutlattılar.

Sorgulamayı öğrenmemiz gerekiyor.(Dünya haritasını göstererek) Bu haritayı hep görüyorsunuz değil mi? Yeryüzünden hesaba çekileceksiniz. Hiçbir Müslüman dünyada olup biten şeyleri görmezden, duymazdan, bilmezden gelme hakkına sahip değildir.. Bu dünyada yaptığınız ve yapmanız gerekirken yapmadığınız, söylediğiniz ve söylemeniz gerekirken söylemediğiniz her şeyden hesaba çekileceksiniz.

Kenar Dicle’de aşırsa bir kurt koyunu, gelir adli ilahi, sorar Ömer ‘den onu. Yani sadece Mekke’ den, Medine’ den , Mescid-i Aksa’ dan hesaba çekilmeyeceksiniz, yeryüzünden hesaba çekilicekseniz. Ayette ne diyordu: “Allah sizin ellerinizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek ister”.. Benim sorumluluğum bu. Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz. Ayet öyle diyor; Allah sizi yeryüzünün varisi kılmak istiyor. Yeryüzünü size mescit kılmak istiyor. Peki siz yeryüzünden haberdar mısınız? Yeryüzünün bütün açları ümmetin yetimidir. Bakmakla sorumlu olduğunuz sadece evinizdeki 3 çocuğunuz değil. Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz. Biz din milliyetçisi de değiliz. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun biz mazlumun yanında oluruz, Mazlum düşmanımız, zalim babamız da olsa.

Siz iman ettik demekle yakanızın bırakılacağını mı sanıyorsunuz. Sizden öncekilerin başına gelenler sizin başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sanıyorsunuz. Mazlumun yanında gerekirse babanıza karşı savaşmayı içinize sindiremiyorsanız bu din sizin dininiz olmaz.

Ben size sadece Müslümanlardan bahsetmiyorum. Sadece insanlardan da bahsetmiyorum. Yerde sürünen böcek, gökte uçan kuş da sizin yardımınıza muhtaç. O kadar kaynağı nerden bulacağız diye bana değil Allah a sorun. Allah diyor ki: Siz benim rızam için bunları yaparsanız, ben size yaptığınız harcamanın karşılığını 10 katı,100 katı hatta 700 katı ile geri vereceğim. Sizi cennetime koyacağım, eğer bunları yapmak için mücadele ederken hayatını kaybedersen seni ölümsüz kılacağım diyor.

Hayır, bizim yeniden iman etmekten başka çaremiz yok. Allah’ ın dini yeri-göğü, ölümü ve hayatı açıklıyor. Bizim yaşadığımız din, karı ile koca arasındaki çatışmayı, gelin ile kaynana arasındaki kavgayı bile çözmüyor. Peygamberimiz faydasız ilimden Allah’ a sığınırım diyor, ve başka bir şey daha söylüyor; kabul olmayan duadan Allah a sığınırım. Yine bir ayet var: isteyin vereyim diyor.

Habire istiyorsunuz ama vermiyor. Niye ? Çünkü gelini ile kavga eden kaynananın, kaynanası ile kavga eden gelinin duası Allah a ulaşmaz. Karısı ile kavga eden kocanın, kocası ile kavga eden kadının duası Allah a ulaşmaz. Allah cahil ve zalim bir topluluğa hidayet nasip etmez. Komşusunun hakkını gözetmeyenin duası kabul olmaz. Akrabasını gözetmeyen adamın duası kabul olmaz. Yemekleri yiyip karnımız şişince, hoca efendi birde dua et deriz.

Ya Rab Çeçenistan’a, Filistin’e, Afganistan’a, Suriye’ye, Sudan’a, Bosna’ya yardım eyle. Ne güzel dua öyle değil mi? Cenabı Allah diyor ki; sen yardım et, ben sana cenneti vereyim ,yeryüzünde seni güçlü kılayım diyor. Biz de sen yap ya Rab diyoruz. Buna da dua diyoruz.

Tabi Allah yapsın, melekleri yapsın, bizde cehenneme gidelim. Allah benim yapmamı istiyor, beni yeryüzüne varis kılmak istiyor, beni zengin güçlü kılmak istiyor. Ama Allah yolunda harcamayıp, 3 kuruş elime geçince cemaatten ayrılıyorsam, dünyevileşiyorsam Allah ın dualarımıza icabet etmesini beklemeyelim.

Bakın Allah cahil ve zalim bir topluluğa derken, cahil zalimden önce zikrediliyor. Bilmezseniz Allah cahillere yardım etmeyecek.. Kadınlar 300 kelimeyle, erkekler 500 kelimeyle konuşuyor bizim memleketimizde.. 5000 kelimenin aşağısını kullanan Kuranı anlayamaz. Benim papağanım bile 300 kelime biliyor. Bu kafayla biz bir yere gidemeyiz.

Çocuklarınızı adam olsun diye okula gönderiyorsunuz, orada sistematik gerizekalı ve biyonik robotlar yetişiyor. Ne dinlerini bilirler, ne tarihlerini bilirler ,ne akıl yürütürler…

Bugünkü darbeler, terör, iç savaşlar hepsi bu düzeni sürdürmek için.. Bütün İslam dünyasının toplam geliri Almanya kadar değil. Bütün Afrika’nın geliri Fransa kadar değil. Afrika’daki 22 ülke Fransızca konuşuyor. Bunun 12 tanesinin parasını bile Fransa basıyor. Bunu değiştirmezseniz dünyaya huzur yok. Bunu nasıl değiştireceksiniz?

Bunu değiştirecek tek güç var dünyada. O da sizsiniz. Allah’ ın ipine sımsıkı sarılırsanız, yeryüzündeki bütün mazlumların sözcüsü olursanız, dünyadaki bu gayri adil ,haksız ,sömürüye dayalı düzeni değiştirebilirsiniz.. Bunu değiştirecek çocukları doğurması gerekiyor kadınların. Aman bir yere işe girişsin de karnını doyursun değil bizim meselemiz..

Yeryüzünün bütün açları ümmetin yetimidir.300 milyon aç çocuğumuz var bizim. Ona göre hesap yapmamız gerekir bizim. Allah’ ın yeryüzündeki gören gözü , işiten kulağı, tutan eli, haykıran sesi olacaksanız mecazi anlamda, Müslümanların anlayışlarını, bakış açılarını yeniden gözden geçirmeleri gerekiyor….

Babası Müslümanmış kendide Müslüman,her haltı yiyecek sonrada cennete girecekmiş,yok öyle bir şey. Başınıza çaput bağladınız, yüzünüzde kıl çıkıyor diye cennete girecek değilsiniz. müslümanlık o kadar kolay bir şey değil. Başörtüsü ise başınızdaki, suratınızdaki de kıl değilse, o zaman onun ifade ettiği anlama sadık yaşayacaksınız, bedel ödeyeceksiniz , cennetin bedelini ödeyeceksiniz; nasıl ödeyeceksiniz mallarınızla, nasıl ödeyeceksiniz canlarınızla,sevdiklerinizle

Ortadoğuda 20 den fazla arap ülkesi var. Türkiye nin de içinde bulunduğu Ortadoğu ve Afrika ülkelerinin çoğu, bunların sınırlarını kim çizdi,ne zaman çizildi.. Tahran, yalta, potsdam konferanslarına bakın. Bunların sınırlarını Amerikalılar,İngilizler ve Fransızlar çizdi , ruslar var Kafkaslarda masada ayrıca. .sınırlarını çizenler bunlar, peki rejimlerini kim tayin etti.?  Türkiye yi laik, suudi arabistanı krallık, birleşik arap emirliklerini Emirlik, suriye yi diktatörlük diye tayin eden irade hangi irade ?  sınırı kim çizdiyse rejimide o tayin etti.. Peki bu ülkelerin yönetimlerini kim tayin etti, yani suud ailesini kim getirdi,Nusayrileri yada saddamı daha önce kim getirdi , yine aynı irade getirdi.

Bu islam ülkelerinin sınırlarının çoğunu o beyaz efendiler çizdi, rejimlerini onlar tayin ettiler, yöneticilerinide onlar tayin ettiler… Türkiye gibi ülkelerde arada bir ihtilal olmasının sebebi, arada bir raydan çıkan işleri yeniden rayına oturtmak,görevini kendilerine göre hakkıyla yapmayanları gönderip, yerine yenilerini getirmek için, sistemi yenilemek için , darbeler onun için gerekli..

Demek ki bu sayıları 50 yi bulan islam ülkelerinin sınırlarını çizenler, rejimlerini tayin edenler, yönetici kadrolarını tayin edenler o halkın kendisi değilmiş.. mesala türkiye de arap düşmanı türk milliyetçiliğini örgütleyen adamlar, mesala türk ocağı finansörü Lazaro Franco dur, Kemalist milliyetçiliğini örgütlüyen Moiz Kohen dir, Tekin Alp adıyla.. Bunların ana sponsoru kimdir ? HAİM Nahum efendidir.. Haim Nahum efendi Türkiye deki işlerini bitirince mısır a gitti ve orda NASIR a danışman oldu. Ordada türk düşmanı Arap milliyetçilerinin fikir babası oldu ve onlara parasıyla destek verdi..

Demekki  Arap düşmanı Türk milliyetçileri ile , Türk düşmanı Arap milliyetçilerinin fikir babaları ve finansal desteği aynı merkez tarafından üretildi. Birileri başkalarının kanı ve gözyaşı üzerinden iktidarlarını sürdürdüler, servet ürettiler.

Evet Çanakkale geçilmez dediler. Peki İstanbul nasıl işgal edildi. Çanakkale Savaşı , İttihat ve Terakki cuntasının başımıza bela ettiği bir savaştır. Onlar Karadeniz ‘i bombalayınca Ruslar Sivas tarafından geldiler. İngillizler ve Fransızlar da Çanakkale ye yüklendiler. İngilizler ve Fransızlar a karşı savaştığımızı söylüyorlar. Yalan söylüyorlar. Avusturalya dan , Yeni Zelanda dan İngiliz askerleri mi getirdiler. Hindistan da camiler de hutbe okutup hilafet merkezini Almanlar işgal etti, İngilizler halifeyi kurtarmak için seferberlik düzenledi diye cami kapısından Müslümanları toplayıp , getirip Çanakkale de önümüze attılar. Onlar bizi ,biz onları öldürdük. Afrika dan, Senegal den zenci Müslümanları toplayan İngiliz ve Fransızlar bizim önümüze attılar. Çanakkale zaferimiz kutlu olsun! Çanakkale geçilmez değil mi?

Orda tabi ki Araplar, Türkler , Kürtlerin vs. canları pahasına savaşan Müslümanlar var.onların çabalarına bir şey demiyoruz. Sadece dönen siyasi oyunları göstermeye çalışıyoruz.

Tarih övgü ve sövgü kitabı değildir. Tarihten ders alınmalı.

İlk kurşunun sıkılmasıyla, teslim olma imzası arasında üç yıl iki ay var. Bu sürede medrese talebesi bırakmadılk, lise talebesi bırakmadık, hepsini toprağa gömdük. Yoksul, yapayalnız bir halk bıraktık. Ulus-devletler kendilerini kurdurma tarihleri yaptılar. Bu tarihleri yeniden yazacaksınız.

Zihinlerimizi bloke ediyorlar. Bu zihinsel tutsaklıktan kurtulmamız gerekiyor. Biz kendi hakkımızdaki hükmü değiştirmedikçe Allah bizim hakkımızdaki hükmü değiştirmeyecek.

Biz yeniden Müslüman olmalıyız. Bizim yeniden hayatı sorgulamamız gerekiyor. İman ettik dediğimiz kitabı okumamız gerekiyor. Biz Allah ı her şeye karıştıracağız.