1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. “İslami STK’lara Yapılan Baskılar” Paneli
“İslami STK’lara Yapılan Baskılar” Paneli

“İslami STK’lara Yapılan Baskılar” Paneli

İstanbul'da, İslami Sivil Toplum Kuruluşlarına, basın ve yayın organlarına karşı yapılan baskı ve haksızlıklarla ilgili panel düzenlendi.

27 Şubat 2011 Pazar 05:13A+A-

Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından düzenlenen program İstanbul Fatih'te bulunan Mihrimah Düğün Salonu'nda yapıldı. 'İslami Basın ve STK'lara Yapılan Baskı ve Haksızlıklar' adı altında gerçekleştirilen Panele Konuşmacı olarak; Doğruhaber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Göktaş, Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Mustazaf- Der Genel Başkanı Av. M. Hüseyin Yılmaz ve As-Der Hassasiyet Divanı Başkanı Av. Bülent Demir katıldı.

Sordukları Sorular Fıkra Kitaplarına Konu Olacak Türden

Panel, Oturum Başkanı Davut Işık'ın yaptığı kısa açıklama konuşması ile başladı. Panelde ilk konuşmayı Mustazaf-Der Genel Başkanı Av. M. Hüseyin Yılmaz yaptı. Av. Yılmaz Konuşmasına başlamadan önce bir aydan fazla süredir gerçekleştirilen operasyonlardan sonra Peygamber Sevdalıları Platformu üyesi derneklerin, başkan ve üyelerini yalnız bırakmayan avukat ve Müslümanlara teşekkürü bir borç bildiğini ifade etti.

Yeni Akit Gazetesi'nin konuya yaklaşımı ve Doğruhaber Gazetesinin STK'lara yönelik destekleri için de kendilerine teşekkür ettiğini belirten Yılmaz; " İslami STK'lara yapılan operasyon ve baskıları sanki Hizbullah operasyonlarıymış gibi gösteren, lanse eden ve polis bülteni gibi çalışan gazetelere öncelikle şunu söylemek isteriz ki yapılan operasyonların hiçbirisi Hizbullah operasyonu değildir. Yapılan baskınlar İslami STK'ları susturma ve sindirme operasyonudur. CMK 102. Madde tahliyeleri bir bahane oldu onlar için. Resmi bir çerçevede çalışma yürüten dernek başkanı ve üyelerinin önüne yaptıkları legal çalışmaları suç diye çıkarttılar ve onlara sordukları sorulardan bir fıkra kitabı oluşturacak türden komik ve şaşırtıcı sorular." Diyerek yapılan hukuksuz baskınların altını çizdi.

Bu Operasyonu Yapanlar, Cesareti İslami Camianın Sessizliğinde Buluyor

Bu baskınları yapanların cesareti İslami camianın sessizliğinde bulduğunu dile getiren Yılmaz; "Peygamber Sevdalıları Platformu üyesi derneklere yönelik diğer dernekler tarafından başka gözle bakılıyor. Bu da bu dernek başkan ve üyelerinin bir kısmı geçmişte Hizbullah cemaatine üye olmaktan ceza yemiş kimseler olması geliyor. Bu davadan yatanları suçlu olarak ilan edip sosyal hayatlarını zehir ediyorlar. Yani ellerinden gelse yapılan evliliklere sayı artıyor, çoğalıyorlar diye örgütsel evlilik diyerek bunu suç sayarlar" diye belirtti.

Hizbullah davasını başından beri takip ettiğini söyleyen Yılmaz; " Başından beri takip ettiğim bu davalarda hiçbir şekilde elle tutulur türden bir şey yok. Hepsi eften püften şeyler. Bu davalarda mahkemeye sevk edilen insan sayısı 25 bin kişidir. Bu sayı içerisinden de eylem yaptığı iddia edilen insan sayısı sadece 500 kişidir. Peki, geriye kalan 24 bin küsür insan ne ile suçlandı? Geriye kalanların hepsi camilerde İslami faaliyet yürütmekle suçlandı. Camilerde kuran dersi vermek ve kuran dersi almak ile suçlandılar. Ve bu üyelerin hepsine örgüt üyeliği verildi. Evlerinde takke, tespih elifba, ilahi kasedi ve İhsan Süreyya Sırma'nın Siyer kitabı suç delili olarak dosyalara konuldu ve bu insanlara örgüt üyeliği cezası verildi" dedi.

Dernek çalışmalarının hepsinin legal olduğunu ve insanlara yardım yapmanın yanı sıra toplumun ifsadını engelleme, insanlara İslami hassasiyeti anlatma ve İslami faaliyetler yapmak olduğunu belirten Yılmaz konuşmasını bitirdi.

Bizlere 'Elhamdülillah Müslümanım' Yerine 'Ne Mutlu Türküm Diyene' Dayatıldı

Yılmaz konuşmasını bitirdikten sonra sözü Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya aldı. Yaklaşık seksen küsur yıl önce bu ülkede batıcı ve laik bir kadronun bir kısım insanlarını da kandırarak, takiye politikalarını izleyerek iktidarı ele geçirdiğinin altını çizen Kaya; " Geçmişte bu ülkenin başına geçen iktidar istiklal mahkemeleri ile, muhalifleri ezerek ve en küçük İslami çalışmayı şiddetle yıldırarak iktidarlarını pekiştirdiler. Şu an geriye baktığımızda bu ülkede son elli yıl içerisinde 4 doğrudan müdahale ve sayısız dolaylı müdahale yaşandı. Belirledikleri çizginin dışına hele ki İslami taleplerle çıkarsanız tanklarla ezilirsiniz, baskı ve işkencelerle ezilirsiniz. Bu sistem insanların zihinlerine "Elhamdülillah Müslümanım" yerine "Ne Mutlu Türküm Diyene" kelimesini yerleştirdi. Allah'a ve dinine düşmanlığın yapıldığı bu ülkede camilerde Allah düşmanı kişi ve kurumlara dualar ediliyor" diyerek Kemalist sistemin yaptıklarının altını çizdi.

Cemaat Bilincini Ortadan Kaldırmak İstiyorlar

Müslümanların cemaatleşmekten uzaklaştırılarak tek tipleştirilmek istendiğini anlatan Kaya; "Mustazaf-Der ve diğer derneklere yapılan baskınlar Müslümanları cemaat olmaktan koparıp tek tipleştirerek daha kolay sindirmeye çalışmanın çabasıdır. Bizleri bireyselleştirmek isteyenlere karşı direnmek zorundayız ve cemaat olma bilincini korumak durumundayız. Bu bilinci korumak için baskı görmek zorunda bırakılıyorsak gerekirse baskı görürüz ama asla cemaatleşmekten ve o bilinçten vazgeçmemeliyiz" diye konuştu.

Bu ülke Müslümanlarının düğer ülke Müslümanları için sarf ettiği, gösterdiği çabayı bu ülkede yaşayan Müslümanlar için pek göstermediğini ifade eden Kaya; " Diğer ülkelerde zulüm gören Müslümanlar için gösterdiğimiz çabayı bu ülke Müslümanları içinde göstermeliyiz. Türkiye'de şu an ilkokula giden çocuklarımız kuşatma altına alınmış durumda ve dinlerinin bir emri olarak gördükleri başörtüsünü takmaları engelleniyor ve İslami kesimler buna sessiz kalabiliyor. Yine aynı şekilde Hizbullah davasından cezaevinde yatanların bir kısmı ağır hasta. Cezaevinde aylarca ağır hasta bir şekilde kalıp vefat eden kardeşlerimiz var. Mesela Cahit Durmaz örneğinde olduğu gibi. Bu Müslümanın cezaevinden cenazesi çıkarıldı ama bir kısım Müslümanların haberi bile olmadı. Bu ülke Müslümanları arasında bu hassasiyet halen oluşmamış durumda" dedi.

Peygamber Sevdalıları Bu İnsanları Kime Ne Şekilde Göstermek İstiyorsunuz

Son dönemlerde İslami STK'lara karşı yapılan baskınlara dikkat çeken Doğruhaber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Göktaş şöyle konuştu; "İslami çalışmalar yapan bu dernekler polis tarafından takibe alındı, dernek üyelerinin yolları kesilerek derneğe gitmemeleri için polis tarafından uyarılar yapıldı. Ondan sonra bu İslami dergi ve gazeteleri okuyanlara baskı yapıldı. İçişleri Bakanına sesleniyorum, böyle bir emir mi verdiniz öğrenmek istiyoruz. Kayseri'de, Konya'da ve Malatya'da bu derneklerin yaptıkları programlara gidenlerin yolları polis tarafından kesildi ve buralara gitmeyin diye uyarılar yapıldı.

Evime geliyorsunuz bir kere zile basın mahalleyi ayağa kaldırmanın alemi ne. Müslüman birinin evini basmayı gösterip zevk mi alıyorsunuz 'eli yüzü düzgün memurlar'! bunun hesabını Allah'a vereceksiniz. Peygamber Sevdalısı bir insanı kime ne şekilde ilan etmek istiyorsunuz.

Mavi Marmara'ya Baskın Yaparcasına Evlerimizi Basıyorsunuz

Yapılan baskınların şekline ve yöntemine değinen Göktaş; "Bazıları bizimle aynı fotoğrafta görünmekten çekiniyorlar. Biz de sizinle aynı fotoğrafta görünmek istemiyoruz ve böyle bir niyetimizde yok. Diyarbakırın ilçesi Çınar'da Mavi Marmaraya baskın yaparcasına evlere indirme yapıyorsunuz. Bunun sebebi ne. Eşi cezaevinde olan bir bayanın evine giriyorsunuz, onun eşinin evde olmadığını bile bile bunu yapıyorsunuz. Amacınız ne? Ne yaparsanız yapın bizi illegaliteye itemezsiniz, gizli bir şey olmayacak, her şey gözlerinizin önünde ve açık bir şekilde yapılacak.

Biz çocuklarımızı okullara matematik, fen ve coğrafya ve diğer dersleri öğrenmesi için gönderiyoruz, başka bir şey için değil. Siz çocuklarımızın kime ibadet edeceğine karışamazsınız, biz buna izin vermeyeceğiz. Biz kime karşı zulüm yapılırsa yapılsın karşı durduk ve karşı durmaya da devam edeceğiz" dedi.

Müslümanlar Zulme Karşı Asla Eğilmemelidir

Müslümanların kendilerine örnek olarak alabileceği en güzel insanın, Peygamber efendimizin yapılan baskı, zulüm ve komplolara karşı verdiği mücadeleyi örnek almamız gerektiğini anlatan As-Der Hassasiyet Divanı Başkanı Av. Bülent Demir; " Peygamber Efendimiz baskılara karşı asla yılmadı ve asla vazgeçmedi. Aç kaldı, susuz kaldı ama asla hürriyetinden ödün vermedi. Onun varisleri olan Müslümanlar da binlerce yıldır zulme karşı asla eğilmediler. Bizlerin de onlardan alacağımız ders, asla eğilmeyeceğiz.

Bizleri yaşadığımız bu dönemden daha zor bir dönem daha zorlu safha bekliyor. Bu da daha zorlu bir safha. Bundan sonraki safahata hazır olun ki o da ikram safahatı. Yani efendimizin bir elime güneşi bir elime ayı verseniz yine de davamdan dönmem diye sınanacağımız bir safha geliyor. Bu safhalara kimsenin eyvallah etmeyeceğini bu salondaki Müslümanlar ve bu salondaki Müslümanları seven insanlar biliyor. Bu zulmü Müslümanlara reva görenler bir gün gelecek yaptıklarından utanacaklar. Toprağın üstünde utanmasallarda toprağın altında Mahkeme-i Kübra'da utanacaklar. Şu anda Müslüman kardeşinin zulüm gördüğünü ve bu yapılanlar karşısında sesiz kalan kalpler utanacak. Ama biz bu insanlara diyoruz ki toprağın altına girmeden utansınlar. İslama ve müslümanlara yapılan zulüm ve hakaretlere karşı hiçbir Müslüman en ufak bir taviz göstermez. Hiçbir Müslüman Zulme karşı asla eyvallah etmez." Dedi.

Gerçekleştirilen Operasyonların Sonucu Aylar Önceden Belirlenmişti

Yapılan operasyonların aylar önce hatta yıllar önceden hazırlandığını belirten Demir; " Eğer sizler aylar önceden müslümanları teknik ve fiziki takibe alıyor ve telefonlarını dinliyorsanız bu sizin onları günü geldiğinde bir yerlere servis edeceğinizin göstergesidir. Nitekim bunu yaptılar. İnsanları camiye gitti, derneğe gitti, evine gitti diyerek kayıt altına aldılar. Tüm bu yapılanlar planlanmış bir şey. Bu olayların planlandığını size şöyle basit bir örnekle göstereyim. Bizler hakim karşısına çıkıp savunmalarımızı yaptığımız zaman, bu belgelerin delil olamayacağını ve ortada bir suçun olmadığını söylediğimiz zaman Hakim bize; 'Yav avukat bey bu davanın sonucu belli, sabaha kadar sen burada ben buradayım ama sonuç belli' dedi. Evet size soruyorum böyle bir durum karşısında ne yapabilirsiniz" diyerek bu operasyonların aylar önceden hazırlandığını ve davaların sonucunun ilan edildiğinin altını çizdi.

Haber: Enes Durmaz / Doğruhaber Gazetesi

HABERE YORUM KAT

1 Yorum