1. HABERLER

  2. KÜLTÜR SANAT

  3. KİTAP

  4. İslami Mücadelenin Yeni Dili
İslami Mücadelenin Yeni Dili

İslami Mücadelenin Yeni Dili

Ali Değirmenci, Hamza Türkmen’in İslami Mücadelenin Yeni Dili kitabını değerlendirdi.

16 Şubat 2014 Pazar 22:54A+A-

İslami Mücadelenin Yeni Dili

Ali Değirmenci

Yaşadığımız ülkede ve yeryüzünün genelinde olup bitenleri, yeni gelişmeleri, buna bağlı olarak çeşitlenen sorunları, zaafları ve başarıları yeni bakış ve dikkatler eşliğinde, yeni bir dil ve söylem geliştirerek yorumlamak, değerlendirmek, tartışmak gerekiyor kuşkusuz. Bu, bir tercihten, seçimden öte bir görev bizim için, bir sorumluluk.  Zira donuk ve dağınık zihinlerin, ilgisiz ve indirgemeci yaklaşımların, ideallerini ve dinamizmini tamamen yitirmiş yapıların; dönüştürme ve müdahale etme çabasından uzaklaşarak süreç içerisinde çözülmeye, başkalaşmaya, yabancılaşmaya maruz kalacakları aşikârdır.

Hamza Türkmen; yılların birikimi ve tanıklığıyla bu konular, gerçeklikler, gelişmeler üzerinde öteden beri kafa yoran, çıkarımlarda bulunan, yol gösteren bir isim. Hiç durmadan, dinlenmeden, bıkmadan Müslüman dünyanın sorunları hakkında çözümlemeler yapan, bunları istişareye, tartışmaya açan ve aynı zamanda tanıklığı yapılması gereken konularda en önde yer alan bir aktivist, Müslüman bir öncü. Bütün bu çabalarında, Kur’an ve sünnet merkezli bir bilgilenme, bilinçlenme ve tanıklaştırma cehdi ile yeryüzünü, insanlığı, Müslüman coğrafyayı somut vakıalar ve zinde, aktüel bakışlar eşliğinde kavrama ve ıslaha çağırma endişesinin yattığını görmek, gözlemlemek mümkün. Deneyimini, sahip olduğu birikimi sürekli yenilemesi, taze tutması ve yeni bağlantılarla zenginleştirmesi de takdiri fazlasıyla hak ediyor. Üstelik bütün bunları her kuşaktan ve mizaçtan okuyucuya, izleyiciye, tâlibe hitap edebilecek yeni, güçlü, cerbezeli bir dil, canlı bir söz dağarı ile yapması da dikkatlerden kaçmıyor.  Türkmen’in son kitabı olan “İslami Mücadelenin Yeni Dili” de bu tespitlerimizin yeni ve somut bir örneği olarak duruyor karşımızda.

Asım Öz’ün de editör olarak katkıda bulunduğu kitap, üç ana bölümden oluşuyor. Birinci bölümde, Müslüman coğrafyalardaki devrim süreçleri çeşitli yönlerden irdeleniyor.  Bilindiği gibi, 21. yüzyılın son birkaç yılı, adlandırma ve bazı değerlendirme farklılıkları olsa da Müslümanların yaşadığı coğrafyalarda küresel kapitalizmin işbirlikçisi diktatörlük sistemlerine karşı yaygın ve etkili hareketlenmelere tanık oldu.  Denetlenemez bir hızla gerçekleşen ve kitleselleşme istidadı da gösteren bu hareketliliklerde en belirgin talepler adalet, özgürlük ve onurlu bir yaşam vurgularıyla bütünleşiyordu.  Bu süreçte Müslüman kişi, grup ve yapılar da çok önemli ve istikamet tayin edici bir aktör olarak yer aldılar.  Bu sancılı süreç, zaman zaman karamsarlık ve umut sarkaçları arasında gidip gelse de etkisini hâlâ devam ettiriyor.  

Yazının Devamı…