İslami Mücadelede Öncü Şahsiyetler Konuşuldu
Özgür-Der ve İlim Yolcuları Derneğinin düzenledikleri ‘İslami Mücadele’de Öncü Şahsiyetler’ üst başlıklı konferanslar başladı.
Haksöz-Haber / Halil İncekara
Eynesil Özgür-Der Temsilciliği ve Akçaabat İlim Yolcuları Derneğinin ortaklaşa düzenleyecekleri ‘İslami Mücadele’de Öncü Şahsiyetler’ üst başlıklı konferanslardan ilki Akçaabat Erol Günaydın Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Cemaleddin Afgani, Muhammed Abduh, Reşit Rıza’nın işlendiği ilk oturumun konuğu Hamza Türkmen’di.
Sunucu Özgür Üçüncü, 2012–2013 döneminde sürecek olan programın içeriği hakkında bilgi verdi ve oturumu başlatmak üzere Kur’an’ı Kerim tilaveti ve meali şerif okumak üzere İlim Yolcuları Derneğinden Arif Uzun’u davet etti.
Kur’an’ı Kerimden sonra açılış konuşmasını yapmak üzere açılışı yapılacak olan Özgür-Der Eynesil Temsilciliği müteşebbisi Şükrü Uzun davet edildi. Uzun, konuşmasında ‘İslami Mücadele’de Öncü Şahsiyetler’ adlı konferansların niçin yapıldığından bahsetti. Arı duru Kur’an vahyinden uzaklaşıldığı, bunun bizleri Kur’an’ı dosdoğru yaşama ve anlamaya sevk ettiği bunu yaparken de bu çabayı tarih boyunca göstermiş İslam öncülerini tanımak, fikirlerinden ve mücadele metotlarından haberdar olmak gerektiğinden bahsetti. Ve Hamza Türkmen konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet edildi.
Türkmen, sözlerine kişilerin değil düşüncenin lider olduğu bir yapıdan yani fikri liderlikten, kişilerin değil, kişilerin sahip olduğu değerlerin öneminden bahsederek sözlerine başladı. Hakikatin şahitliğini yapan, muslih çabalar içinde olan herkes bizim öncümüzdür. İki kavram konumuz açısından önemlidir. İfsad: Vahyi ölçülerden kopma, sapma, bulanma halidir. Islah: Bozulmuş olanı yeniden düzeltmedir diyebiliriz. İslami mücadele temelde ıslah çabaları üzerinde yükselebilir, dedi.
İslam toplumu 19.yy.da siyasi, kültürel vd… açısından çökmüş durumdaydı. İslam toplumuna bunun için yapılması gereken Öze Dönüş/Islah’tı. Muvahhidler Hareketinden(13.14. yy) sonra Kur’an ve Sünnet merkezli, şura temelli bir yönetim olmadı. Din ferdileşti; ama İslam’ın yaşayan gücü ıslah hareketleri ve ıslah öncülerinin çabalarıyla yaşadı, dedi.
Cemaleddin Afgani, İslam ülkelerinin çoğunda 19. yy.’da Islah ve İhya çabalarının banisi olarak kabul edilir. Cemaleddin Afgani hakkında tahkik ehli birçok müellifin ve İslam âliminin katıldığı görüş şudur: Islah ve ihya çabalarının veya çağdaş bir ifadeyle öze dönüş ve yeniden inşa faaliyetlerinin 20. yüzyılda filizlenen gücü büyük ölçüde Afgani’ye ve mensubu olduğu Urvetu’l Vuska hareketine borçludur.
Afgani’nin Muhammed Abduh ile birlikte çıkartılmasında görev aldıkları Urvetu’l Vuska Cemiyeti’ne ait Urvetu’l Vuska dergisi, modern cahili sistemin bir aracı olarak tebliğ ve irtibat amacıyla çıkartılan İslami hareketlerin ilk örnek dergisidir. Bu dergi ile içtihadi bir çözümlemeye öncülük yapılmış ve bugünkü Müslümanları da ilgilendirecek bir şekilde kuşatıldığımız cahili sistem içinde sistemin bir aracının ilkeli olarak nasıl kullanılabileceği gösterilmiştir. İslam dünyası ile bu dergi sayesinde bir bağ kuruluyor. Mehmet Akif, Babanzade Ahmet, Eşref Edip Sıratı Müstakim ve Sebilürreşad dergilerinde Urvetul Vuska yazılarına yer verdiler. Daha sonra Sebilürreşad dergisi Mustafa Kemal’in atadığı İstiklal Mahkemeleri tarafından kapatıldı.
Cemaleddin Afgani hakkında gerek istibdat yönetimleri gerek oryantalistler tarafından birçok karalamalar, iftiralar yapılmıştır. İran’da iki kitap, Suud’da iki kitap, CIA tarafından da bir kitap bu karalamalar için yazıldı. Belgelerinin çoğu ise düzmece idi. Türkmen, iftiraları ve bu iftiralara cevaplarını vererek sözlerini sürdürdü.
Ayetullah M. Mutahhari, 20. Yüzyılda İslami Hareketler adıyla Türkçeye çevrilen kitabında Cemaleddin Afgani’nin sahip olduğu perspektifi veya ıslahat programını şu beş madde ile özetlemektedir: 1. İstibdata karşıdır. 2. Kur’an ve Sünnet’e dönüşü savunur. 3. İçtihad keyfiyetini ön plana çıkartır. 4. Din kültürünü bid’at ve hurafelerden arındırmaya çalışır. 5. Sömürgecilerle mücadeleyi önceler. Dikkat edilecek olursa bu program 20. yüzyıldaki Menar, Sebilürreşad, Tercüman-ı Kur’an dergilerinin; İhvan-ı Müslimin’in, Cemat-i İslami’nin, Cezayir Ulemâ’il-ihvani Müslimin’in, Hizbu’t-Tahrir’in ve Şia’daki ûsuli çizginin de temel sistematiğidir. Islah çabaları içinde değerlendirebileceğimiz bu çevrelerin takip ettikleri program büyük ölçüde Afgani ve Urvetu’l Vuska çizgisinin devamı niteliğindedir. Öze dönüş ve yeniden inşa kaygısı taşıyan bu ekoller arasındaki temel benzerlik ve etkileşim yanında, bir de birikim, tecrübe ve özel şartlarla ilgili farklılıklardan kaynaklanan nüanslar ve tarz ayrılıkları söz konusu olabilmektedir.
21.yüzyıl da oluşan İslami hareketlerin hepsinin yukarıdaki beş madde temel programıdır diyen yazar, Ortadoğu intifadalarında en büyük pay bileşenlerin Müslüman yoğunluğu ve cami çıkışlı olmalarıydı dedi. Onların kökleri de Urvetul Vüska’dan, onun takipçisi Menar dergisi-ekolü ve İhvan örgütlenmesinden geliyordu.
Muhammed Abduh'un, öğrencisi M. Reşid Rıza ile birlikte Mısır'da çıkardığı Menâr dergisindeki Kur'an-tefsir çalışmaları, daha Abduh hayattayken Reşid Rıza tarafından derlenerek müstakil bir tefsir suretinde yayınlanmaya başlamıştır. Bu Menar Tefsiridir.
Reşid Rıza İslami Şahsiyet Nasıl Yetişir sorusunun cevabını şöyle veriyordu:
1. Usulud-din iyi olacak. Sağlıklı Kur’an, sünnet, kelam, tarih vb. anlayışa sahip olmalı..
2. Dünyayı iyi tanıyacak, tarihi iyi bilecek, Kur’an’i ölçülere göre değerlendirmelerini yapacak.
3. Psikoloji, sosyoloji, siyaset, bilim formlarını bilecek.
4. İstişareye ehil İslami şahsiyetler haline gelinmeli diyerek sözlerini bitirdi.
İki saate yaklaşan bir anlatıyla sona eren konu akabinden dinleyicilerden gelen soruların cevaplanması ile program sona erdi.
Fotoğraflar: Uğur Şener
HABERE YORUM KAT