İslami davetin amacı açık bir şekilde ortadadır. Kur’an’da peygamberlerin diliyle, İslami davetin amacı şu şekilde açıklanmıştır:

Andolsun, Nûh'u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik de, "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin için O'ndan başka hiçbir ilah yoktur. (A’raf 59)

Âd kavmine de kardeşleri Hûd'u peygamber olarak gönderdik. Onlara, "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin için ondan başka hiçbir ilah yoktur. Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?" dedi. (A’raf 65)

Hz. Salih ve Hz. Şuayb (a.s)’ın da aynı surede kavimlerini aynı gerçeklere davet ettiklerini görürüz. (A’raf 73,85)

Bütün peygamberler, kavimlerinin unuttuğu şu gerçeği onlara hatırlatmak için gönderilmişlerdir:

“La ilahe illallah’’

İçerisinde yaşadığımız toplumu tanımak, davetçinin önem vermesi gereken hususlardan biridir. Toplumu doğru bir şekilde okuyamayan, toplumun sorunlarıyla ilgili fikirleri olmayan, o sorunlara çözüm önerileri sunamayan hareketlerin başarılı olması mümkün değildir.

İçerisinde bulunduğumuz toplum genel anlamda Allah’ı ilah olarak kabul ettiğini söyleyen, Allah’a iman iddiasında bulunan bireylerden oluşuyor. Bu insanların çoğu, Allah’ı ilah olarak kabul etmekle beraber; bu kabul etmenin gereklerini yerine getirme noktasında zaaflı davranabiliyor. Genel anlamda baktığımızda, ne yazık ki din, bu insanların hayatlarının sadece belirli kısımlarında etkili olabiliyor.

Tam da bu noktada İslami davetin amacının, insanları “La ilahe illallah’’ inancının gereklerini yerine getirmeye çağırmak olduğunu söyleyebiliriz.

Peki ‘La ilahe illallah’ nedir?

La ilahe illallah, Allah’ı birlemenin, Allah’a teslim olmanın, hayatı O’nun istediği bir şekilde düzenlemenin, bütün işlerinde O’nun rızasını öncelemenin adıdır.

İslami davetin amacı; La ilahe illallah inancından uzaklaşmış insanları, yeniden bu ilahi hakikate muhatab kılmaktır. Çünkü insan bu inancı kuşanmadan Allah’a gerçek anlamda kulluk edemez.

İslami davetin amacı;  kurtuluşun sadece ve sadece ‘La ilahe illallah’ sözünü söylemek ve o sözü tasdik etmek, o sözün gerektirdiği bir şekilde yaşamaya çalışmakla olacağına inanan; Allah’ın dinini her yerde hakim kılmaya çalışan insanlar yetiştirmektir.

İnsanları dini Allah’a has kılmaya çalışanlardan olmaya çağırmaktır.

İnsanları cahili boyalarla değil, Allah’ın boyasıyla boyanmaya çağırmaktır.

Kavmiyetçiliğin, milliyetçiliğin, asabiyetin her türlüsünün ayaklar altına alınacak düşünceler olduğuna çağırmaktır.

Etrafındaki insanların ne diyeceğine bakmadan, Allah’ı hayatının her alanında söz sahibi kılmaya çalışan nesiller yetiştirmektir.

İslami davetin amacı, dinin hayatın belirli alanlarına hapsedilemeyeceğini, hayatın her alanında söz sahibi olması gerektiğini hatırlatmaktır. Allah’ın ekonomik, sosyal, ailevi ve her türlü dünya işlerinde söz sahibi olduğuna inanmaktır.

İbadetin sadece namazdan, oruçtan, hacdan ibaret olmadığını; müslüman olan kimsenin yaptığı her meşru davranışın ibadet olduğunun bilincini kuşanan insanların sayısını artırmaktır.

İslami davetin amacı; dinin tamamının Allah’ın oluncaya kadar mücadele etmektir.

Ve en nihayetinde, insanlığa hiçbir faydası olmayan, insanlara karşı adaletli olmayan, onları sömüren, onların kanlarıyla beslenen, zulüm üretmekten başka hiçbir işe yaramayan tağuti sistemleri yıkıp, Allah’ın istediği bir düzeni inşa etmektir.

Yazımızı peygamber efendimizin şu hadisiyle nihayete erdirelim:

“Kim La ilahe illallah derse cennete girer.”