'İslami Dava Mahkumları Yeniden Yargılansın'
İnançlarından dolayı haksız gerekçelerle uzun yıllardır cezaevlerinde bulunan İslami kimlikli mahkûmların aileleri, adaletin tecelli etmesi için yeniden yargılanmanın önünün açılması gerektiğini söylediler.
90'lı yıllarda özellikle de 28 Şubat sürecinde haksız gerekçelerle tutuklanan ve uzun yıllardır cezaevlerinde bulunan İslami kimlikli mahkûmların aileleri, yaşadıkları mağduriyetin son bulması için bir an önce yeniden yargılamanın önünün açılması gerektiğini belirttiler.
Oğlu Murat Salur'un 1994 yılında üniversite öğrencisi iken gözaltına alınıp işkenceler altında imzalatılan tutanaklara dayandırılarak müebbet hapis cezasına çarptırıldığını söyleyen baba Yusuf Salur, oğlunun İslami yaşantısından dolayı haksız gerekçelerle cezaevine konulduğunu söyledi.
KCK, Balyoz ve Ergenekon gibi davalarda hüküm giyenlerin yeniden yargılamalarla tek tek tahliye edildiğini hatırlatan Salur, “Oğlum 22 yıldır cezaevindedir. 90'lı yıllarda haksız gerekçelerle ve hukuksuz uygulamalarla oğlum cezaevine konuldu. Murat sırf İslami yaşantısından dolayı hedef alındı ve tam 22 yıldır cezaevin bulunuyor. Beklentimiz, 90'lı yıllarda gayr-i hukuki mahkemelerde haksız yere cezaevine konulan oğlumun yeniden yargılanmasıdır. KCK, Balyoz ve Ergenekon gibi davalarda hüküm giyenler yeniden yargılamalarla tek tek tahliye edildi. Hükümetten beklentimiz inançlarından dolayı cezaevlerinde bulunan çocuklarımızın adil bir mahkeme tarafından yeniden yargılanmalarının önünü açmasıdır.”
22 yıldır çocuğundan uzak yaşamak zorunda bırakılan anne Hanım Salur ise her gün acı çektiğini, buna sebep olanları ise Allah'a havale ettiklerini dile getirdi.
Anne Salur, “Çarşıya çıktığımda bazen ‘Oğlum Murat keşke karşıdan gelseydi' diye hayal kuruyorum. Bu dünyayı oğluma zindan ettiler, inşallah öteki dünyada yolu açık olur. Oğlumun gençliğini ziyan ettiler. Oğlum cezaevine girdiğinde 20 yaşında idi, şimdi ise 42 yaşındadır. Bu yaştan sonra oğlum serbest kalırsa hayatından ne anlayacak.” dedi.
İslami kimliğinden dolayı 14 yıldır cezaevinde bulunan hükümlü Hatip Aslan'ın ailesi de çocuklarının gözaltında işkence altında imzalatılan tutanaklar sonucunda haksız yere cezalandırıldığını anlattı.
“Bu nasıl adalet?”
Oğlunun hiçbir suçunun olmadığını dile getiren Hatip Aslan'ın babası Mehmet Aslan, “Oğlum işkence altında imzalatılan belgeler delil gösterilerek cezalandırıldı. Oğlumun hiçbir suçu yok. Ergenekon ve Balyoz davalarından tahliyeler oldu ama oğlum hala cezaevindedir. Bu nasıl adalet? Onlar için işletilen adalet bizim için de işletilsin. İşkence altında imzalatılan belgelerle ceza verilen oğlum yeniden yargılanırsa hiçbir suçunun olmadığı görülür.” ifadelerini kullandı.
Oğlunun şimdiye kadar hiçbir yanlışını görmediğini söyleyen anne Fatma Aslan, “Oğlumun hiçbir suçu yoktur. Ergenekon ve Balyoz davalarından yargılananlar serbest bırakıldı. Neden benim oğlum halen cezaevindedir? Oğlum yeniden yargılanırsa berat eder. Sadece oğlum değil yüzlerce masum Müslüman cezaevindedir. Bizler onların aileleri olarak yeniden yargılanmalarını ve verilen hukuksuz cezaların kaldırılmasını istiyoruz.” dedi.
“Uyuşturucu ticareti yapanlar özgürce dolaşırken oğlum içeride tutuluyor”
23 yıldır İslami davadan dolayı cezaevinde olan Yahya Mirzaoğlu'nun annesi Zekiye Mirzaoğlu ise yıllardır evladına kavuşma hasretiyle yanıp tutuştuğunu söyledi. Anne Mirzaoğlu, “Oğlum 23 yıldır cezaevindedir. Ben ve eşim yaşlandık artık, oğlumu serbest bıraksınlar. Eşim şeker hastasıdır, ben de kanserim. Oğlum Yahya, elinden Kur'an düşmeyen bir Müslümandır. Başkaları insanları öldürüyor, uyuşturucu ticareti yapıyor dışarıda özgürce geziyor. Suçsuz yere yatan oğlum ve diğerleri neden serbest bırakılmıyor. Ben ve eşim ölmeden oğlumu görmek istiyoruz.” diye konuştu.
“Oğlumun üzerine atılan suçlar emniyetin senaryolarından ibaret”
Oğlu Mustafa Sevim'in 1994 yılından beri cezaevinde olduğunu paylaşan baba Muhammed Sevim ise yaşadıklarını şöyle anlattı: “Oğluma isnat edilen suçların hiçbir delili yoktur. Oğlumu işkence altında gözleri kapalı imzalattıkları belgeler üzerinden cezalandırdılar. Oğlumu üzerine atılan suçlar emniyetin senaryolarından ibaret. Bu Müslüman gençleri bıraksınlar. Bu gençlerin bırakılmasını istiyoruz. Birçok mahkûmun anne babaları cezaevindeyken vefat etti. Biz de oğlumuzu göremeden öleceğiz. Bunların hiçbir suçu yok.”
“Oğlumun serbest bırakılmasını istiyorum”
Oğluna yapılan işkenceleri anlatan Sevim, “Öyle işkenceler yapıldı ki insan aklı alamaz. O işkenceler altında anne babanı kendinin öldürdüğünü kabul edersin. Nitekim o dönemde işkence altında şehit olanlar da oldu. O dönemde bir başsavcı vardı. Kendini yarbay olarak tanıtıp cezaevinde çocuklarımıza işkence yapıyordu. Mahkemede oğlum kendisine işkence yapan savcıyı gösterebileceğini söyledi. Ama kimse dikkate almadı. Allah o savcının yaptıklarını yanına bırakmadı ve ailece bir trafik kazası geçirerek öldü. Şimdi de oğlumun yeniden yargılanmasını istiyorum. Oğlum için af istemiyorum çünkü onun hiçbir suçu yok. Yeniden yargılanması durumunda ilk duruşmada beraat edeceğine inanıyorum.” diye konuştu. (M. Hüseyin Temel, Mustafa Kaynak - İLKHA)
HABERE YORUM KAT