1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. “’İslamcılık’ İhtiyaca Binaen Oluşan Bir İslami Faaliyettir”
“’İslamcılık’ İhtiyaca Binaen Oluşan Bir İslami Faaliyettir”

“’İslamcılık’ İhtiyaca Binaen Oluşan Bir İslami Faaliyettir”

Yazısında Vefa’daki İslamcılık konulu sohbetini özetleyen Hayrettin Karaman, konuyla ilgili önemli tespit ve değerlendirmelerde bulunmuş.

08 Mart 2018 Perşembe 18:01A+A-

Hayrettin Karaman’ın Yeni Şafak’taki köşesinde yayınlanan “Vefa derslerinde İslâmcılık” başlıklı bugünkü (08 Mart 2018) yazısının konuyla alakalı kısmı şöyle:

İslamcılık konusunda çeşitli dillerde ve farklı düşüncelere, gruplara, inançlara sahip kimseler tarafından yazılan kitaplar ve makaleler bir kütüphane teşkil edecek kadar çoktur.

Yazanların bir tarif üzerinde birleşemedikleri ilk dikkatimizi çeken noktadır.

İslamcılık konusunda müspet veya menfi bir hüküm vermek isteyenler önce kendi amaçlarına uygun bir tarif ve örnekleme yapıyorlar, sonra da bunu genelleyerek “İslamcılık şudur, budur, öldü, yaşıyor, İslam’a uygun veya değil, modernizmin bir versiyonu veya değil…” gibi sonuçlara varıyorlar.

“İslami Hareket Öncüleri” adıyla yaptığım ve dört cildini İZ yayıncılığın yayınladığı çalışmamda ben şu teze göre yürüdüm:

İslamcılık, ihtiyaca binaen adı ve kendisi ortaya çıkmış zorunlu bir islâmî faaliyettir.

Bu faaliyetin sebebi, başka dinlerin, ideolojilerin, siyasetlerin İslam’a ve Müslümanlara meydan okumaları, ümmeti bölmeye ve yok etmeye veya İslam din, medeniyet ve kültürünün yerine bir başkasını geçirerek ümmeti dönüştürmeye çalışmalarıdır.

Fertler, kuruluşlar, kurumlar olarak İslam’a ve Müslümanlara karşı yürütülen bu yıkıcı faaliyet karşısında imanlı, bilgili ve hamiyetli bir liderin veya heyetin etrafında toplanan Müslümanlar İslam’ı din, medeniyet ve kültür olarak ümmetin hayatında ve vatanında korumak için belli bir anlayış ve plan dahilinde faaliyet göstermişlerdir. Bizde ikinci meşrutiyetten sonra “Türkçüler” ile “Batıcılar”a karşı bu faaliyeti yürütenlere “İslamcı” denmiştir. Daha önce, aynı zamanda ve sonra İslam dünyasında aynı maksatla fikir ve fiil ortaya koyanlara “dâ’î, müceddid, mücahid, mürşid, imam” gibi isimler verildiği olmuştur.

“İslamcılık öldü” diyenler, bir ülkede yapılan bir devrimi veya siyasi hareketi ete kemiğe bürünmüş “İslamcılık” olarak takdim ediyor, bu hareketin başarılı olmadığı, İslamcıların iddialarını ve hedeflerini gerçekleştiremediği hükmüne varıyor, sonra bu hükmü genelliyorlar.

Ben de diyorum ki, İslam’a ve ümmete karşı yıkıcı ve bozucu planlar, kumpaslar, tuzaklar, saldırılar olduğu sürece buna karşı onları korumak ve saldırıları etkisiz kılmak için fikir ve fiil halinde gayret gösteren hamiyetli Müslümanlar daima olacaktır; bunlara İslamcı desinler, başka bir isim versinler fark etmez, daima olacak ve cihadın bu şubesini îfâ edeceklerdir.

 

HABERE YORUM KAT

2 Yorum